Demir bir metal olup yer kabuğunda çok sık bulunmaktadır. Demir metal olarak demir cevherlerinden elde edilmekle birlikte, bu metali element olarak doğada bulmak mümkün olmakla birlikte bu ihtimal oldukça düşüktür. Demir elementinin Latince adı Ferrum’dur. Ferrumun atom numarası 26 olup simgesi Latince adının ilk iki harfi olan Fe’ dir.
Demrin eriyik haldeki içeriğinde % 96,5 oranında demir bulunurken %3,5 oranında da karbon ihtiva etmektedir. Elde edilen bu ürün oldukça kırılgan bir yapıya sahiptir. Bu nedenle işlenmesi bir hayli zordur. Fakat dekarbonize işlemi yapılarak karbon ortamdan uzaklaştırılarak bu kırılganlık azaltılabilir.
Demirin kullanılmaya başlaması tam olarak bilinmemekle birlikte M. Ö. 4000’li yıllara dayanmaktadır. Tarihe bakıldığında demirin ilk kullanımlarına mızrak uçları, bıçak gibi delici aletler ve süs eşyalarında rastlanmaktadır. Bu bulgulara ise daha çok Sümer ve Mısır uygarlıklarının kalıntıları aracılığıyla ulaşılmaktadır.
Zaman ilerledikçe demirle yapılan eşyaların sayısı artmış olmakla birlikte çok daha zor şekillere sahip ürünler de demirin ergitilmesiyle yapılmaya başlanmıştır.
M.Ö 2000’li yıllara gelindiğinde bilhassa Mezopotamya ve Anadolu civarında demirden yapılan demirden yapılan objelere ait buluntulara daha sık rastlanmaktadır.
Günümüzde demirin kulanım alanları bir hayli yaygın olmakla birlikte süs eşyalarının yanı sıra otomotiv, gemi gövdesinin yapımı, inşaat işleri gibi pek çok üretim sürecinde de düşük fiyat özelliği sayesinde tercih edilmektedir.
Demir alaşımı olan çelik de günümüzde oldukça yaygın bir kullanıma sahiptir. Bunun yanı sıra pik demir, dökme demir, karbon çeliği, dövülebilir dökme çelik, alaşımlı çelik, demir oksi için de çeşitli kullanım alanları mevcuttur.
Ayrıca demir vücut içinde oldukça gerekli bir elementtir. Fakat vücuda alınan her ksenobiyotik ve besin gibi demir elementininde yüksek dozda alınması vücutta toksik etkiye neden olmaktadır.