Yüce Allah birçok Kur’an ayetinde müminlerin kalplerinin sağlamlaştırıldığını, inkar edenlerin kalplerine ise korku verdiğini bildirir:

Rabbin meleklere vahyetmişti ki: “Şüphesiz ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın, inkar edenlerin kalblerine amansız bir korku salacağım…” (Enfal Suresi, 12)

Bu ayette haber verilenler Allah’ın yarattığı bir mucizedir. Rabb’imiz, Enfal Suresi’ndeki ayetlerde, Allah’a ve din ahlakına karşı mücadele içindeki inkarcıların kalplerine korku duygusu salarak, onların güçlerini azalttığını bildirir. Müminin bu ayetle düşünmesi ve ders alması gereken konu, kalplerin Allah’ın elinde olduğu ve dilediği kalbe dilediğini ilham ettiği gerçeğidir. Mümin samimi olduğunda Allah onu sağlamlaştıracak, Kendi yolundaki çabasının karşılığında onu, Kendi Katından gönderdiği yardımlarla koruyacaktır. Bu ayette de bildirildiği gibi düşmanlarının kalplerine korku salacak ve müminlerin üzerindeki tehlikeleri kaldıracaktır.

Sponsor Bağlantılar

Yüce Allah, inkar edenlerin kalplerine ölüm korkusu, gelecek korkusu, aç kalma korkusu, felakete uğrama korkusu gibi yüzlerce korku verebilir.

İnkarcılar, ahirete de kesin bilgiyle inanmadıkları için ölümü de bir son, hatta kaçınılmaz bir son olarak görürler ve müthiş korkarlar. Ölümle yok olacaklarını, ölümün kendilerini dünyaya bağlayan şeyleri kesip bitireceğini düşünürler ve duydukları bu korku onları güçsüzleştirir. Kuran’da, “Kendisi hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah’a ortak koştuklarından dolayı küfredenlerin kalplerine korku salacağız. Onların barınma yerleri ateştir. Zalimlerin konaklama yeri ne kötüdür.” (Al-i İmran Suresi, 151) ayetiyle bildirildiği üzere Allah, Kendisi’ne ortak koştukları için inkar edenlerin kalplerine korku salmaktadır ve bu insanların uğrayacakları son, sonsuz azap olacaktır.

İnsanın Allah’a teslim olamamasını Bediüzzaman, hareket halindeki bir gemide yükünü sırtında taşıyan kişinin durumuna benzetir. O kişi boşuna güç harcamaktadır; gemi onu ve yükünü zaten taşımaktadır.

İnsanların, gerçek Kuran ahlakını yaşamadıkları takdirde bu gibi endişeleri duymaları kaçınılmazdır. İman edenlerin durumu ise çok farklıdır, onların yaşamında bu tür korkulara yer yoktur. Çünkü herşey Allah’ın kontrolündedir; insanın başına gelen her olay O’nun izniyledir ve mümin için hepsi hayırla yaratılır.

Mümin yalnızca Allah’ı dost ve vekil edinmiştir ve zorluk durumunda yardım edecek olan tek güç Allah’tır. Müminler için dünya hayatında korkulacak hiçbir konu yoktur ve “İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü’minlerseniz, Benden korkun.” (Ali İmran Suresi, 175) ayeti gereği yalnızca Allah’tan korkarlar. Bu korku Allah’a olan sevgilerini ve O’nun hoşnutluğunu kazanma yönündeki çabalarını artırır. Kendileri için en güzelini ve en hayırlısını dileyen Rabb’imizin yarattığı kadere teslim olan müminlerin bakış açıları, bir Kuran ayetinde şöyle tarif edilir:

De ki: “Allah’ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.” (Tevbe Suresi, 51)

Fuat Türker