Gün geçmiyor ki güzel ülkemde bir gariplik daha yaşanmasın ve ben de gülmeyeyim.
Bir röportaj okudum bugün. Bir büyük eğitimcinin başarılarla dolu hayatını anlatıyordu. Bu büyük eğitimcimiz bir dershane sahibi, koleji var ve bir de üniversitesi. Bir de Amerikan rüyası derler. Asıl en büyük rüyalar güzel ülkemde gerçek olur. Yeter ki çarpık düzenin nimetlerinden faydalan.
Ne yapmış bu büyük eğitimci? Yıllarca dershane işletmiş. Nasılsa devlete atanamayan ucuz iş gücü öğretmenler hazır. Abuk sabuk sınavlar hazır. Öğrenciler hazır. Veli dünden hazır. Para hazır. Yeter ki sen bu müthiş fırsatı kullan. Sermayeyi biriktir, kolej de açarsın üniversite de. Sonra da kurulursun köşkünün muazzam salonuna, eğitim nutku atarsın. Bu durumda vay anasını sayın seyirciler demek istiyorum sadece. Ne günlere kaldık.
Yahu dershanecilerin eğitim adına konuştuğu ve ahkam kestiği bu ülkede biz hangi güzel gelecekten bahsediyoruz? Bu çarpıklığa kim dur diyecek? Yani her türlü değişimin yaşandığı güzel ülkemde eğitim sistemindeki yamukluk niçin düzelmez? Dünyada bir eşi var mı? Dünyanın tek akıllısı biz miyiz? Adam geldi, liselere girmek için olan sınavı üçe çıkardı. Şimdi de teke indirme çalışması varmış. Ne bu kardeşim? Sizin adamakıllı bir eğitim politikanız olmayacak mı? İki tane eski okula torpille kendi adamlarınızı müdür yaparken eğitim politikanız var ve gayet istikrarlısınız. Ama iş gerçekten bir eğitim sorununun çözümüne gelince kafanız karışıveriyor. Hiç bir planınız yok. Acaba SBS tekrar tek sınav olursa biz şöyle düşünürsek yanlış mı yaparız: Daha önce tekti, üç oldu. Şimdi gene teke indi. O zaman beş yıl sonra yine üç olacak. Bu kadar saçmalığı bu ülke nasıl hazmeder anlamıyorum doğrusu.
Yapın bir dershane sahibini bakan, sınav sayısını çıkarsın ona. Daha çok para kazansın. Daha çok üniversite kursun. Daha çok eğitim nutku atsın. Battı balık yan going…