Bura Nere? şiiri, Sevinç İnal
Bir yer görmüştüm geçerken, öyle..
Bir lokma yarenlik etmeyi bile
Hayal etme sakın uzaksın, hem de çok uzak..
Nasıl düştüyse yolum düştü buraya
Vay be dedim vay be, burası nere..?
Yok saydım herhal, sen gibi bende
Varmış arkadaş, hem de çok gerçek
Buradaki millet ekmeğe muhtaç, gerçekten muhtaç
Çocuklar gördüm yalın ayaklar
Bacılar gördüm kırılmış kalpler
En yiğit baba delikanlılar
Eğilmiş boyunlar, muhtaçlar muhtaç
Bir cesaret yürüdüm oraya kadar
Dileğim dokunmak gönüllerine
Kendimden utandım saklanamadım
Aç gözünü dedim, aç, senin bu millet.
Evlerin çatısı delik deşikmiş
Yağmur yağarsa yatak göl diyor
Çorbaya unu bulursak iyide
Bulamadık mı hayat zor diyor.
Kalabalık nüfus her ev on kişi
Ekmeğin kırıntısı zayii olmuyor
Yetmiyor bacım o da yetmiyor
Az yeyin diyom ağlaşıyorlar.
Tüylerim buluzumu deldi de geçti
Pastayı bile seçerek yeriz
Artanı dökeriz düşünür müyüz
Bir de dertlenir bir de ağlarız
Bereketsiz soframız bu nedir diye
Bir delikanlı girdi içeri, ana dedi ana
Baksana hele, yağmur ha indi ha inecek
Hazırla şu tasları
Kadın, boş ver gibi elini salladı
Sanki kurumu kalacak döşek, sen dua et
Çocuk donuk donuk baktı öylece
Ya sabır diyordu, ya sabır be.
Delikanlıyı çaksan yere geçecek adeta zıpkın
Lakin üflesen uçacak öylesi bıkkın
İyi ya dedi banane, senin olsun yatağın yorganın
Boz bulanık bir çay verildi elime
Buyur diyordu fidan gelin, hadi buyur
Neye buyurayım gelinim, nereye?
Çakıldı kirpiklerime yaş damlayamadı
Kızardı yüzüm ama belli olmadı
Ben buranın yolunu bilmiyor iken
Nereye buyurayım gelinim burası nere.?
Saf gönüllü güzel insanlar
Hala ikramda cömert yürekler
Gözleri kırgın başları eğik
Nedense söylemeye çekiniyorlar
Ben dedim usulca, ben özür dilerim
Elim uzansa yetmez ki gücüm
Dilerim ki Allah yardımcınız olsun, şimdi izninizle
İzin senin dediler hep bir yürekten
Bizi unutma yine gel emi
Çok bir şey ikram eyleyemedik
Biz özür dileriz, kusura kalma
Hala çıkamadım o dünyanın içinden
Hala soruyorum kendime
Vay be diyorum hala, vay be
Burası nere..?