Onunla geçen her günün tarifsiz, onsuz geçen günler cehennem azabı! Merak ettiğin bir kitabı okurken ya da en sevdiğin dizi filmi izlerken birden elektriğin kesilmesiyle şok olur ya insan, işte aşk bundan da öte bir şey. Katlanılması güç bir şeydir aşk. Aile, akraba, arkadaş çevren yok oluverir birden. Seni doğuran ve her türlü sıkıntılarına göğüs gelmiş biricik annen bile o an arka planda kalır. Aşk işte, insanı mecnun da eder, rezilde! Aşk, yarını düşünmez, bugün varsan o gün bitmeyecekmiş gibi gelir insana. Yarının gelmesini istemez âşık insan. Öyle bir duygu ki sadakat kelimesi zirve yapar. Aldatamazsın! Kıramazsın! Ama ağlarsın!
Bu yaşta aşk mı olur kardeşim deme! Yaşa bakmaz aşk, okyanustaki bir girdap gibi dolar seni kendine bırakmaz. Dönersin, dönersin bıraktı mı sonu belli olmayan bir uçuruma yuvarlanıveririsin. Seni anlayan olmaz, zaten anlamalarını da beklemezsin. Boşlukta tutunacak bir dal ararsın, bulamadın mı ağlarsın, ağladıkça geçmişe dönersin. Öyle bir şey ki aşk, sardı mı yaşatır kendi içinde bir ölü misali, bıraktımı ölüydün zaten geçmişteki gibi. Bu cümle ne kadar karmaşıksa, aşkta öyle bir şey işte.
Her gün hayal edersin âşık olduğun insanı. Sabah kalkerken, kahvaltı ederken, dışarıda yürürken, işteyken, eve dönerken… Her anı onunla geçirmek istersin. Aşk işte! mantık arama. Arasan da bulamazsın, anlatsan da anlatamazsın âşık olana. Dedik ya aşkın küçüğü büyüğü yoktur diye. Yok işte. Aşk kendi içinde okyanus, yaşa bakmaz çeker âşıkları kendi girdabına.
Hayal etme aşkı bulamazsın kendi dünyanda.
Elini çek araştırma, bu bir huyla.
Üzer seni yaklaşma!
Adı aşk bunun uzak dur; ama
Bir gün yaşayacaksın unutma!
Hamza KILIÇASLAN
ne olursa olsun kaçınılmaz bir şey