Yazar: efsane kalem

Kimdir Atatürk (Kardelen Deniz'in Kaleminden)

Kimdir mi Atatürk? Bence dünyanın gelmiş geçmiş en büyük en kararlı en cesur lideridir. Neden mi? Devlet paramparça, ittifak devletleri tüm yurdu bölüp kendilerine pay etmeye başlamışlar bile… Padişah deseniz o ülkeyi baştan satmış kendini kurtarmak için. İşte tam bu yıllarda her şeyin darmaduman olup karanlığa gömüldüğü o zamanlarda Atatürk bir güneş misali doğuyor ülkeye… Sizce de yeterli değil mi? Bir güneş gibi… Tarih 19 Mayıs 1919… Atatürk’ün Samsuna ayak bastığı gün. Atatürk 19 Mayıs’ı kendi doğum günü olarak ilan etmişti… Kurtuluş Savaşını kendi doğum günü… O şanlı savaş sonucunda binlerce Mehmetçiğin kanını, canını, hayatını bu vatan topraklarına vermesiyle kavuştuk biz vatanımıza. Atatürk’ün önderliğinde onun verdiği isabetli kararlarla. Peki, soruyorum size tüm bunların karşılığını verebildik mi biz? Ne kadar Atatürk’ün bize çizdiği yoldan gidebiliyoruz? Aslında hem evet hem hayır. Bize çizilen yolda ilerleyebiliyoruz bir yönden. Aynı Atatürk’ün istediği gibi bilimin önüne geçilmiyor. Her gün çoğu probleme bilimsel çareler bulunuyor. Böyle giderse yakında ölüme bile çare bulacaklar… Bir yönden de bakıyorum da yoldan biraz çıkıyoruz. Özellikle ülke yönetiminde. Dış ülkelere o kadar bağlıyız ki. Onların haberi olmadan veya izni olmadan çoğu şey yapılmıyor. Siyaset, politika deseniz iyice cılkı çıktı milletin. İşsizliğe problemlere karşı savaşacaklarına kendi aralarında bir koltuk sevdasıdır sürüp gitmekte. İşte o ona ne dedi. Bu milletten kaçıyor… Size ne birbirinizden. Siz ülkeyi kurtarmaya baksanıza. Bence bunları görüyorsa kim bilir nasıl üzülüyordur Atam. Ben bu ülkeyi siz böyle yönetin...

Devamını Oku

Olanların Hesabı (Kardelen Deniz'in Kaleminden)

Ne yapıyoruz biz? Başımızdakiler ne yaptıklarını sanıyorlar? Gündeme şöyle bir bakıyorum da orada evlatlarımız, bu vatanın fidanları tek tek can veriyor; devlet adamlarında bir koltuk sevdası sürüp gidiyor. Tüm dert tasa bitti, işsizlik açlık kalmadı ülkede, terör ve kürtlük ayrımları son buldu, barış sağlandı, halk yeniden söz sahibi oldu yönetiminde sanki. Sıra koltuk sevdasına ve siyasi çatışmalara geldi. Yok böyle bir durum. İşsizlik ve açlık hala hüküm sürmekte, terör deseniz hergün evlatlar toprağa düşmekte. Utanmasalar ve türkün bağımsızlığı için tarihte yaptıklarını bilmeseler saltanatı tekrar getirmeye yeltenecekler bir de. Ne zaman bir adım atsak ileriye batıyor birilerine. Hemen bir set çekiliyor önümüze. Karıştırıyorlar kendi içimizde bizi, birbirimize düşürüyorlar. Uzun süre oyalıyor zaten bu bizi. Kim verecek hesabını, bu vatanın kurtulması için ölüme koşan mehmetçiğe bunun. Ne diyecekler tarihe. Siz kanınızla bu vatan toprağını yıkadınız ama biz beş kuruşa sattık mı diyecekler? A ama özür dilerim beş kuruşa satmadılar değil mi? Sırmadan, altından bir koltuğa sattılar her karış toprağı kanlı vatanı. İşte o zaman gelip suratımıza tükürmez mi tarihimiz? Tükürürse de haklı değil midir sonuna kadar? Halkıda o kadar güzel uyutuyorlar ki çıkmıyor kimsenin olanlara sesi. Hoş sesi çıkanı da çok güzel susturuyorlar ya. Ama unutmamaları gereken bir şey varsa hepimizin en azından çoğumuzun damarlarında hala asil türk kanı akmakta ve bildiklerine eminim eğer bu halkın bağımsızlığına da göz koyarlarsa o türkün asil kanı içinde boğulmaya mahkümlar...

Devamını Oku

Bu Benim Dünyam

Yaşadığımız bu dünya tümüyle mükemmel bir yapıya sahip. Her şeyiyle biz insanlara hizmet etmekte ve biz insanlar da bunun değerini bilmekte… YALAN Yaşadığımız evren gerçekten mükemmel bir yapıyla yaratılmış. Ama insanlık devam ettikçe bu mükemmellik yerini rezilliğe bırakmış. İnsanlık sağ olsun ne doğa doğalığıyla ne de insanlık insanlığıyla kalmış. Ama hayaller hala bizimle. Hayal deyip de geçmeyin, gerçek olur belki de… Dünyayla ilgili hep bir hayalim olmuştur. İnsanların doğayla barış içinde yaşadığı bir dünya vardır başrolde… İnsan insanı, insan doğayı, insan DÜNYASINI sevmiştir. Dinginlik, sakinlik, huzur. Dünyamda güneş batmaz asla. Batmayan bir güneş güzel olmaz mı? Karanlık olmazsa karanlığın gizledikleri de olmaz belki. Öyle bir dünyadır ki hayallerimde dünyam. İnsanlar üzmez, insanlar kırmaz. E doğal olarak üzülmez, kırılmaz. Zarar vermez kimseye, zarar da görmez. Gelişmiştir. Zihinsel olarak. Zaten önemli olan da budur. İnsanlar kendini tanımıştır. Doğayı, evreni tanımıştır. Anlam yüklemiştir her şeye. Anlamıştır birbirini, anlamıştır evrenini, anlamıştır yaradanını… Yokluk yoktur dünyamda. Yokluk olmazsa kim bilir belki karanlık, kötülük de olmaz. Ne de olsa karanlık ışığın yokluğu, kötülük iyiliğin yokluğu değil midir? Budur hayallerimin dünyası. Boyut olarak küçük, manevi olarak alabildiğince sınırsız. Demiştim ya hayal deyip geçmeyin gerçek olur belki diye. İnanmayın. Böyle bir dünya bu saatten sonra ancak hayallerde, kilitli kapılar ardında kalır. Ama belki bulunur mu anahtarları? Orası da bu hayalin en meçhul umudu olarak...

Devamını Oku