Hoş Geldiniz…
yenimakale.com internet üzerinde bulabileceğiniz en özgün ve kaliteli makale sitesidir. Her gün 30 bin üzerinde tekil ziyaretçi sayısı ile Türkiye’nin en popüler internet siteleri arasında yer almaktadır.
Sizde aramıza katılmak ister misiniz?
* Lütfen “buraya” tıklayarak siteye üye olun,
* E-posta adresinize gelen aktivasyon mailindeki linke tıklayın (Mail spam kutunuza düşebilir),
* Kullanıcı adı ve şifrenizle siteye giriş yapın,
* Giriş yaptığınızda “Makale Gönder” butonu sağ tarafta görüntülenecektir. (Üye girişi yapmadan linke tıklarsanız hata sayfası açılır).
Not: Yazınızı yayınlamadan önce lütfen yazınızın “Makale Yayınlanma Kuralları“na uygun olduğundan emin olun. Uygun görülmeyen makaleler yayınlanmayacaktır.
…aramıza hoş geldiniz ;)
En Sevdiğim Oyuncu Hazal Kaya Berak Tüzünataç
En son ne zaman bunu düşündüğünü hatırla. En umutsuz anlarımızda ortaya çıkan bu düşünce bizi o güne yaklaştırır. Önünü düşünmeden sonunu düşünmektir bu. Bir yenilgidir.
Ama neye göre, kime göre ölmek, ölmek sadece nefesinin kesilmesi midir? Ne zaman öldüm? Acı çekmeden ölmek iyi bişey mi? Bu sorulara kendimce yanıt vericem.
Cevap 1: ölmek sadece biyolojik olarak ölmek demek değildir ki. Nefes alan ama ölmüş onlarca insan görüyorum her gün. Bir insan kalıplaşmış insan olduğu zaman, istenilen insan olduktan sonra ölmüştür benim için. İnsani olmanın değeri çok yüksek. Ama biz bunu göremiyoruz. Diğer insanlar istediği için yaşıyoruz sadece. Mükemel insan olmak için. Mesela ileride kendimi iyi hisedeceğim bir mesleğim olmazsa okumanın anlamı ne? ‘senden nefret ediyorum’ ya da ‘seni seviyorum’ demek neden bu kadar zor? Çünkü mükemel insan tanımına uymuyor . Mükemel insan herkesi sever ama cümledeki herkes sadece diğer mükemel robotları pardon insanları kapsıyor. Gençken ortaokuldayken liseyi, lisedeyken üniversiteyi, üniversitedeyken de işi düşünmemiz isteniyor. Saçma. Gelecek o kadar kesin bir şey değil! Şimdiyi yaşamak varken sadece ileriyi düşünen geri zekâlılara dönüşüyoruz hepimiz. Kendimizi rahatlatmak yerine strese sokmanın manası ne? Neden herkes ‘benim evladım doktor olacak’ diye ümit eder anlamıyorum. İnsanlığın en yüksek mertebesi doktorluk değil bunu anlayın. İyi ve mutlu bir insan olmak mutluluğun en yüksek mertebesidir. Tanrı bize bu güzel dünyayı mutlu olalım diye vermemiş mi zaten. Ama biz ‘dep’ lerde yaşarız çünkü depler hayatı mahveder. Kimsenin baskısı altında olmadan düşünmek bu kadar mı zor? Gerçekten nefret etiğin birinin yüzüne ‘senden nefret ediyorum’ diye bağırmak kadar mükemel bi şey yok ben bunun garantisini verebilirim. Ama ben daha 16 yaşında bi ergenim. Hadi bu asiyi dinlemeyelim ve hayatımıza devam edelim. Bu yaştayken bile eğlenmenin yasak olması çok gereksiz değil mi? Sizde bahsetim ölmüş insanlardansanız geri dönebilirsiniz. Hadi sizi mutsuz eden her şeyi bırakıp kendinize dönün. Mükemel insan robot demekse siz mükemel olmayın. Siz ……(buraya kendi isminiz gelecek) olun. ((Bu arada çağla senden hala nefret ediyorum.))
Cevap 2: ben daha kendimi ölmüş olarak hisetmiyorum. Çünkü içimden gelen her şeyi yapıyorum. Sevdiğim insan da kendisini biliyor, sevmediğim insan da. Fikirlerimi savunmaktan korkmuyorum. Kendimi mutlu ederek yaşıyorum. Hatalarıma ağladığım gibi başarılarıma gülüyorum. Ama düşmeden yürümek olmaz dimi, hatalarımı seviyorum. Bir ara öldüğümü de kabul etmeden geçmiycem. Depresif, mazoşist, aşık ve ‘kankalarla selfi’ modundaki biri olmuştum. Ama bunlar benim duygularım değildi. Çevremdeki herkes aşıktı ben de aşık olmalıydım. Okuduğum romanlardaki, izlediğim filmlerdeki başroler deprsifti benim neyim eksikti? Açı çekmeyi seven insanlar gizemliydi ****iydi e benim neyim eksik? Çokca arkadaşım olmadan da duramadım. Ama bunların benim ten rengime uymadığını anladım. Şimdi telefonuma daha az mesaj geliyor, daha çok düşünüyorum, eski arkadaşlarımın dörte üçünü diğer yüzlerini fark edip uzaklaştım. Ama aldığım her nefesi şu an seviyorum. Umarım sen ölmemişsindir. Öldüysen hala canlana bilirsin. Bunu daha önce ölmüş ve dirilmiş biri olarak söylüyorum.
Cevap 3:acı çekmeden ölmek diye bi durum yok. Hani iki durumda da ölsen acı çekerek öleceksin. Ki bu da ölümün güzeliği. Hani ruha 21 gram derler ya. Sen o 21 gramın içinden çekildiğini hisedeceksin. Yaşa***** öleceksin ki bundan da zevk alacaksın. Nefes alırken ölürsen bunu hisedemeye bilirsin de. Bu kötü olurdu işte. Öldüğün zaman ‘keşke şunu da yapsaydım be’ dememen önemli. Öldüğünü hisetmen ama buna rağmen gülümseye bilmen önemli. Robotlar mesela bunu hisedemezler ama ben hisedicem ve bunu bilmek harika bişey. Ölüm korkusu olmadan yaşamak ve zamanı geldiğinde o acının da tadına bakmak harika bişey. Ölümün acısız olanından korkun ölümden değil. Çünkü ölürken o acıyı tadabilirseniz gerçekten yaşamısınız demektir. Ölüm acısından bahsederken kanserden ağrı içinde ölmekten bahsetmiyorum tabi ki. O an geldiğinde, Azrail’i karşında gördüğünde, ‘hey dostum diğer tarafa mı gidiyoruz? Bu dünyada mutlu oldum hadi biraz da orada eğlenelim’ diyebilmekten bahsediyorum. Bu dünyayı sevmekten, bu dünyada mutlu olmaktan ama öteki dünyaya giderken hiç bişeyde teredüt etmemekten bahsediyorum. Ben ölüm acısı derken aslında yemeklere tat katan pul biberden bahsediyorum. Yaşama tat katan ölümden.
Bazen çekip gitmek gerekir hiç sormadan, sorgulamadan..Hayat bu ya en sevdiklerimizden vazgeçmek zorunda bırakır belki de sevmeye devam edelim diye..Kimbilir.Bir umut yaşatır insanı, bazen de belkiler hiç olmayacak olması çok zor belkiler..Hayırlısı deriz söyleyecek sözlerimiz tükendiğinde,”hayırlısı”,küçücük ama kocaman sözcük..Bazende kıskandırır hayat başkalarının mutluluklarını yada ne bileyim kıskanmak da değil de, kendi cesaret edemediklerimizi başkalarının ne kadar da güzel cesaret etiklerini görmek kahrediyordur..Zamanında o cesareti gösteremediğimiz için kendimize kızıyoruzdur. Hayat işte tüm bu saçmalıklar içinde bu aciz vücudum yok olup gidecek,tüm bu cesaret edemediklerime belki de asla cesaret edemeyeceğim ne kötü…
İnsan bazen her şeyden vazgeçer o an karşısına birilerinin çıkmasını ister.Kimsenin karşısına çıkmadığı zaman kendini yalnız hiseder ,sen benim karşıma ne yalnızken ne de her şeyden vazgeçtiğimde çıktın sen benim karşıma tam zamanında çıktın.Çıktın ama gelmedin, adım atmadın ,bıraktın gitin.Üzmek istemiyordun aslında, paramparça etin biliyor musun?Hakını helal et dedin ,etmek kolay dilimde ama gel kalbime sor bakalım sana ne cevap verecek soramazsın dimi çünkü korkuyorsun..Boşversene ben unutum diyorum sana, sırf güçlü görünmek için vazgeçtim diyorum.başkasını seviyosun diye neden peki, gerçekten çok merak ediyorum.Halbuki ben tüm söylediklerimde cidiydim.Gerçekten alah içindi gerçekten ona yaklaştıracağını düşünmüştüm. Ben sandım ki sende rabime yakınsın ama önce senin ona yakın olman gerekiyor ,değilmişsin be çocuk ben cidiydim ama seninki sadece laftaymış icrat yokmuş..Olmadı be olmadı .Şimdi senden vazgeçtiğimi söylesem de inanma çünkü güçlü olmaya çalışıyorum çünkü sana yenilmek istemiyorum çünkü kırgın olmak istemiyorum.Ben alah için dedim çocuk namaz dedim yusufla züleyha dedim senden de bana karşılık gelir sandım.her yazdığını her söylediğini üstüme alındım yapmamalıydım.Sonrası ne mi hayal kırıklığı..Hatırlamıyor musun söylediklerimi,söylediklerini,şimdi soruyorum sana çocuk neden ,anlatsana biraz ben dinlerim okurum..Sen yeter ki cevap ver ben beklerim..Olur da ilerde karşılaşırsak gelme olur mu ,bakma bana tanıma beni, konuşma benimle senden nefret etmek istemiyorum çünkü seni bu denli güzel sevmek varken..Canımı yakıyoken bile sevebiliyorum seni bekleyebiliyorum seni.İlk önce adını aşk koymamıştım biliyor musun çünkü saçma geliyordu ama aşk kavuşamamaktı bende sana kavuşamayacağım için adını aşk koydum, adını ben koydum çocuk.şimdi her vazgeçtim dedğimde her unutum deyişimde anla ki seni her geçen gün daha çok özlüyorum,bakma böyle dediğime istemiyorum artık biliyor musun bana gelsen de istemem artık..Çünkü ben beklemeyi sevdim senin yokluğunda..ben sensizliği sevdim, seninle olmaya belki alışamam.Gelme sakın gelme ki eğer seni yanlış tanıdıysam bile gerçek seni tanımayayım çünkü hayalimdeki sen çok güzelsin ,ben bendeki seni sevdim bendeki seni bırak ki sevmeye devam edeyim..
Cinler genelikle tek başına kalan ve bünyesi uygun olan, vücudunda açık menfez bulunan insanları korkuturlar. İnsanlara ürperti, vesvese, heyecan, asabiyet, telaş gibi hisler verirler. Asr-ı sadete cinler madi olarak da saldırı yapabiliyordu. Hz. Ali (r.a.) Celcelutiye’de kendine hüdam olan ifritler vasıtasıyla, namaz kılarken kafir cinlerin veya düşmanlarının taruzundan korunuyordu. Veya hz. Peygamber, beyt-ül mal’dan hırsızlık yapan bir cini direğe bağlıyordu. Günümüzde böyle madi görüntü ile karşımıza çıkmıyorlar. Asr-ı sadete meydana gelen hadiseleri ve rivayetleri iyi anlamalı, iyi tabir etmeliyiz. Yoksa bir çok konuda yanılabilir, hatalı bilgilere sahip oluruz.Olayın meydana gelişi ile şahıslar arasında iyi bir irtibat kurmalıyız. Hadiselerin hikmetini ve mahiyetini iyi kavramalıyız. Hangi söz, nerede, hangi olay neticesinde söylenmiş, bunu idrak etmeliyiz. Cinler, insanları korkutmayı, vesvese ve şüpheye düşürmeyi, aciz ve çaresiz bırakmayı severler, kendilerine yalvarılmasından hoşlanırlar. Halef, selef meselesi bu konuda tesirli bir sebeptir. Yani, insan yaratılmadan evel yeryüzünde cinlerin hakimiyeti vardı. Mantık, muhakeme, iz’andan uzak cin toplulukları yeryüzünü fesat ve savaşa boğdular. Sonra üzerlerine halife olarak insan geldi. Kafir cinler insanlara rahatsızlık verirken bu zarar insanın bünyesine, yapısına göre değişir. Yoksa cinler, her insana gidip zarar veremez.Cin, insana tasalut edince, onu korku, ürperti hisleriyle sefahat ve kötü alışkanlıklara sevk eder. Yani, sıkıntı ve korku, endişe ve ürperti ile insan ibadeti terk eder; içkiye, kötü alışkanlıklara, intihar etme duygusuna müptela olur. Böyle bir cin tasalutuna maruz kalan kişiler, eğer iyi niyetli, ihlaslı ve ****fizik aleme kabiliyeti olan kişilere rast gelirse, Alah’ın (c.c.) İzniyle şifa bulabilir. Sadece dindar olmak yeterli değildir; bazı medyumluk kabiliyetlerinin de olması gerekir. Bu olayların hepsi ilmidir. Bu bakımdan madi menfat için bu işi yapmayan ilim ehlinden yardım alınabilir. Ayrıca tılsımat-ı kur’aniye, ehil kimseler vasıtasıyla cinlerin tasalutuna uğramış insanlara yardımcı olabilir.
Cinin zararsız hale getirilmesi mümkün müdür?
Evet mümkündür. Zira cinin başka yere kaçmaması, medyumluk kabiliyeti olan kişinin gözlerinin hüneriyle sağlanır. Ancak buradaki madi gözümüz değildir. Çünkü biz cinleri, beş duyu organımızdan biri olan göz ile göremeyiz. Manyetik akım, el, göz ve nefesten farklı farklı frekansta çıkar. Gözden çıkan bir şua, cini olduğu yerde sabitler, kımıldayamaz hale getirir; cini bulunduğu yere adeta mıhlar. Belki cin çeşitli kılıklara girebilir, korku ve ürperti veren görüntü gösterebilir, ama insanın bu konudaki üstünlüğü tartışılmaz. İnsanlar arasında meşhur “göz hapsi” deyimi tam bu hadise için geçerlidir. Nazar devam ederken cin bir yere kaçamaz. Bu arada okunacak olan tılsımat-ı kur’aniye dediğimiz ayet ve dualarla cinin üzerine gönderilen manyetik nefes onu nötr hale getirir,yani öldürür
İşte Onların “ belirtiler i” sıralıyacağım;
Sıralamış bulunduğumuz madeleri çok titizlikle okumanızı öneririm. Ve aynı zamanda da kendi kendinize teşhis koymanız hususunda da yardımcı oluruz inşalah.
•) Korkulu rüyalar görüyormusunuz?
•) Yüksek bir yerden düşüyormuş hisine kapılıyormusunuz?
•) Derin bir suda boğulduğunu rüya aleminde gördüğünüz oluyor mu?
•) Rüya aleminde bilmediğin bir yerde yırtıcı hayvanların saldırısına uğradığınızı görüyormusunuz.?
•) Isız yerlerde dolaşırken tuhaf sesler duyduğunuz anlar oluyor mu?
•) Herhangi gayibi bir ses sizi adınızla çağırıyor mu? O sesin kimin sesi olduğunu çıkaramadığınız anlar oluyor mu?
•) Vücudunuzun herhangi bir yerinde karıncalanma hisi var mı?
•) Yalnız kalmayı ve banyoda uzun süre kalmayı seviyormusunuz?
•) Yıkanırken yani banyo yaparken biri ile konuşma ihtiyacı duyuyormusunuz?
•) Yüzünüzü sabunlu suyla yıkarken birisinin sizi seyretiği hisine kapılarak yüzünüzdeki sabundan hemen kurtulmak istiyormusunuz?
•) Bazen banyodan hızlı dışarı çıkmak istediğiniz anlar oluyor mu?
•) Özelikle gecenin geç satlerinde yürürken birilerinin peşinizden geldiği duygusuna kapılıyormusunuz.?
•) Gözlerinizi kapatığınız zaman karanlkta bir göz belirip sana bakıyor ve giderek yaklaşıyor mu.?
•) Çevrende pis bir koku duyuyormusun.?
•) Uyurken rüya aleminde saldıran birisi oluyor mu? Ve yorganınızın hareket etiğini hisediyormusunuz.?
•) Yalnız kalmayı seviyormusunuz ve özelikle odanızda tek başınıza uyumaktan hoşlanıyormusunuz? Bu esnada yanınıza biri yatmaya geldiği zaman korkuyla uyanıp kaçmaya tesebüs etiğiz anlar oluyor mu?
•) Rüya aleminde kedi, Köpek,yılan ve pis kılıklı insanlar görüyormusunuz?
•) Karanlık korkunuz oluyor mu?
•) Eşler arasında soğukluk, tiksinti ve iğrenme oluyor mu?
Cin bedenin tamamına girebilir. Bedende Ağrı, sancı, titreme, bayılma, cığlık atma, elerini gözlerine kapatma vb…. Cin bedenin herhangi bir yerine girer. Özelikle BEYNİ tercih ederler. Tıbın çare bulamadığı durumlarda cin durumu üzerinde durulur.
Damardan gelen fazla kana cinler sebep olabilir. Bunu yapan kişi cini kadına gönderir. Sufli cin kadinin içine girerek damarı vurduğu zaman kadının fercinden fazla kan gelir. Bu da kadının ölümüne bile sebep olur. Doğumdan sonra, bütün çabalara rağmen görülen ani ölümleri akla getirmektedir. Cinler girmek icin zayif ve abdestsiz bedenleri tercih etikleri için, geleneklerimizde lohusa kadinlara ayrı bir ilgi gösterilir. Bazen de bu kan burundan gelir ve durmak bilmez. Yine tıbı durumu göz önünde bulundurmak gerekir.
Cin uzun zamandır bedendedir fakat daima bedende durmaz, vurur ve gider. Mesela insanın ayaklarına girip yürüyemez hale getirirler. Doktora giderler, senin hiçbir seyin yok deyip gönderirler.
Cinlerin insanın Bedenine Nasıl Girer ve Nerede Durur?
Cinler ateşin duman tarafından yaratılmıştır." Duman ise insan vücuduna rahatlıkla girebilir. (Sigara dumanının girmesi gibi.) Ekseriyetle beyinde karar kılarlar. Çünkü oradan diğer uzuvlara kolay etki edebilirler. Hastanın dilinden konuşan bazı cinlerde, beyinde olduklarını haber verirler. Cinler beyne girip orada yerleştikleri gibi, vücudun herhangi bir yerine de girip yerleşebilir, ağrı ve sancıya sebep olabilirler. Fakat bu ağrı ve sancılar cini olabileceği gibi, tıbi de olabilir. Çünkü cinler insanın eti,kanı ve kemiğine kadar giremeyeceği yer yoktur… En çok tercih etikleri yer hiç şüphesiz beynin kontrol merkezleridir… Bu yüzden insanın göz perdelerini indirir, kötü varlıklar gösterebilir…Ve sara krizi gibi nöbetlere sokabilir… İnsanı kitleyebilir,bir süre haraketsiz kılabilir… Sadece bu günün beli zamanlarında olur… Çünkü cinlerinde bunu yapması için enerjiye ihtiyacı vardır…O enerji zamanlarında insanın bedeninden çıkar ve enerji bulduğunda geri döner…Eğerki cin insandan enerji alma yönetemini keşfederse insanın hem enerjisini tüketir hemde sürekli musalat olur… Bu en felaketlisidir..
CİNLER YAŞAMSAL VARLIKLARINI SÜRDÜRÜRKEN bizimle birlikte dünyamızı paylaşırlar ,onlar her yere ışık hızı gibi bir süratle ulaştıkları için bir mekandan diğer bir mekana ,İstedikleri yerlere girerler , onlar için evlerimiz , yaşadığımız diğer alanlar adeta birer konfordur, nerdeyse her yerde bulunurlar çünkü sayıları bizim sayımızdan kat ve kat fazladır, dolayısıyla onlar her yerde ve neredeyse bizimle beraber aynı alanlarda yaşarlar, yemeklerimizi bile paylaşırlar ,
Diğer taraftan “Bende Cin gördüm “ diyenlerin sayısı o kadar fazla ki ,inanamazsınız.
İda ediyorum yetişkin Her 3 kişiden biri yaşamlarının bir döneminde bu varlıkları görmüştür .
Yakında böyle bir kamuoyu yoklamasını; devletimizin desteğiyle yapmayı düşünüyorum , bir nevi toplumun nabzını tutacağız .
Bu sıkıntıları yaşayan kişilerin ne yapması gerekiyor bu meselenin tedavisi nedir , Bakınız bu meselenin tedavisi kesinlikle Yüce Kitabımız Kuran-ı kerimdeki
ayeti şerifelerle olmaktadır ,
Başka hiçbir tedavisi yoktur…Dikatli olun….
Özlem YURTAŞ
Gerçekleşeceğine tüm kalbimizle inandığımız hayaler kurarız kimi zaman..a hadi ama eğer sizde benim gibiyseniz KİMİ ZAMAN lafı hiçte bize göre olmaz.Biz her zaman bin bir çeşit hayaler kurarız…
Yine kafamda saçma sapan hayalerle uyandığım bir gün olan bugün benim için tam bir facia günüydü…
Nasıl mı? işte şöyle:
1:aşkıyla yanıp tutuştuğum tuhaf ama yakışıklı olan genç karakterimizin yanında leş gibi ter kokarak (bakın kızlarda bu durumu yaşayabilir özeliklede 3 sat üstüste beden eğitimi dersi gördüyseler.. tabi akılı kızlar genelikle deodorant veya parfümlerini yanlarına alır ve sevdiği çocukları gördüğünde sanki çamaşır suyuna yatırılmış gibi pırıl pırıl olurlar..)
2:Bugün az kalsın bir trafik kazası geçiriyordum hemde yeni aldığım ve ilk defa giydiğim elbisemle(dalga geçiyorum ben o elbiselerinin markasını önemseyen ve elbiselerini yeni aldıktan sonra daha ilk günde kirletmek istemeyen kızlardanda değilim.yani inşalah değilimdir.)
3:En kötüsüde sanırım buydu :ANEM VE BABAM BOŞANMA KARARI ALMIŞTI. ve artık yapılacak hiçbir şey yoktu sanırım bu sefer sınava hazırlıksız yakalanmıştım…
sevmek,saymak masumdur sen de yap
Hayata bazen birtakım zorluklarla mücadele etmek zorunda kalabiliriz fakat her insana verilen mücadele gücününbirbirilerinden farklı olması gibi her insanın karşılaştığı veya karşılaşabileceği zorluklarda birbirilerinden farklıdır. Yaşam koşularınıda bununla ilişkilendirebiliriz..
insan zorluklarla mücadele edebileceğinin farkına vardığı anda insandır.sözü benim 16 yılık ömrüme hayat verdi..ama kimi insanlara göre hayat müadelelerinin başlangıcı ve bitişi bize yani bana göre daha zor olabiliyor..örneğin
Kimi insan 15’inde babasının ölümü üzerine hayatının zorlukları ile başa çıkabileceğini öğrendiği anda bir İNSAN’a dönüşürken..
Kimi insan 30’unda evlenip bir yuva kurarken düşünüverir,farkına varır hayat mücadelesinin önemini,
bazıları ise 60’ında yalnız kalmanın zorluğu ile öğrenir hayatı için mücadele etmesi gerektiğini..ama en önemlisi..
Ben 16 yaşında biri olarak hayat mücadelemde yalnız olmadığımı anladım bugün iyi ki var dedim içimden,derinden ..iyi ki anem iyi ki babam var dedim.
Ne düşündüğün gibi yaşamak ne de yaşadığına ait olmak. Anlama ihtiyaç duymak. Ruhsal tatminsizlikler. İçinde boğulmak. Yaşamayı ve sorgulamayı eş zamanlı yapamamak. Uç sevinçler ve hüzünler. Seyircisi kalarak kenarından köşesinden. İzlemekle yetinmek. Çok bilmekten. Daim ayakta olmandan. Hiçbir biçilmiş nesneyi üzerine uyduramamaktan. Zorunlu bir kalış şekli. Her zaman yük , her zaman rahatsız. Tarafsız bölge. Hayata dair pek çok şey düşünüp anlatmamak. Anlatamamak. Ardı çok hareketli bir dinginlik. Pek anlatılamaz.
ben küçüken ane sevgisi göremeden büyüdüm hayat bazıları için mutlu , kıvançla , coşkuyla geçse bile benim için çok zordu.ama anemin istediği bir ale bir iş olsada belki olmam ama anemi çok seviyorum
gezi yazısını yayınlar mısınız?
gezi yazısı yazdım sadece makale mi yayınlanıyor?
Alışmış kalpler vardır. Yenilmeye bozgunluğa. Sıkar boğazından hayat. Öyle sıkar ki nefes alamazsın. Döner dünyan. Kararır gözlerin. Avuç içlerinde tırnak izlerin çıkar. Öyle sıkmışsındır ki yumruğunu kanar. Kanlar bir gözyaşı gibi süzülür avuç içinden. Dolmaz gözlerin. Ağlamazsın ama. Belki de içine dökersin gözyaşlarını. kalbine damlar her biri. İşte o gözyaşları delik deşik eder kalbini. Acır çok acır. Ne kadar sert olursa olsun ağrır kalbin. Dünyadaki görebileceğin en dehşet acıdır bu. Cehenem gibi.
Kalbimi taze baharlarda çıplak aşklarla *****tirmek istiyorum. gözlerim yeşile baksın, ümitlerim her daim kızılaşsın istiyordum. Renkleri istiyordum,kupa bardağımdaki renkleri mesela pembeyi, ya da alaca renkleri, ey insanlar renklerimi verin bana çocukluğumdaki eşkimtırak kokan renkleri sarıyı verin bana bırakın avuçlarıma….
üye olamıyorum yardımcı olursanız sevinirim
tabiki, üye olduktan sonra makalelerinizi ekleyebilirsiniz. eklenen makaleler kontrol edilir, onaylanırsa site anasayfasında yayınlanır.
ben kendimce yazılarımı buraya yazabiliyormuyum
Merhaba ben 14 yaşındayım.Ve yazılarımı önemli ve büyük yerlerde paylaşmak istiyorum bunu nasıl gerçekleştriebilirim?Kimlerle irtibat etmem lazım açıklar mısınız?
Deneme türünde yazıları da kabul ediyoruz.
Gizlilikten kastınızın ne olduğuna bağlı bu. Her makalenin en üstünde kırmızı bir şekilde Yazar ismi ve profili görünmektedir. Ziyaretçiler sadece sizin verdiğiniz bilgileri görebilirler.
Gizlilikten kastınız başka ise “iletişim” bölümünden bizimle ayrıntılı olarak konuyu paylaşabilirsiniz.
ben deneme türünde yazıyorum sitenin adı yenimakale acaba deneme kabul ediyormusunuz birde sitenizde gizlilik esas mı?
ya ben kyt olamyrm
slm herkese 24 hazıran dogum gunum sızlerden kucucuk hedıyeler beklıyorum kupa bardagı kıtap gıbı sadece unutulmak ıstemıyorum kendımı yanlız hısedıyorum adresım naıle yılmaz 1777.4 sok.no8.daıre 9.hava hnm ap nergız karsıyaka ızmır
Ben 19 yaşında lise mezunuyum üniversite sınavına girdim fakat kazanamadım kendimi kısaca böyle özetlemek istiyorum.Çünkü koruyucu meleğimi yani anemi sizleri anlatmak istiyorum 19 yıldır benim derdimi çekiyor benimle ağlayıp benimle gülüyor.Ben doğuştan ayaklarımdan rahatsız olduğum için 6 aylıken her iki ayaklarımdan ameliyat oldum 7 yaşında epilepsi hastalığım başladı.Anem beni 15 yaşına kadar hep sırtında taşıdı.Ayaklarımda ya demir yada alçı olduğu için beni okula bırakıp ders bitikten sonra tekrar almaya gelirdi.Bazende nöbet geçirdiğimde okulun bahçesinde beni beklerdi.Anemin hep ağladığını görür çok üzülürdüm.Ama o göz yaşlarını benden saklamaya çalışırdı.Hastalandığımda benimle ders çalışırdı.Ben yorulmayayım diye bazen ödevlerimi aneciğim yapardı.Geri kaldığım konularda bana yardımcı olurdu.Ben öğretmenlerimden çok anemden ders aldım.Anemin sayesinde sınıfta hiç kalmadım.Karne ve diplomamı aldığımda üzerinde benim ismim yazıyor ama ben o karne ve diplomayı aneme veriyordum.Çünkü anemin emeğinin benden daha fazla olduğunu düşündüğüm için.Hele lise diplomamı aldığımda çok ağladım.Sevincimden değil anemin 4 yıl benim yüzümden çektiği çile aklıma geldi.Okulun çıkış kapısına vardığımda şöyle bir arkama dönüp baktım.Hiçte güzel anılarımın olmadığını gördüm okulun bahçesinde sanki her yerde anem vardı.Acaba anemi bu kadar yıpratmaya hakım var mı diye de kendime soru sordum.Ama hastalığım olmasaydı anemi hiç üzmezdim.Anemin karşısında yüksek sesle hiç konuşmadım.Çünkü onu çok seviyorum.Bunlar sadece okul hayatımda anemin bana yaptıkları.Birde hastanelerde benim için neler çektiğini anlatsam kelimeler asla yetmez.Anemi kısaca tanılamak istersem çok sesiz,kimseyi incitmeyen,çoğu zaman haklı olduğu halde kimseye karşılık vermeyen hele bizler için her şeye boyun eğen çok fedakar bir kişiliğe sahip.Alah onun yüreğine her şeyin en güzelini vermiş. O benim koruyucu meleğim,arkadaşım,yoldaşım,dostum,canım yani kısaca her şeyim.Aneciğim seni çok seviyorum iyi ki varsın aneciğim aneler gününü kutluyor önünde saygıyla eğilip elerinden öpüyorum.
Artık yeter , insanlık gitikçe olumsuzlaşıyor . Herkes değişti bizler sayesinde bütün ormanlar yanıcak ve yakında susuz kalıcağız. Yere küçük bir çöp atmak bile hayatı tehlikeye sokuyor. Bu dünyada tek insanlar yoktur. Hayvanlar var ve diğer bütün canlılarda var. Onlar konuşamasada doğanın farkındalar , insanlar lüks otel , ev , alış-veriş merkezi yapıcaklar diye şuan birçok hayvanı , canlıyı kaybediyoruz. Milyonlarca yıl önce dinozorların nesli küresel ısınma nedeniyle tükendi ve bu insanlık sayesinde bizlerin ve bütün canlıların da nesli tükencek. Bütün insanlık , iyimser olamalı.
NASIL OLDU BİLMİYORUM AMA FENERBAHÇELİ OLDUM.BENİMDE DİĞER TAKIM TUTNLARDAN Bİ FARKIM OLDUGUNU HİÇ DÜŞÜNMEMİŞİMDİR.TAKİ BU SENEYE KADAR… YA TAKIM DÜŞÜNÜN ŞAMPİYONLUGU SÖKE SÖKE ALDIGINI HER HAFTA MAÇLARA GİDEREK KENDİ GÖZÜMÜZLE GÖRDÜK.AMA DEDİLER Kİ ŞİKE.EN ÖNEMLİ 4 TANE YILDIZIMIZ GİTİ.HERKEZ ŞAMPİYONLAR LİGİNE ODAKLANMIŞKEN ORDANDA MEN ETİLER.BAŞKANIMIZI YÖNETİŞCİLERİMİZİ İÇERİ ALDILAR.HERKE…Z FENERBAHÇENİN BU SENE ÇOK KÖTÜ GÜNLER GEÇİRECEGİNİ DÜŞÜNÜYORDU.BEN DAHİL.AMA ÖYLE YÜREKLİ FUTBOLCULARIMIZ TARAFTARIMIZ HOCAMIZ VARKI BEŞİKTAŞ TRABZON HİÇ BİR PROBLEMİ OLMAMASINA RAGMEN LIGE HAVLU ATARKEN BİZ HALA LİGDEYİZ.HALA KUPADAYIZ HALA YIKILMADIK AYAKTA DURUYORUZ.FENERBAHÇELİ OLDUGUM İÇİN ÇOK MUTLUYUM.DÜNYAYA BİR DAHA GELSEM YİNE FENERBAHÇELİ OLURDUM…BU SENE ŞAMPİYON OLUR OLMAZ KUPAYI ALIR ALAMAZ BİLDİĞİM TEK BİŞEY VAR HAYATIMIN SONUNA KADAR SARI LACİVERT RENKLERE BAĞLI OLARAK KALICAM… SEN GÖNÜLERİN ŞAMPİYONUSUN FENERBAHÇEM…
NASIL OLDU BİLMİYORUM AMA FENERBAHÇELİ OLDUM.BENİMDE DİĞER TAKIM TUTNLARDAN Bİ FARKIM OLDUGUNU HİÇ DÜŞÜNMEMİŞİMDİR.TAKİ BU SENEYE KADAR… YA TAKIM DÜŞÜNÜN ŞAMPİYONLUGU SÖKE SÖKE ALDIGINI HER HAFTA MAÇLARA GİDEREK KENDİ GÖZÜMÜZLE GÖRDÜK.AMA DEDİLER Kİ ŞİKE.EN ÖNEMLİ 4 TANE YILDIZIMIZ GİTİ.HERKEZ ŞAMPİYONLAR LİGİNE ODAKLANMIŞKEN ORDANDA MEN ETİLER.BAŞKANIMIZI YÖNETİŞCİLERİMİZİ İÇERİ ALDILAR.HERKE…Z FENERBAHÇENİN BU SENE ÇOK KÖTÜ GÜNLER GEÇİRECEGİNİ DÜŞÜNÜYORDU.BEN DAHİL.AMA ÖYLE YÜREKLİ FUTBOLCULARIMIZ TARAFTARIMIZ HOCAMIZ VARKI BEŞİKTAŞ TRABZON HİÇ BİR PROBLEMİ OLMAMASINA RAGMEN LIGE HAVLU ATARKEN BİZ HALA LİGDEYİZ.HALA KUPADAYIZ HALA YIKILMADIK AYAKTA DURUYORUZ.FENERBAHÇELİ OLDUGUM İÇİN ÇOK MUTLUYUM.DÜNYAYA BİR DAHA GELSEM YİNE FENERBAHÇELİ OLURDUM…BU SENE ŞAMPİYON OLUR OLMAZ KUPAYI ALIR ALAMAZ BİLDİĞİM TEK BİŞEY VAR HAYATIMIN SONUNA KADAR SARI LACİVERT RENKLERE BAĞLI OLARAK KALICAM… SEN GÖNÜLERİN ŞAMPİYONUSUN FENERBAHÇEM…
Çiçek bitkilerde üreyemeyi sağlayan bi yapı olmakla beraber, günümüze kadar aşk, sevgi ve hemen iyi her duygusal tonların sembolü ve hediyesi olmuştur. Çiçek gerek renk kombinasyonu gerek büyülü kokularıyla insanların ilgisini her zaman cezbetmiştir. Bu özeliğiyle erkekler tarafından kadınlara benzetilerek kadına olan ilgiyi göstermede en önemli aracılardan birisi olmayı başarmıştır. Sen çiçeksin, çiçek kadar güzelsin, çiçekler kadar hoş kokuyorsun deyimleri bu benzetmeye birer örnek olabilirler. Çiçek kendi yapısı itibariyle sonsuz renk ve desen kombinasyonlarına sahiptir. Böylelikle kadının güzeliğinin sınırsızlığına da benzetmeler hep yapılmıştır.
Bunun dışında dünya barışı, ülke bayrakları, hasta ziyaterleri, misafir ziyaretleri, kız istemelerinin de vazgeçilmezidir çiçek. Tarihtede bir çok inanış, uygarlık ve imparatorlukta çiçekler hep kendilerine satır araları hata paragraflar bulabilmişlerdir. Değerini hiç kaybetmemiş olan çiçek günümüzde bir çok ilacında ham madesi olarak kulanılır. Bal gibi çok değerli besinlerinde ham madesini oluşturmaktadır. Ayrıca bitkilerde dölenmeyi sağladığı için çiçekler doğal hayat için vazgeçilmez yapılardır.
Yaratıcının inanılmaz eseri olan çiçek insan ve doğa için her zaman bu kadar önemliydi. Ve gelecekte de dünyanımızın en önemli aktörlerinden olacaktır. Bu sebeplerle çiçek her zaman güzeldir. Çiçekler güzeliklerin semboleridir.
Cansu hanım sağ üste “Yazar Giriş Alanı”nda “kayıt ol” var. ona tıklayarak kayıt olabilirsiniz siteye. Kayıt işleminin ardından makale gönder bölümünden yazılarınızı sisteme ekleyebilirsiniz.
ben yazılarımı paylaşmak istiyorum ..ama sorunum siteye üye olamam bunu için bana yardım ederseniz mutlu olurum ..teşekür ederim hoşçakalın…
ben yazılarımı paylaşmak istiyorum ..ama sorunum siteye üye olamam bunu için bana yardım ederseniz mutlu olurum ..teşekür ederim hoşçakalın…
evet sevgili aziz miletim.yazar değilim ama bir kitapta ben yazdım.sevgili muhamet mustafanın söylemiş olduğu komşusu aç yatarken kendisi tok yatan bizden değildir sözlerinin çapında ne kadar geniş olduğunu biliğim için ve mustafasını alan mustafa kemalin tek milet tek devlet ve tek bayrak ismi altında semboleştitdiği can mal ve namus gibi değerlerimizin ne olduğu ve nereye kadar selayet etiğini bildiğim için ben devlet sen milet gerçek derin devlet isimli bir kitap yazmayı yüce rabim nasip eti banakitabımızın içeriği içinde saklı olup herhangi bir idolojiye yer vermeyen ve tamamen itici gücünün devleten ve mileten alarak nasılki tüm mili değerlerin sahibi biz miletsek mili piyango hariç mili istikbaratın başındaki mili ismininde biz milet olduğumuzu hatırlatarak bu eseri yazdım ancak şeytanı bir an evel miletimin önüne atmam için bana bir dost eli uzatacak sponsor kardeşime ihtiyacım vardır.kitabımın gelirinin %50 sini devletime bağışla***** karın tokluğuna etlerini satan kadınlarımız kızlarımız ve çöplüklerimizde yiyecek ve giyecek topluyan fakir ailelere yardım etmektir.inşalah bu kampanyama tüm hayır sahibi insanlarımızda katılarak bir an önce ülkemizi bu ilet terör şidet ve anarşiden kurtararak huzura ve istikrara kavuşmasını sağlamış oluruz.saygı ve sevgilerimle yazmış olduğum bu eserimin dikate alınıp.değerlendirilmesini siz değerli aziz okurlarıma bırakıp hepini en içten kalbi duygularımla selamlı***** saygı ve sevgilerimi sunuyorum.gakoşlar diyarı ELAZIĞDAN MURAT ÖZDEMİR CEP NO:0541 779 50 11
teşekürler ve başarılar Fatoş Hanım.
hayata rahatlamamı, dinlenmemi sağlayan tek şey yazı yazmaktır. yazı yazmak çok mutlu eder insanı. yaşadıklarını, sıkıntılarını, hüzünlerini, sevinçlerini yazarak mutlu olabilirsin… yazı yazmak çok güzel. bu yazılarımı ileride bir kitap haline getirmeyi çok çok isterim… bunu yapmayı çok arzuluyorum. hayalerimden birisi ileride bir yazar olmak yazılarımı insanlara sunmak. hayatın insana ne getireceği meçhul . ben şuan 17 yaşındayım daha yaşım küçük ama bu yaşımda hayat bana çok şey öğrendi işte bu öğrendiklerimi yazmak beni her şeyden çok mutlu ediyor… evet lafı çok uzatım insanlara yazmayı gerçekten ısrarla tavsiye ederim… sevgilerimle… 🙂
yorumunuz için teşekür ederiz. saygılarımızla.
Yenimakale editörlerinin başlatmış olduğu bu bilgi paylaşım sitesini can_ı gönülden tebrik ediyorum.İnsanlardaki ölümsüzlük ağacı ”BİLGİDİR” der. ” MEVLANA”,işte bu anlamda hayata dair,güne dair,yaşanması ve yaşanılası her türlü duyguları yenimakale sitesinde yazılarını paylaşmayı sevenlerle paylaşmak bizim için muhteşem bir fırsat olduğu gibi bu yazıları okuyanlar açısından da güzel bir fırsat olacağı kanatindeyim.Yenimakale editörlerine ve tüm çalışanlarına saygılar sunarım.
makalelerimi e- mail klasörlerime taşımak istiyorum
e-posta ile birazdan sizinle iletişim kuracağız. elimizden gelen yardımı yapacağımızdan emin olabilirsiniz. yorumunuzda yazmış olduğunuz e-posta adresine bir mail göndereceğiz. iletişime o şekilde devam edebiliriz.
çok uzun zamandan beri yazının kıymetını bilmiş anlamış biri olarak bu bağlamda kendime ne katığımı ne alıp ne verdıgım görmeyi çok istiyorum.yazı hususunda kendımce sıska kaldıgım bi gerçek ancak genede bu aşkla bişiler yapabilecegıme inanıyorum.su zamana degın onları hep sakladım bana ait parçalar olduklarına inandım kı herbiri öyle ancak bi ruhları oldugunu dünüyorum ve bu kadar kaçamak yaşatmak onlara yapmiş olacagım en buyuk haksızlık.Bundan sonra kalemım küsermi bilmem ama yinede sizinde yaedımınızla sonuna degın eleştirilerinize açik kalmak biraz da bütünler anlamda tecrübenıze olan güvencımle bır yıgın düzenleme yapmak istıyorum.Her birinin bir yanları eksıkmiş gibi gelıyor bana ve bu eksıklıgı oluruna bırakarak gıderemedım.halet-i ruhıyem ordan çok telaşlı görünmesede bu konuda cidi kaygılarım var yardımlarınız için şimdiden çok çok tesekurler.
yazılarınız var ve bunları yayınlamak mı istiyorsunuz? neyin cevabını beklediğinizi tam anlayamadığım için soruyorum.
hayat bize yasamayi ogretir insan olmayi istediklermizi elde ede bilmek icin savasmayi dusmeden kalkmaz insan yenilmeden yenmez yasadimiz her sey hayat a bize bir seyler ogretiyor yavas yavas goruyor insan hayatin gelceklerini hayatin ne kadar acimasiz ve adalet siz oldunu …….bu arada ben 15 yasin da bir kizim sizden cevap bekliyorum saygiler…….