Merhamet edenlerin en merhametlisi, sonsuz şefkat sahibi Yüce Rabbimiz, Kuran ahlakına uyan kullarının üzerinde “Rauf” (pek esirgeyen, çok acıyan) ve “Rahman-Rahim” (Merhamet eden, verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedi nimetler vermek suretiyle mükafatlandıran, ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır, rahmet ve irade buyuran, sevdiğini sevmediğini ayırt etmeyerek sayısız nimetlere kavuşturan) isimlerini tecelli ettirir. İnananlar, “Eğer Allah’ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten Rauf (şefkat eden ve) Rahim olmasaydı (ne yapardınız)?” (Nur Suresi, 20) ayetiyle bildirildiği gibi, Allah’ın kendilerine olan merhametine muhtaçtırlar.
İnanan insanların sahip olduğu Kuran’i merhamet, beraberinde fedakarlığı, sevgiyi, saygıyı, affediciliği ve ince düşünceliliği getirir. Merhamet sahibi inananlar, insanlara karşı duydukları derin şefkat sebebiyle, maddi manevi her konuda onlara yardımcı olmaya çalışırlar. Bu yardımların karşılığında da herhangi bir beklenti içine girmezler.
Toplumda huzur ve güven ortamı sağlayan merhamet anlayışının insanlar arasında yayılması, güzel ahlakın yerleşmesi ve yaygınlaşması ile gerçekleşir. İyiliği emreden ve kötülüğe güzel bir tavırla karşılık veren insanların oluşturduğu bir toplumda şiddet, kavga ve kargaşa olmaz. Yüce Allah insanlara, kötülüğe karşı en güzel tavırla karşılık verdikleri takdirde hayırlı bir sonuç elde edeceklerini vaat etmiştir.
“İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.” (Fussilet Suresi, 34)
Toplumda merhamet duygusu yaygınlaşmadığı taktirde çocukların ezilmesinin, kadınlara şiddet uygulanmasının, cinayetlerin, hırsızlıkların, yolsuzlukların çoğalmasının önünde hiçbir engel kalmaz. Böyle bir toplumda merhametten yoksun olan zalim insanlar, zayıf ve güçsüz olanları istedikleri gibi ezerler.
Şiddet ve kargaşaya neden olan merhametsiz insanların oluşturduğu bir toplum yerine huzur ve güven ortamının yaşandığı mutlu bir toplum istiyorsak, Allah korkusunu ve merhameti yüreğimizden çıkarmayalım ve Kuran ahlakının yaygınlaşması için elimizden geleni yapalım. İhtiyacımız olan huzuru yalnızca Allah’ın gösterdiği yolda bulacağımızı unutmayalım.
Değerli öğütleriyle insanlara yol gösteren büyük İslam alimi Abdülkadir Geylani müminlere bu güzel ahlakı şöyle tavsiye etmektedir:
… Birbirinize saygı gösterin. Birbirinize merhamet gösterin, aranızda şefkatli olun. Birbirinizi kötülemeyin. Birbirinizi azarlamayın. Birbirinize karşı iyi davranın, birbirinizin kusur ve ayıplarını münasip bir lisanla anlatın, görmemezlikten gelin. Birbirinizin ayıplarını yaymayın, birbirinizin hatalarını affedin. Teftiş ve tecessüse kaçmadan, birbirinize iyiliği emredin. Kötülükten de alıkoyun. (Abdülkadir Geylani, Kalpleri Aydınlatan Sözler, sf. 183, Derleyen; Şeyh Muhammed Abdülkerim El-Kesnezâni)
Güzel olan ahlakta beraber olalım ve büyüyelim inşaAllah…
Altuğ Öztürk
bulamuom hiç bu konuyu
karanlıklar çok karanlıklar var..
BİR TANE AYDINLIK VAR….
KARANLIKLAR ÇOK
AYDINLIK TEK
merhametin ve sevginin olmadığı yerde sevgisizlik ve zulüm vardır.
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.” (Fusilet Suresi, 34)
elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz:(
kalp almıyor.göz almıyor.gönül duymuyor..bilakis küstah bir tavır çıkıyor Yarabim.
Ölmek gerekmiyor akıbetinin ne oldugunu ogrenmek için:….
ne ile meşgul hayatın..Alah ın sana verdiği rızkı nerede harcıyorsun..helal yolda harcadığını mı sanıyorsun
ah ne zincirlemedir kötü haler..bir tane değil ki kötü haler..
herşey akılarına gelir de ..iyi olmak bir türlü gelmez..
kendine sağır olmuş insanın kime hayrı olur..
Alah ın Rahmeti merhameti var.Alah ın KAHAR sıfatı da var.ADALETİ de var..
ben burayı baya byendim çok işişme yaradı