Bilgi ile hareket edersek, hepimiz çözümü göreceğiz. Türk milleti olarak, bu işin nasıl yapıldığını bilmediğimizden ne yazık ki ne isteyeceğimizi de bilmiyoruz. Örneğin Almanya’da bu iş nasıl düzenlenmiştir. Bu konuyu düzenleyen bir programa rastlıyor muyuz?

Sponsor Bağlantılar

Kadına yönelik şiddet ile ilgili 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair yasa kabul edilmiş ve bu tarihten itibaren uygulanmaktadır.

Mevcut yasal durumumuz:

1. Bu kanun şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların korunması amacıyla kabul edilmiştir.
2. Kanun, şiddete uğrayan kadına barınma imkanı, geçici yardım yapılması, psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal rehberlik, geçici koruma, kadının çocukları için 4 ay süre ile kreş imkanı sağlanması tedbirlerini sağlamıştır.
3. Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir.
4. Kişi tedbir kararına rağmen, şiddete devam etmesi durumundan 3 günden 10 güne kadar hapzen tazyik kararı verilebiliyor.

Görüldüğü üzere, devlet şiddete uğrayan kadını hiçbir zaman tam anlamı ile sarıp sarmalamıyor, geçici tedbirlerle bu işi çözümlemeye çalışıyor.

Acizane çözüm şekli:

Devletimizin yapması gereken çözüm şudur:

• Nasıl ki, bilmem kaç yataklı devlet hastaneleri inşa ediyor, sosyal devlet olması gereği olarak bu tür kadın, sokak da kalmış çocuklar, evsizler için her ile ilin nüfusu ile orantılı en az 500 yatak kapasiteli bir otel odası şeklinde dizayn edeceği, dağınık değil bir bütünselliği olan komplex binalar yapacak. İstanbul için düşünürsek, Anadolu ve Avrupa yakasına onlarca dikilen 30-40 katlı plazalar gibi bir bütünselliği olan komplex inşa etmek büyük devletimiz için hiç de zor olmayacaktır.
• Şiddete maruz kalan, kalma tehlikesi olan kadını, çocukları ile birlikte buraya yerleştirmelidir. Yine daha önce de makalelerimde yayınladığım gibi bu konunun toplumsal ve yaşamsal önemini fark eden bir avukat, bir hukukçu olarak, şunu önerebilirim ki, bir davada çocuğun velayeti hususunda anne ve baba arasında anlaşmazlık varsa –ki birçok davada bu mevcuttur- küçüğe, çocuğa hemen ve derhal müdahale etmelidir. Ve çocuğu devlet koruması altına alıp, eğitimini, iaşesini devlet karşılamalıdır. Devletin korumaya aldığı küçüğe karşı, psikolog ve sosyologlar eşliğinde yaklaşılmalı ve kendisini bu sorumluluğa sahip olduğunu ispat edemeden hiçbir ebeveyne teslim de edilmemeli ve görüştürülmemelidir.
• Şiddet uğramış kadın tamamen polis koruması altında tutulacak olan bu yerleşkede, işi yoksa işe yerleştirecek, meslek edindirecek, çocuklarını hemen ve derhal okullara yerleştirecek ve her gün işe emniyet görevlileri eşliğinde gidiş gelişi sağlanacak ve burada psikolog ve sosyologlar eşliğinde terapi görecek.
• Bu asla mevcut yasada olduğu gibi geçici değil, 4 ay gibi absürt sürelere bağlı kılınmayacak. Madem ki insan odaklı bir yaklaşım içerisindeyiz buna uygun bir düzen kurulmalıdır.

ASIL ŞİDDET GÖSTEREN KOCA, SEVGİLİ HER NEYSE BU ŞAHISLARA KARŞI DEVLETİMİZİN YAPTIĞI BİR ŞEY NE YAZIK Kİ YOK…

– Asıl sorun da işte buradadır. Eşine, sevgilisine şiddet uygulayan erkek suçun ceza miktarı düşük olduğu için tutuklanma durumuz çok zayıf şu an için. Mevcut yasada şiddet uygulayan erkek, hakkında darp suçunda dava açılıyor.
– Şahıs hakkında ceza davası açılıyor, mahkemeler sürüyor, sürüyor ve sonuçta kadın, devlet koruması altından çıktıktan sonra kocasına geri dönmek zorunda kalıyor, bırakılıyor. Kusur kadında değil ne yazık ki. Ben bunun örneklerini mesleğimde sıkça karşılaştım.

Yapılması gerekenler:

– Şiddet uygulayan bir erkeğin çocukları ile velayet ilişkisi tamamen kesilmeli, alınacak tedbir kararı ile velayet ilişkisi tedbiren sona erdirilmelidir. Bu yapılmıyor, şiddet uygulayan erkek, çocukları üzerinden kadına baskı yapıyor, çocukları ile görüştürmüyor, onları kaçırıyor vs. Avukatlık meslek hayatımda bunun örneklerine sıkça rastladım. Bunda kadının en küçük kusuru yoktur.
– Ve hepsinden önemlisi bu kişi hakkında şiddet uyguladığı için tedavi ve terapi kararı verilecek, bu kişi hemen ve derhal polis nezaretinde ve zoruyla hastaneye sevk edilecek ve hemen tedaviye başlayacak. Devlet bu kişinin bu tedbirini birebir takip edecek. Şansa, biz tebligat yapalım gelirse gelir diye bir varsayıma bırakmayacak.

Kısaca ve sonuç olarak, kadını korumak adına alınan geçici tedbirlerle, şiddet uygulayan erkeğe karşı hiçbir tedbir alınmaksızın sorunun tıbbi ve bilimsel yöntemler uygulanmaksızın ortada bırakılması bu ölüm vakıalarının asıl sorunudur. Ve bunu çözecek olan asıl güç devletimizdir.

Yarın meclis bu iş için derhal toplanmalı ve bir gün dahi kaybetmemelidir. İstanbul Barosu’nun yıllardır bu hususa gösterdiği hassasiyet, hizmet ortadadır. Bağlı bulunduğum baronun başkanı,yönetim kurulu üyeleri ve tüm avukatların bu husus da gereken her türlü desteği vermeye her daim hazır olduğunu biliyorum.

Av. Aydın EGEMEN