Zaten bir zamanlama hatasıdır aşk…
Aşkın diğer adıdır acıtmak…
Her insanın bir kalbi vardır, ancak aynı kalpte iki aşkı taşıyan pek az insan vardır.
Artık batar güneş, başlar karanlıklar,
Acır yürek, çünkü çok seversiniz ancak pek az sevilirsiniz.
Çünkü hayat tercihler sunar insana, zaten hayat tercihler arasında seçmek zorunda kalmak değil midir?
Siz seversiniz ancak çoktan sevilmiştir o, siz seçersiniz ancak çoktan seçilmiştir o. Bir yürek nasıl taşır iki aşkı sonra gitgide söner diğeri, ona inat büyür içinizde ki sevginiz ansızın geçmişi özletir aşk, yıllar önce verdiğiniz kararlar çıkagelir davetsiz bir misafir gibi karşınıza kabuk bağlar yaralarınız yaralanırsınız. Anılar yok olur bu karanlık tünelde çelişkiler yumağı ortaya çıkar ve bir güvercin ürkekliğindeki küçük yüreğiniz dayanamaz karlar yağar ayaz olur don olur.
Parmak uçlarınız donar mor olur, pembe hayalleriniz iki büyük aşkın ağırlığı altıda ezilir derken kiraz ağaçlarına kar yağar tazecik narin yapraklar üşürler. Yüreğine anlatmak zordur zaten aşkı anlatmaktansa anlamak değil midir marifet. Zordur iki aşk, bir kalp yollar kesişmiştir aynı vadide, aynı vadiye akmıştır iki nehir her biri bir diğerinden habersiz. Hayat bir çılgınlık sunmuştur mevsimleri tanımayan dünyayı bilmeyen birisi hiç bilebilir mi ilkbahardan sonra yazın geleceğini. Böyledir bir kalpte iki aşk. İlkbaharın rengarenk çiçeklerine aldanıp yalancı baharı dünyadaki en güzel mevsim sanırsın. Oysa az ötede bütün haşmetiyle durur, bekler sizi yaz. Asilliği göz kamaştırır, kıskandırır güzelliği melekleri. Ne yazı bilmeden ilkbahara aşk olandadır suç, ne de hiçbir şeyden haberi olmayan masum yazdadır.
İlla bir sorumlu aranacaksa eğer, ilkbaharla yazı kesiştiren hayattadır suç. Sonra dersin ki kendi kendine bir umuttur, nefes almak. Sonra o nefes aldıkça sen almış gibi olursun. O yandıkça sen, o kanadıkça sen. Tıpkı aynı toprağa atılan iki çekirdek gibidir kalp. Derken biri çürür, diğeri boy verir, adeta topraktan fışkırır yeryüzüne, tomurcuk olur çiçek olur ve meyveye durur. Diğeri toprağı altında çürümeye yüz tutar, toprak olur, yok olur, mazi olur. Aynı ocakta olmaz iki tohum, ancak aynı kalpte olur iki aşk. Sonra kalp sıkışır kelimeler dizilir boğazına, ifade edemez olursun duygularını. Bu iki aşktan biri bahardır diğeri yaz. Ancak yaza anlamaksa çok zordur aşkı. Ve artık bir sürgün yaşar yüreğiniz. Kaç bilinmeyenli bir denklemi çözmek zorundadır artık kalbiniz. Karmaşık anlar, anılar sarar her bir yanınızı. Hiçbirşeyi söylemek zor değildir bu kadar, ancak gözler sadece gerçeği söyler. Ve artık o olur herşey. Ah hiç bu kadar zor olmamıştır sevmek. Ve gizliden sevmek, yakınında görmek ancak uzaktan izlemek. Sonra iki çift gözü şahit etmek. Hasretle hatıraları seyretmek, çekip gidememek uzaklara, hayatın zor iklimleri arasında sıkışıp kalmak, ilkbahar ve kış. Zordur seni sevmek. Söyleyememenin dayanılmaz sancısıdır, senle olmak. Yürekten dinlemektir her sözünü, izlemektir her hareketini, sinirlenince kaşını kaldırmanı, utanınca, masumca gözlerini kaçırıp, başını yere eğmeni, üzülünce nemlenen gözlerini. Karşılık vermeyeceğini bile bile gönlünün kapılarını ardına kadar açmaktır senle olmak. Seni kaybetmek korkusundandır hem en yakınında, hem en uzağında olmak.
Bir kırık bakış kalır geriye…
Salam, mən daha çox İran, mən bir çox blog xoşuma gəldi
Hi, I’m from Iran over again I liked your to
سلام من ایرانی ام از وبلاگت خیلی خوشم اومد بازم سر میزنم
böyle makale mi olur hikaye gibi…
çok beğendim.