Bir bayram daha gönderdik anılara sevinci, yorgunluğu ve telaşlarıyla. Eski bayramları dillendirmekten başka bir teselli kalmadı artık. Bayramın stresi ve hazırlıkların yorgunluğu bayramın sevincini bastırır oldu.
Bayramdan birkaç gün önce başlıyor işkence uzun ve kavurucu yaz sıcağında oruç tutmak zaten başlı başına önemli bir meziyet iken bir de bunun üstüne bayram hazırlıkları tam bir işkenceye dönüşüyor. İşkence mağdurları daha çok kadınlarımız olmakla beraber erkekler ve çocuklarda bundan nasibini alıyor.

Sponsor Bağlantılar

Sanki padişah ve ahalisini ağırlayacakmışız gibi evler baştan yaratılır, badana boya işleri yapılır, musluk, çatı, çatlamış fayans, balkon demirlerinin temizliğine kadar her şey itina ile elden geçer. Tabi bütün bunlarla işlerin bittiğini sanmayın asıl iş yeni başlamaktadır. Çünkü kafamızdaki şu temizlik curcunası halledilmiş sıra baklava börek ve saray mutfağını aratmayan yemeklere gelmiştir. Bu şekilde bütün ramazan eğer bir gram kilo verebildiysek bunlarda vakit kaybetmeden alınmış olur.

Bayram temizliğinin inanılmaz yorgunluğu henüz bitmemiştir ama evde baklava olmayacağının korku ve stresi ev kadınını harekete geçirir ve kısa süreliğine yorgunluğunu unutarak  baklava yapma telaşına girişir fedakar Türk kadını. Tabi böyle yorgunluğa rağmen yapılan baklava eğer önüne gelir de bir misafirin ve  yememe gafletinde bulunursa vay onun haline bir araba lafı yer yemediğine itina ile pişman ettirilir.

Türk kadını bu fedakarlığı çekerken Türk erkeği de maharetlerini göstermek zorundadır. Zaten büyük bir yorgunluk ve stres yaşayan evin hanımına destek olma boynunun borcudur artık. Çocuklara bakmak gün içerisinde sayısız çarşı pazar alışverişinde bulunmak, yanlış ya da eksik gelen ürünleri değiştirmek, misafirler için her şeyin tazesini bulma maharetini göstermek yine erkeğin bayram öncesi görevleri arasında yer almaktadır.

Günlerce süren bu çabanın ardından artık komalık olan kadın ya acilde ya da evde baygın bir şekilde yatarak bayramı karşılar. Bu durumda nerde o eski bayramlar sözü o kadar anlamlıdır ki. Çünkü eskiden yani bu inanılmaz Türk kadını çocukken bütün bu hengameden uzak bayramlığını giyer, şekerini toplar komsu çocuklarla. Evdeki telaştan habersiz ve umarsız bayramının tadını çıkarır.

Büyüyüp bütün bu işkenceyi çeken Türk kadını için bu cümle işte tam da burada   etkili oluyor” Nerede o eski bayramlar…”

 
TENZİLE İŞÇİ