”Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür…” Maddenin devamı olmakla birlikte gerek halk arasında gerek doktrinde sıkıntı yararan boyutu esas olarak bu cümledir.
Öncelikle maddenin özüne girip incelemeye çalıştığımız zaman buradaki Türklük tanımının hangi pencereden baktığınıza bağlı olarak etnisite, sosyolojik ve hukuki bazda algılanabileceği görülmektedir. Eğer sosyolojik ya da hukuki olarak algılarsanız pek de bir sorun yoktur; yani buradaki kasıt ırktan ziyade hukuksal bir bağlılıktır. Yani devlet sınırları dışında Kürt yine Kürt, Gürcü yine Gürcü Çerkez de Çerkezdir. Ancak bu sadece bir kesimin görüşüdür. Diğer bir kesim ise ciddi manada buradaki ”Türk” ifadesinin etnik bir çağrışım yarattığını ve anayasanın Türk vatandaşı olan bireye Türklüğü dikta ettiğini iddia etmektedir.
82 Anayasamızın genel problemi de bu aslında. 2. maddeden başlayın, 66. maddeden 83. maddeye heryerinde gerek şekli bakımdan gerekse içerik bakımından büyük karmaşalar yaşanmaktadır. Yani normlar hiyerarşisinin en üstünde bulunan ve tüm hukuk normlarının meşruiyetini aldığı anayasamız bu karmaşalar yüzünden halk düzeyinde bir meşruiyet kazanamamaktadır.
Aslına bakıldığında anayasalar halkın bütününü kucaklamaladır. Yani siyasal düzenin de üstünde yer alıp bütün insanların ortak iradesi sonucunda oluşmaladır. Ülkemizde 73 farklı milletin yaşadığını düşünürsek ve eğer bu milletler 66. maddeyi etnisite bazında değerlendirirse ve Türklüğü bir dikta olarak hissederse anayasamız halk tabanında meşruiyetini kaybetmiş demektir.
Eğer bu madde kalacaksa da tıpkı 1. madde açıklığında, önü arkası belli bir hale getirilmelidir. Yani mühendisinden anayasa hukukçusuna kadar herkes maddeyi okuduğunda aynı anlamı çıkarmalıdır. Fakat maddenin daha meşru bir tabana çekilmesi istenirken milli değerlerden de taviz vermemek veyahut bunu siyasi platforma taşımamak gerekir. Yani ne körü körüne Türk milliyetçiliği yapan kesim gibi ”Olmaz mümkün değil, Türklüğümüz elden gidiyor” denmeli. Ne de bdp vari partiler gibi konuyu çok abartarak halkı ve terör örgütlerinin kışkırtılmasında kullanılmamaldır. Çünkü olay inanın göründüğü kadar ciddi ve dallanıp budaklanacak cinsten değildir. Çözüm birbirimizi anlamak ve anayasanın meşrulaştırılması adına yapılan çalışmaları proveke etmemektir.
Konunun çözümü ile ilgili şahsi kanaatim maddenin” Türkiye devleti üzerinde yaşayan herkes Türkiye vatandaşıdır”haline getirilmesi ve bağlılığın ”vatandaşlık” bazında olduğunun vurgulanması gerekir.Bu çözüm ne benim gibi Türklüğü ile gurur duyan insanların Türklüğünden bir şey götürecektir. Ne de çok sevdiğimiz, diğer milletlere mensup kardeşlerimiz devletine olan bağlılığından bir şeyler eksiltecektir. En azından binleri aşmış sorunlarımızdan bir tanesi eksilecek ve gerçek açılımın halkı mutlu etmek demek olduğu herkese kanıtlanacaktır…
”NE MUTLU ”TÜRKÜM” DİYENE VE BURADAKİ TÜRK’ÜN MANASINI ANLAYABİLENE…
bılgısayarıma format atmak ıstıyorum
Doğukan Bey, hiçbir problem yok. Sadece zamana yayıyoruz. Diğer yazılarınızda incelenecek, düzenlenecek ve herhangi bir sorun yoksa yayınlanacak.
Saygılarımızla.
okuyanlara ve yorumlayanlara sonsuz teşekürler…Editör, diğer yayınladığım yazılar uygun bulunmadıgından mı yayınlanmadı yoksa zamanla mı yayınlanacak…teşekürler
Sayın Doğukan,
Yazmış olduğunuz bu yazı birçok problemi çözmede çok akılcı bir çözüm sunmaktadır.Şu hususuda belirtmek gerekir ki biz malesef saplantılı bir ülkeyiz.Sizin bu fikriniz hayata geçirildiğinde birçok vatandaşımız “Türklüğünden” bir şeyler eksildiğini düşünecektir.Aslında olaya duygusal,saplantılı açıdan bakmak yerine akılcı,mantıklı bir şekilde bakmak sorunların azalmasına büyük katkı sağlayacaktır.
Saygılar…
çok anlamlı bir yazı daha yayımlamışsınız. teşekür ederiz. belirli bir süre için “özel çalışma” linki bu yazıya yönlendirme yapacaktır.
saygılarımızla.