SevgiliyeSensizliği düşündüm bir an… Düşünemedim aslında, öyle uzak ki, ufacık kaldı gözümde sensizlik… Bir sızı kapladı içimi, canım yandı, nefes alamadım, yok oluyorum sandım. Senin ateşinde yandığımı hissettim o an, fark etmeden kaçmaya çabalarken delicesine aslında geriye giden her adımda daha da yaklaşmışım sana, bilmiyordum, anladım.

Sponsor Bağlantılar

Yaptığım çocukluklar geldi aklıma, içim acıdı. Acıdım sana, çok daha fazla kendime acıdım. Anladım ki senden kaçmaya çalışırken sana nasıl da bağlanmışım. Güldüm kendime… Sana yaptıklarım gelince aklıma utandım birden kendimden AMA EN ÇOK SENDEN UTANDIM. Hayran oldum sonra düşündükçe, her aklıma gelen anıda daha çok hayran oldum, sana, sabrına. Biliyordun belki de karşındakinin bir çocuk olduğunu ve avutuyordun her defasında beni. Merak ediyorum her defasında ne hissettin, ne düşündün. Oysa sen hiç ama hiç söylemedin içindekileri bana. Kötüleri de söylemedin iyileri söylemediğin gibi. Her kızdığımda sana, olur olmaz bahanelerle her kavga çıkardığımda aslında sen değildin kızdığım, ben kendime ve karşındaki çaresizliğime kızıyordum. Benim miydin bilmiyordum, bilmedikçe daha çok kızıyordum kendime. Canını acıtmak istiyordum fark etmiyordum her defasında sabrını nasıl sınadığımı. Senden mi çok emindim kendimden mi bilmiyorum, sevmek istemiyordum seni ve sevdiğimi her anladığımda sana kızıyordum kendime kızmak yerine. Daha kolay geliyordu böylesi… Vicdan azabı duymamak için bahaneler bularak inandırıyordum kendimi haklı olduğuma ama itiraf edemesem de kendime biliyordum umarsızca bir çırpınıştı benim ki. Sana da söyledim utanıyorum diye, bilmeden sözlerimin canını nasıl acıttığını, insafsızca vurdum sözlerimi yüreğine. Utanıyordum evet ama sana hak ettiğini veremediğim için utanıyordum en çok. Git istiyordum ama ödüm kopuyordu ya gidersen diye. Ne yapardım sensiz bilmiyordum, hala da bilmiyorum. O kadar çoksun ki bende, nasıl yok olursun bilmiyorum…

Yokluğun, bak nasılda kalbim sıkışıyor yine düşündükçe… Bensiz nefes aldığını düşünmek bile istemiyorum, bensiz yaşadığını, başkalarını sardığını kollarının. Hani küçücük kalır ya ellerim avuçlarının içinde KOCA ADAM, yüreğimde küçücük kalıyor yüreğinin yanında.

Kızgınlıklarımda kayboldum ben, seni de kaybettim bir süre sonra. Ya sevmiyorsa dedim sevilmemek için her şeyi yaptıktan sonra ama anla istedim hırçınlığım umutsuzca sevgimden. Git dedim sana hep, özgürsün dedim ama bin dua ettim içimden gitme diye. Her kalışında daha çok bağlandım sana. Adını koymadım hislerimin sevgi mi, aşk mı bilmedim. Her uyuduğumda kollarında huzuru hatırladım, her ayırdığında yollar seni benden; yollara kızamadığımdan sana kızdım. Gidiyorsun diye… Sevgilim derken sana sen duymadın ardından dökülenleri, ben duyurmadım çünkü biliyorum, üstün yeteneklerin olsun istedim, gözlerinle gör bir şekilde kalbimin içini. Özgür tutsaktım ben aslında.

Yokluğunu düşündüm bir an, nefessiz kaldım…

Sen kocaman yüreğinle severken beni ben küçücük yüreğimle eziyet etmişim sana. Ama ben küçücük yüreğimle kocaman sevmişim seni. Boyunu aşmış yüreğimin bu sevgi, her yerime yayılmış ben bilememişim. Özgür tutsakmışım aslında, sevmeye cesareti olmayan kalbi kırık küçük bir çocukmuşum ben…

Şimdi biliyorum yüreğimin nasıl sevdiğini seni, seni sevdiği için yüreğimi daha çok seviyorum, daha çok benden biliyorum. Ya sen sevgili, sen affedebilir misin beni ve hırçın yüreğimi?