Dizlerinde yılların yorgunluğu vardı hala, lakin yüreği kıpır kıpırdı, bir coşkuydu bu anlam veremedi, gözleri bir başka bakıyordu dünyaya, yaşadığı yer sanki eski mekânı değildi.
Artık başı göklerde, omuzları dik ve emin adımlarla yürüyordu.
Derin bir, oh çekti, hayat bu işte; peki ben şimdiye kadar neden fark etmedim?
Hayretler içinde ellerini kalbine bastırdı; dilinden dökülen sözlerine, kendisi bile inanamadı!
Uyan hey yüreğim, derin gafletten
Vakit geç olmakta, ben uykudayım
Ruhum bedenimle bir olmuş, meğer
Ben, beni beyhude aramaktayım.
Hey! Dağlarıma yağan yağmur, Bana beni getirin, beni!
Gel, yıllarımı yolunda harcadığım gel!
Gelirsen bu yoksunluğum son bulacak, Ben bende değilim.
Kendimi bulduğum an evrenle doluyorum. Ne idi bu yalnızlık duygusu, hey sen!
Sen varsın ya! Neden ben hala yalnızım? Oysa etrafım o kadar dolu ki!
Bir yanda geçmişim, diğer yanda geleceğim. Bir yanda tutkularım, arzularım.
Diğer yanda bitmek bilmeyen arayışlarım; neyi arıyorum, neden bulunmaz arzuladıklarım?
Sis bulutları arasında yapa yalnızım, oysa sana o kadar yakınım ki neden uzağımdasın?
Hey, ulaşılmaz aşklarım, bedenimi yakan narım; Ben ne için varım! Bir ses ver bir ses!
Aksi halde çıldıracağım!
Dört yanım, yükselen dağlar, Ben orta yerde o kadar küçücük ve çaresiz…
Sanki bu dünyada hiç yokum; oysa ben ebedi ezelden beri varım.
Hey aşamadığım engel; ben sana gelemiyorum, insaf ette artık, sen gel!
Nicedir beklenen, tarifsiz aşkım; artık çık gizlendiğin mabedinden,
Işıklı varlığım hey! Sen beni aciz bıraktın, Yeter artık, işte hazırım sana, çık da gel.
Bak işte, şimdi huzur içindeyim, geniş ve yeşil ovanın orta yerinde mekânım.
Bir yanımda ceylanlar geziniyor, bir yanım deniz; Güneş tepeden yükseliyor, ben hülyalar içindeyim; yüreğimde ırmaklar akıyor, oysa yakıcı narım!
İşte diyorum, benim cennetim, ahenk içindeyim! Kuşlar aşk şarkılarını söylüyor uzaklarımda.
Çiçekler taze açmış, henüz çiği var üstünde; damlalar serpiliyor yüzüme.
Serin! O’ kadar serin ki, Ateşte yanmış yüreğim ürpermekte. Hey, ulaşılması güç, huzur!
Bak işte, gözlerimden dökülmekte. İşte hayat bu; bunu aramak bulmaktı muradım!
Korkulan yalnızlık asırlara karıştı, bunu bilmektir hayatımın anlamı.
Hey, korkularım, artık perde inmekte! Hayat sahnemde sen olmayacaksın.
Ve hep, sen benden uzak kalacaksın.
Asi, hayata yeniden uyandı, artık korkuları, yalnızlığı, güçsüzlüğü olmayacaktı;
Yürek sesine tutunmaktı tek çareydi; Çünkü yürek sesi hep cesur ol diyordu. Bana güven diye haykırdı (Kendine güvenmek)