Yazar: volkan06

Bir Kalp, İki Aşk…

Bir kalp iki aşk, Zaten bir zamanlama hatasıdır aşk… Aşkın diğer adıdır acıtmak…Her insanın bir kalbi vardır, ancak aynı kalpte iki aşkı taşıyan pek az insan vardır. Artık batar güneş, başlar karanlıklar, Acır yürek, çünkü çok seversiniz ancak pek az sevilirsiniz. Çünkü hayat tercihler sunar insana, zaten hayat tercihler arasında seçmek zorunda kalmak değil midir? Siz seversiniz ancak çoktan sevilmiştir o, siz seçersiniz ancak çoktan seçilmiştir o. Bir yürek nasıl taşır iki aşkı sonra gitgide söner diğeri, ona inat büyür içinizde ki sevginiz ansızın geçmişi özletir aşk, yıllar önce verdiğiniz kararlar çıkagelir davetsiz bir misafir gibi karşınıza kabuk bağlar yaralarınız yaralanırsınız. Anılar yok olur bu karanlık tünelde çelişkiler yumağı ortaya çıkar ve bir güvercin ürkekliğindeki küçük yüreğiniz dayanamaz karlar yağar ayaz olur don olur. Parmak uçlarınız donar mor olur, pembe hayalleriniz iki büyük aşkın ağırlığı altıda ezilir derken kiraz ağaçlarına kar yağar tazecik narin yapraklar üşürler. Yüreğine anlatmak zordur zaten aşkı anlatmaktansa anlamak değil midir marifet. Zordur iki aşk, bir kalp yollar kesişmiştir aynı vadide, aynı vadiye akmıştır iki nehir her biri bir diğerinden habersiz. Hayat bir çılgınlık sunmuştur mevsimleri tanımayan dünyayı bilmeyen birisi hiç bilebilir mi ilkbahardan sonra yazın geleceğini. Böyledir bir kalpte iki aşk. İlkbaharın rengarenk çiçeklerine aldanıp yalancı baharı dünyadaki en güzel mevsim sanırsın. Oysa az ötede bütün haşmetiyle durur, bekler sizi yaz. Asilliği göz kamaştırır, kıskandırır güzelliği melekleri. Ne yazı bilmeden ilkbahara aşk olandadır suç,...

Devamını Oku

Elveda Derler

Güzel başlar tüm aşklar,    Belki bir okulda, belki tramvayda, belki de mütevazi bir semtin fakir bir mahallesinin ıhlamur kokan sokağında, kimbilir… Belki bir durakta, her sabah aynı saatte, aynı otobüste…Bu  karşılaşmalar sıklaşır, ürkek bakışlar, kaçamak bakışlarla yer değiştirir. Sonra isimler, sonra gülüşler, abartılı duygular, sonra anlamsız duraksamalar, ve  bir dizi senfoniler… Düşünürsünüz her an onu, düşlersiniz.. Sonra ilk buluşma… Özenle giyinirsiniz her zamanki elbiselerinizi, aşk ve sevda kokan gömleğinizi, şıksınızdır besbelli… Genelde o gece, uykusuz ve heyecanlı geçer, günü planlarsınız ancak bir saniyeyi bile tutturamazsınız. Ve koşarsınız Beşiktaş İskelesi’ne mahmur gözlerle.. Sevgiliyi beklersiniz, karşıdan gelen her vapurdan. Ve vapur yaklaşır Beşiktaş Limanı’na, meraklı gözlerle onu beklersiniz, beklersiniz, beklersiniz… O da heyecanından olsa gerek ki, en sonda ayrılmayı  tercih eder vapurdan. Belli ki tutkulu ama ürkek bir aşk başlar, ve artık tüm Beşiktaş aşk kokar. Tam karşıda boğaz, adeta bu iki aşığı seyredurur. Az ötede Yıldız Parkı davet eder taze aşıkları.. Ihlamur ağaçları siz kokar, sizse aşk.. Gün biter, karanlık çöker ışıklar yanar ve son vapura yetişirsiniz. Derken günler, haftalar, hatta yıllar böyle gelip geçer.. Sonra bir gün; Puslu bir  hava kaplar ortalığı.   Gökyüzü kapkaranlık olur, düşünceleriniz bulanıklaşır ve içiniz daralır. Yolunda gitmeyen şeyler çıkagelir ortaya karışık. İç çekişmeler, pişmanlıklar, umutsuzluklar, ayrılıklar, göz yaşları ve hüzünler.. Ve yine bir gün bir söz dökülür dudaklardan : ‘Elveda’. ‘Elveda ’derler ve… Beşiktaş Vapuru her zamanki gibi tam vaktinde  iskelede. Oysa...

Devamını Oku

Aşk İki Hece

Aşka dair binlerce söz duymuş, onlarca yazı, şiir okumuşuzdur.Nedir ki aşk? Aşk gizem okyanusunun derinliklerindeki ; uyumlu, şirin bir yunus balığı çifti , en yüksek dağların en tepesindeki ,nazik , nazenin soğuğun en şiddetlisine inat yaşayan iki kardelen, biraz ılık, biraz ironik az da karmaşık birşey.Belki uçarı , pervasız, hesapsız, çocuk sarhoşluğunda, karne sevincinde olmaktır.Bazen tek kişilik bir piyes, bazen seyircisiz bir sinema filmidir.Öyle tek başına öyle masum.. Öyle içten, öyle habersiz…Ama herneyse besbelli ki herşeydir, aşk. Bence aşk; kaç insan gelip geçmişse bu dünya misafirhanesinden o kadar kişi demektir ve o kadar da tanımı vardır. İnsanlık tarihiyle yaşıttır kendisi. Onun adı tek hecelik AŞK’tır.Bazen bir güvercindir, her sabah saati şaşırmadan gelip konar pembe panjurlu evinizin pervazına..Bazen bir meltemdir, sıcak yaz günlerinde ansızın esip, yalayıverir yüzünüzü. Bazen ılık bir ilkbahar sabahında camdan girip,yüzünüzü tatlı tatlı ısıtıveren güneştir. Platonik aşklar bilirim, yıllar geçmiştir üstünden bihaber…Üzgün, kırgın, bir başına..Aşklar bilirim, öyle derin öyle anlamlı, öyle kendiliğinden..Yine aşklar bilirim, karşı kaldırımdan yürüyen alışveriş delisi bir kızın kaybolup giden bir anlık güzel yüzüdür.Belki sevgilinin yüzündeki bir anlık tebessüm, ağzından çıkan asil bir söz ve zerafet….. İşte tarifinde zorlandığım şey…Tam karşıda. işte geliyor aşk..Biraz titrek, biraz ürkek, azıcık da mağrur..Ama tastamam kendisi, tıpkı kendi gibi, olduğu gibi, doğduğu gibi, masum ve günahsız.Pembe giysileri,küçücük pabuçları ve elinde düşürmediği şiir kitapları.. Gözleri… Elleri….Parmakları…Pespembe yanakları..Rüzgara meydan okuyan saçları..Asilliği…Derinliği..Kırmızı çantası..Gülünce gülen gözleri.. İnci dişleri..Kulağının arkasına düşen, Kestane renkli...

Devamını Oku

Bugüne Dair..

Bugün günlerden umut… Saat cemre, dışavurum, güneşin çıkışı, ağaçlar, çicekler, böcekler ve baharın gelişi…Pırıl pırıl doğan bir güneş kimbilir nice aşklara gebe… Kışın yoğun ve yoruculuğundan bıkmışcasına bir çocuk telaşıyla topraktan fışkırmaya çalışan yeşilimsi bitkiler… Ardı arkası kesilmeyen insan kalabalığı… Camlara vuran rengarenk giyimli insan silüetleri, alı, yeşili, pespembesi, mavisi ve diğerleri… Tam karşıda yaşlı amca ve kolunda muhtemelen kırk yıllık hayat arkadaşı belki Safiye Teyze… Sonra çicekler desen desen,rengarenk, ıhlamur kokuları. ve kuşlar… Başarılı öğrencinin ilk karne heyacanı edasıyla kıpır kıpır… ve kanat seslerinin sunduğu eşsiz akustik… Karşı çicekçide yaşanan hummalı pazarlık ve sevgilisine ilk karanfili almakta kararsız kalan acemi liseli aşık. Bugün günlerden umut yani benim...

Devamını Oku