Bizler hayatımızın sonuna kadar istemli ya da istemsiz olarak bir çok şey öğreniyor, öğretiyoruz. Bunların sonucunda mutlu ya da mutsuz oluyoruz. Genel çerçeveden baktığımızda, bilinçli olarak öğrendiklerimiz ve öğrettiklerimiz bizleri mutlu ediyor. O zaman nasıl mutlu olurum sorusunun cevabını verirken de çok fazla düşünmemek lazım.
İnsan, hayatına bir yön vemediyse, ilgisini çekmeyen şeyleri öğrenmek zorundadır. Biz buna hayatın dikenli yollarında yürümeye çalışmak  diyebiliriz.  Aslında ortada diken değil, bilgiyi almamakta (öğrenmemekte) direnme vardır. Bu durum insanın aslında ne istedigini bilmediği durumlarda, hedefsiz ve amaçsız yürürken ortaya çıkıyor.
 
Bilgiyi almak için (öğrenmek için) bir çaba  sözkonusu olduğunda ise, dikenli yol kendini bir gelincik tarlasına birakacaktir. Burada hedef, ne başarı ne de mutluluktur. Burada mutluluk zaten o yol üzerindedir. Her yeni projeyi aldığında, üzerinde çalıştığında ve bitirdiğinde zaten başarılı ve mutlu olursun. Burada öğrendiklerin seni bir sonraki projeyi almana güdüler, ve bir sonrakini. Her yeni proje, daha büyük organizasyon gerektirecek, organize etmeyi öğreneceksin; daha büyük bütçeler gerektirecek, risk almayı öğreneceksin; daha çok kişi gerektirecek, öğretmeyi ve ikna etmeyi öğreneceksin. Öğretmeyi  ve ikna etmeyi iyi öğrendiğinde ise, iyi bir lider olacaksın.
 
Aile hayatında da, Sosyal hayatında da bu böyledir. Karşına çıkan her insan sana birşeyler öğretecek, evlilik ve eşin sana birşeyler öğretecek. Ve sonunda bir bebeğin olduğunda öğretmeye başlayacaksın.
Hiç bir zaman “ben yolun sonunda mutlu olacağım”, ya da “başarılı olacağım” amaç olmamalıdır. Amaç, çizdiğin yol üzerinde çok çalışmak, hedef ise “sürekli öğrenerek kendini geliştirmek ve çok geniş vizyon sahibi olmak” olmalıdır. İşte bu aralıkta insan gelincik tarlasında yürür. Yaptığı hiçbir işten üşenmez, sıkılmaz, yorulmaz, her aşamada mutlu olur.

“Başarı bir seyahattir, hedef değil. Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil. Yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş ve vakit de geçmiş olurdu. Mutlu olmanın zamanı ise bugündür, yarın değil.” (HZ.MEVLANA)

Sponsor Bağlantılar

Hz. Mevlana’nın çok iyi özetlediği gibi, ileri her attığımız adım bir başarıdır ve bunun için mutlu olmalıyız. Daha fazlasını istemek, daha fazlasını yapmak bir amaçtır ve bir amacımız olduğu için de mutlu olmalıyız. Hedefimiz daha iyi olmak olmalıdır. Her daha iyi oluşumuzda mutlu olmalıyız ve sanki sıfırdan başlamış gibi yürümeliyiz.

Yani mutluluk ve başarı bir döngüdür, asla bir son, yada bir sonuç değildir. Son, herşeyin bittiği yerdir, ve hiç kimse herşeyin bittiği yeri hedeflemez.

Mutlu Adımlar…