Bu ülke insanına atılmış en büyük kazıklardan biri devletin ekonomide olmaması ve ekonominin özel sermayeye devredilmesi fikrinin yıllarca empoze edilip ilahi bir kanun gibi insanların zihnine kazınmasıdır.
Eskiden bu ülkede devletin sahip olduğu şirketler, işletmeler vardı ve adına kit denirdi. Bunlar yıllarca hep zarar ettirilerek, özelleştirme fikri insanlara kabul ettirildi. Oysa buralarda emekçiler devlet garantisi altında ve kısmen patron zulmü olmadan çalışıyorlardı. Evlerine ekmek götürüyorlardı. Sonra ne oldu? Bu işletmeler özelleştirildi ve işçiler kapıya kondu. İnsanımız da devletin sanayide olmaması gerektiğine inandırıldığından kapıya konan işçilere sahip çıkan olmadı. Oysa bu işletmeler gerçekten özerk bir yapıda olsalar ve adam gibi yönetilselerdi zarar da etmezler ve o insanlar da işsiz kalmazlardı. Bunun yerine sermayenin ve üstteki sınıfların dediği yapıldı ve kitler haraç mezat satıldı. Sonuçta bugün devlet artık sanayide çok az var ama işçilerin haklarını koruyan yok. Sendikalar güçsüzleşti. Taşeronluk denen modern kölelik meşru hale getirildi. Devlet alt sınıflara iş sağlayan konumdan çıktı, zenginlere rant sağlayan bir konuma düştü.
Devlet sanayiden çekildi de ne oldu? Özel sektör ülkemizi uçurdu mu? Fakir Anadolu’ya yatırım mı yaptı? Bunların hiçbiri olmadı. Devlet artık zengin sınıfların oyuncağı, fakirlere de sus payı olarak makarna dağıtıyor.
Bu durumdan kurtulmalıyız. Devlet denen organizasyon alt sınıfların, ezilenlerin ve fakirlerin haklarını koruyan bir yapıya evrilmeli. Fakirlerin devleti olmalı.