Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz bu dünyada nasıl bir hayat yaşadığınızı hiç düşündünüz mü?
Amacınız Allah’ın rızasını kazanıp sonsuz cennet mekânında mı yaşamak, yoksa kısa süreli mutluluklarla, güzelliklerle oyalanıp dünya hayatının tadını sonuna kadar çıkararak mı yaşamak?
…
İnsanın yaratılış amacını Yüce Allah, ‘Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım.’ (Zariyat Suresi, 56) ayetiyle açıkça bildirmiştir. Ayetten de anlaşılacağı gibi insanın yaşama amacı Allah’a kul olmak ve O’na ibadet etmek olmalıdır.
Ölümü uzak gören insanlar maalesef bu gerçeği göz ardı eder ve ölümü akıllarına getirmedikleri için dünya hayatındaki tüm nimetlerin tadını çıkararak yaşamak isterler. Lüks evler, arabalar, başarı, güç, iktidar, güzellik, sosyal çevre, eş, çocuklar … Oysa tüm bu dünyevi nimetler ölümle birlikte bu dünyada kalır ve sorgu için bekleyen ruha hiçbir fayda sağlamaz. İnsana sorgu günü fayda sağlayacak olan tek şey yaşarken yaptığı salih amellerdir. ‘İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir.’ (Kıyamet Suresi, 13)
Zamanını ahiretini düşünmeden yaşayan ve boş ve yararsız işlerle geçiren insanların yaşayacakları pişmanlık bir ayette şu şekilde bildirilmiştir:
Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: “Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz’in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü’minlerden olsaydık.” (En’am Suresi, 27)
…
Ölümünden sonra eserleriyle anılmak, yaptıklarıyla övülmek gibi dünyevi istekler insanı hep bu dünya için çalışmaya yöneltir. Bu yanlış bakış açısının sonunda çabaların boşa gittiği çok açıktır. Ölen kişi için övülmenin ya da güzel anılmanın hiçbir anlamı kalmaz. Ölüm melekleriyle karşılaşan insan için artık önemli olan tek şey Allah’ı razı edip edemediğidir. Çünkü sonsuz cennet ya da cehennem hayatına kavuşmasına çok az kalmıştır. Hayatını sadece dünyevi şeylerle oyalanarak geçiren insanın yaşayacağı tek şey, bitmeyen bir pişmanlık ve acıdır.
Güzel işler yaptığını düşünenlerin bu durumu ‘Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.’ (Kehf Suresi, 104) ayetiyle bildirilmiştir.
…
Ölüm melekleriyle buluşmanıza saatler kaldığını bilseniz bu son anlarınızı nasıl değerlendirirdiniz?
Ölümle beraber sonsuz ve asıl hayata uyanacağınız o ana dakikalar kaldığını hayal edin…
Geri dönüşü imkânsız olan o büyük ana!
Bu son saatlerinizi yine çalışarak, eğlenerek, alışveriş yaparak mı geçirirdiniz…
Yoksa ibadetle, dua ile ve bağışlanma dileyerek mi?
Unutmayın! Son anda yapılacak ibadetlerin, duaların ve tevbelerin insana bir faydası olmayacaktır.
Tevbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca: “Ben şimdi gerçekten tevbe ettim” diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa Suresi, 18)
Bu azaptan kurtulmanın tek yolu sadece Allah’a kul olmaktır. Bu gerçeği unutmadan yaşayacağımız bir ömür dileğiyle…
Altuğ Öztürk