Her yıl 23 Nisan’da tiyatro oynanır bu ülkede.
Sonuncusu yaklaşık 1,5 ay önce oynandı.
Çocuklar, 1 günlüğüne Başbakan’ın, Bakanların koltuklarına oturdu, törenler yapıldı. (Halk bayramını, çocuk bayramını bizden ve Kuzey Kore gibi birkaç ülke dışında böyle resmi törenlerle filan kutlayan ülke var mıdır acep?)
Ayrıca akşam da, Meclis’te resepsiyon verildi.
Kim katıldı? Çocuklar mı?
Hayır.
Milletvekilleri, gazeteciler ve komutanlar…
Alaka?
Alaka yok.
Bayram bahane, resepsiyon şahane anlayacağın.
Zaten bayramlarda hep böyle olmuyor mu, bu ülkede?
Örneğin 29 Ekim oluyor, resepsiyon!
Örneğin 30 Ağustos oluyor, resepsiyon!
Kim katılıyor?
Milletvekilleri, askerler, bürokratlar…
…
Tabii bir de törenlerde uçaklar, helikopterler gösteri yapıyor, göğsümüz kabarıyor! (Bir soru daha: Bizden ve Kuzey Kore gibi birkaç ülke dışında, bu tür kutlamaları yapıp da göğsü kabaran ülke var mıdır acep?)
Bu arada kimse de sormuyor “Uçakların, helikopterlerin yakıt paraları nereden” diye.
Sanki suyla uçuyorlar!
…
Madem çocuklara bu kadar önem veren bir ülkeyiz.
O halde, şu bilgiler nedir? Var mıdır açıklayabilecek olan?
…
* OECD ülkeleri arasında bebek ölümlerinde birinciyiz.
* OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda birinciyiz.
* Çocuk yaşta evlilik oranında birinciyiz.
* Çocuk yaşta çocuk sahibi olma oranında birincisiyiz.
* Kayıt dışı çocuk işçi çalıştırma oranında dünyada ilk 10’dayız.
…
Saymama gerek var mı başka?
Mesela Doğu ve Güneydoğu’da mayına basarak ölen çocukları anlatmama gerek var mı?
Mesela Uludere’de bombalanarak öldürülen çocuklardan bahsetmeme gerek var mı?
Madem çocuklara, gençlere bu kadar önem veriliyor, gerçekler de açıklanmalı bizlere.
Yani bayramlarda bol bol hamasi laflar ve yalanlar, gerçekleri örtmeye yetmiyor gördüğünüz gibi.
Gerçekler böyle tokat gibi vuruyor ama saçmalıklar da hala devam ediyor.
Birinci vazifemiz normal ülke olmak
İşte o saçmalıklardan birisi de, 19 Mayıs’ta sıcak ve güneşli havada gösteri yapmak, kule oluşturmak, dans etmek filan…
Eeee, bu mudur gençlik bayramı yahu?
Gençlerle ilgili ne yapılıyor önce o söylensin bizlere.
Gençlerden haberi var mı bu ülkeyi yönetenlerin, vatandaşların?
Mesela gençler arasında var olan sorunlardan, özellikle de psikolojik sorunlardan, haberi var mı kimsenin?
Mesela gençler arasında yaygın olan şiddetten haberi var mı kimsenin?
Yok.
Ama işte hoşuna gidiyor militarist kutlamalar birilerinin niyeyse?
İşte o hoşuna gidenlerden birisi de, Konyalı 25 yaşındaki bilgisayar programcısı Alper Ayhan’mış.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın başkent dışında sadece okullar ve öğrenciler ile kutlanmasına, stadyum ve meydanlarda kutlanmamasına ilişkin 11 Ocak’ta bir genelge yayınlayınca, Alper Ayhan, “Nasıl olur benim birinci vazifem bu kutsal bayramları kutlamak” demiş ve dava açmış. (Yok, yanında CHP Lideri yokmuş, o Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor ya!)
Danıştay 10’uncu Daire Başkanlığı da, genelge hakkında yürütmeyi durdurma kararı almış. Gerekçede ise, “Bayramların yapılma şeklini üst hukuk normları belirler” denmiş. (Demek ki bayramları ve nasıl kutlanmaları gerektiğini Danıştay belirliyormuş bu ülkede. Tamam, peki, o halde sevgili Danıştay, bu yıl nasıl kutlansın bayram? Kule mi yapılsın, yoksa daha parlak bir fikriniz var mıdır?)
Bu arada, Alper Ayhan, Danıştay kararına pek bi sevinmiş, “Bu bizim birinci vazifemizdir. Ben vazifemi yerine getirdim” demiş! (Allah herkese vazife bilinci versin ama tabii ki bu şekilde değil!)
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ise, karar için “Garabet” demiş.
…
Doğrusu ya, artık bu törenler, her yıl ne anlatıyor?
Tamam, bayram, ama bu bayramlar böyle mi kutlanır yahu?
Artık normal bir ülke olma vaktimiz gelmedi mi?
Artık çocuklara ve gençlere, böyle göstermelik bayram kutlamalarıyla değil daha gerçekçi, sevgiyle, saygıyla ve en önemlisi de, eğitim ve öğretimle yaklaşmamız lazım değil mi?
Zira YGS’deki 50 bin 805 “0”cı ellerinizden öper!
Zira, Fen ve Matematik gibi derslerden 4 sorunun altında doğru cevap veren yüz binlerce öğrenci de ellerinizden öper.
…
Yıllarca gösterdiniz bir şey olmadı, bari bundan sonra bırakın şu göstermelik törenleri de normal bir ülke olma yolunda “Türkiye için büyük, dünya için küçük” bir adım atalım artık.
Çünkü komik oluyoruz.
sayın erden harika bir konu üzerinde yazmışsınız.
2001 yılında tataristana gitim bir grup iş adamıyla. orada saban toy dedikleri tarım bayramlarına katıldım. bayram öyle olur. tüm halk orada ve etkin. çoşkuyla kutluyorlar. biz de ise nefret etirerek bayram kutlanıyor.
yılar önce lise sıralarında iken beden eğitimi öğretmeni düzgün yürüyemeyen ve hareketleri düzgün yapamayan koca koca öğrencileri istiklal marşı töreni öncesi dövmüştü. adı da ibrahim ibanoğluydu. hiç unutmuyorum. bu mu bayram. zulümle kimse abad olmamıştır. bu bayramlar da insan onuruna yakışır halde olmalı.
yaram depreşti. harika bir konu ve acı tesbitler. inşalah faydalı olur.