Nereye Gidiyoruz!

Yokluk mertliği bozar. Demek istediğim, fakirlik, yokluk, aç kalma korkusu dürüst olmayı zora sokar. Geçim sıkıntısı, insana herşeyi unuttur ve herşeyi yaptırır. Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de belli bir kısım, lüks hayat, varlık içinde yaşarken, büyük bir kısım geçim sıkıntısı çekmektedir. Oysa Türkiye tam bir nimetler cennetidir. 74 milyon insana hatta daha fazlasına yetecek kadar nimet vardır. Lüks hayat yaşayanlar daha mı çok çalışıyor, geçim sıkıntısı çekenler daha mı az çalışıyorlar? Bu soruyu kendimize sormalıyız.Türkiye bir İslam ülkesidir. İslama yakışır bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. İslama uygun yaşamakta her Müslümanın en doğal hakkıdır, doğru olanda budur. Fatih Sultan Mehmet zamanında İslamiyet zirveye çıkmıştır ve Osmanlı İmparatorluğu dünya lideri olmuştur. Zekat verilecek fakir bu dönemde bulunamamıştır. Burada anlatmak istediğim İslamiyetin ve maneviyatın, kültürümüzün ve Türk benliğimizin yoğun olduğu bir ortamda, haksızlık, hırsızlık ve yolsuzluk olmaz. Tam tersine bolluk, beraberlik, huzur, refah ve güç olur. Faith zamanında olduğu gibi. Oysa şu anki Türkiye bu dediklerimizden çok uzak. Tam düşmanlarımızın istediği gibi ne yazıkki onların istediği yolda gidiyor. Acaba bizi yönetenler ve bizi yönetenleri seçen milletimiz bunu farkında değiller mi? Ey milletim dış güçler tarafından Türkiye üzerine büyük oyunlar oynanıyor. Türkiye’yi ve Türkleri elde etmeyi savaşla başaramayan Haçlılar türlü çok büyük ve güçlü dediğimiz Türkiye kendi otomobilini üretemiyor ve ithal ediyor. Patent parası ödüyor. Birçok paramız dışarı gidiyor. Birçok şeyi kendimizin üretme gücü olduğu halde dışardan satın alıyoruz. Bu nasıl bir anlayış, nasıl bir idare...

Devamını Oku