Atv programcısı Müge Anlı, ekranlarda “Herkes haddini bilecek” ifadelerini kullandı Van’da meydana gelen depremin ardından. Anlı şunları söyledi: “Her fırsatta küçücük çocuklar tarafından taş attırılan polisler, olay yerine gelip ilk müdahale edenlerdi. Mehmetçik… Bizim Selcan’ın erkek kardeşi de Van’da askerlik yapıyor. Ona ve tüm askerlerimize hayırlı teskereler diliyoruz. Allah da askerimize polisimize zeval vermesin. Onlara taş atanların da elleri kırılsın.Canımız istediğinde kuş avlar gibi taş atıyoruz. Dağlarda vuruyoruz. Sonra bir şey olunca da asker gelsin, polis gelsin diyoruz. Dengeleri kuralım. Zor günlerde canım cicim. Kuş avlar gibi avlamayalım bunları. O kadar kolay değil. Herkes haddini bilecek…” Bu sözler, doğal olarak tepki çekti. Gerçi bu sözler, ülkemizde çokça bulunan faşistlerin görüşlerinin dışa vurumuydu aynı “Türkiye bugün başka bir haberle sarsıldı. Tüm Türkiye, her ne kadar Van’dan da gelse haber, üzüldü…” diyen, diyebilen Haber Türk spikeri Duygu Canbaş gibi…
Ve bir de, şehitleri de depremi de görmezden gelen, halkın acısını paylaşmayan, sanki uzayda yaşayan televizyon ve radyocular… Bu televizyonculardan birisi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın annesi Tenzile Hanım’ın ölümü üzerine ertelediği “O Ses Türkiye” yarışmasını, Van depremine rağmen yayınlayabilen Acun Ilıcalı. Umrunda mı Acun Ilıcalı’nın, Hülya Avşar’ın, Mustafa Sandal’ın, Murat Boz’un ve Hadise’nin Van’da yaşanan o acılar?
Bir televizyonda Van’dan gelen acı sesler, diğer yanda ise şen şakrak bir şekilde en iyi sesi kapma yarışı…
Ölü sayısı 500’e yaklaşmış…
1000’den fazla yaralı varmış…
Kar yağacakmış…
Havalar soğukmuş…
İnsanlar bu soğukta dışarıda kalmışlar…
Babalar, anneler, çocuklar, öğretmenler, öğrenciler, sevgililer ölmüş umrunda mı olur bu vicdansızların, insafsızların, paracıların…
Umrunda mı olur bu şan, şöhret düşkünlerinin enkazın önünde durup, yürekleri delip geçen o feryat sesleri?
Onlar için bu sesler değil önemli olan, onlar için “o ses” önemli…
Bilmiyorlar ki aradıkları “o ses”in İstanbul’da değil, Van’da olduğunu…
İnsanların pek çoğunun yitirdiği değerlerden biri de, ızdırap duyulması gereken meseleler karşısında ızdırapsız olmalarıdır. Yürek dağlayan hadiseler karşısında yüreği yanmayan kimselerin problemlere çareler bulmaları da mümkün değildir.
Alah herkese akıl fikir ve vicdan versin.