Mainz, 25.08.2012
 
Kimse lafιnι boşuna eğip bükmesin, bölgede „nur topu“ gibi (pardon necaset topu demeliydim) yeni bir „terör devleti“nin inşasι için o çok ziyadesiyle sevişmekte olduğumuz batιlι dostlarιmιz! tarafιndan düğmeye basιlmιştιr. Bizim ülkemizde iyi niyetle bile olsa bu tür laflarι söylemek çok tehlikelidir, zira hemen „vatan haini“ olarak ilân edilebilirsiniz.Ancak bu durum o kadar net ki artιk gizlenmesi özel bir yetenek gerektiriyor. Yeryüzünün her tarafιnι „özgürlük“ masallarιyla kana boğan emperyalist jandarma adιnι bile zecri yöntemlerle sümmettedarik ayarlamιş olduğu bölgemizde kendi ulusal ve uluslararasι çιkarlarι açιsιndan tιpkι 60 yιl önce yaptιğι gibi yeni bir „uydu terör devletine“ şiddetle ihtiyacι olduğu tezinden hareketle meselenin yeteri kadar kιvama ulaşmasι için elinden geleni yapmaktadιr.

Sponsor Bağlantılar

Son zamanlarda ülkemizde meydana gelen bir kaç olay bile meselenin ne kadar girift bir hal aldιğιnι göstermektedir. Bunca hadisenin Kandil dağιndaki bir kaç terörist bozuntusunun planlamasι olduğunu söylemek yahut buna inanmak elbette ki safdillik olur. PKK denen örgütün özellikle de Şemdinli özelindeki toplu kalkιşma gösterisi ve hemen akabinde danιşιklι ya da değil bir milletvekilinin kaçιrιlιp tehdit edilmesi, Ak Partililere karşι uygulanmakta olan ağιr zulüm eylemleri, teröristlerin milletvekilleri ile öpüşüp sevişmesi ve nihayet özel olarak seçilmiş bulunan GaziAntep vilayetimizde toplumu infiale sürüklemek için yapιlan bombalι saldιrιnιn çok iyi analiz edilmesi gerekir. Bütün bunlarιn örgütün verdiği kayιplar karşιsιnda tekrar „ben de varιm“ diyebilmek ve sempatizanlarιna moral verebilmek amacιyla canhιraş biçimde ve birbirinden kopuk serseri mayιnvari eylemler olduğu yönünde bir kanaate varmak çok ama çok yanιltιcιdιr. Zira bütün bunlar PKK denen örgütün bir kere sadece uyuz bir „taşeron“ örgüt olmadιğιnιn açιk göstergesidir. Teşhis doğru yapιlamazsa tedavinin orijinal olmasι hiç bir şeyi değiştirmez, hasta yine de kaybedilebilir. PKK, ne dağlara zorla veya gönüllü çιkmιş baldιrι çιplak bir kaç bin militandan ibarettir; ne, ama tehditle ama gönüllü yaklaşιk 3 milyon insanιn destek verip meclise 30 küsur temsilci soktuğu bir siyasi organizasyondan ibarettir ve ne de ululararasι emperyalistlere hizmet sunan „taşeron“ bir örgüttür. Belki bunlarιn hepsi birdendir.

Biz Türkiye olarak bu meseleye uzun yιllar bir asayiş yani „güvenlik“ meselesi olarak baktιk ve en büyük yanlιşι o zamanlar yaparak örgütün özellikle de taban bulmasιnι sağlamιş olduk. Cumhuriyeti kuran kadrolar ve sonrasιnda gelenlerin yukarιdan aşağιya toplumu adeta planya dan geçirip „5×10 kalaslar“ haline getirme hevesi ve bu yöndeki zecri tedbirler bizi bugünkü açmaza getirmiş oldu. Ülkeyi 10 yιldιr yönetmekte olan Ak Parti iktidarι hem büyük bir gayretle ve hem de iyi niyetle ülkemiz için kangren haline gelmiş her meseleye el attιğι gibi bu meseleye de el atmιş ve ciddi riskler de alarak işe koyulmuştu. Öncekilerin yaptιğι „asayiş ve güvenlik“ tezi yerine „merhamet şefkat ve müzakere“ ekseninde konuya yanaşmanιn doğru olacağι kanaatinden hareketle bu konularda ciddi çalιşmalar yaptι ancak 2009 yιlιndan bu yana bir arpa boyu yol alamadιğιmιz ortada. Tabi ülkenin şöyle yada böyle 3 milyon insanιnι küstürmüşseniz 3-5 yιlda bunlarι geri kazanma imkanιnιz olmaz. Böylesi bir beklenti en azιndan sosyolojik gerçeklerle bağdaşmaz.

Bugün için ülkemizde batι standartlarιnιn üzerinde bir özgürlük alanι bile açmιş olsanιz yine de PKK terörünü bitirmek mümkün olmayacaktιr(mâlesef). Hatta federal bir sisteme geçip, demokratik özerklik denen o meşum yapιya bile izin verseniz yine de bitirilemez. Ülkemizde yaşamakta olan Kürt vatandaşlarιmιzιn hala çok ciddi sorunlarι vardιr bunu kabul ediyorum ama PKK yahut onun siyasal uzantιlarιnιn „Kürt halkι“ diye bir dertleri yoktur. Tamamι „komformist“ olan bu yapιnιn tek derdi mezopotomya coğrafyasιnda „marksist, leninist ve ateist yeni bir Kürt Devleti“ kurmaktιr. Bugünkü uluslararasι konjönktür de buna gerçekten müsaittir. Kurmak istedikleri devletin adιnι belki „Öcalistan“ olarak koyamayabilirler ama bu kodesteki herifin kendileri için bir „AtaKürt“ olduğunu her fιrsatta dile getirmekte olan bu güruhun kendilerini ilelebet başta bιrakacak yeni bir „faşizan yönetimle“ bir hakimiyyet alanι açmak istedikleri gün gibi ortaya çιkmιştιr. Denebilir ki yeni bir şey mi söyledin sanki bunlarι zaten herkes biliyor. Belki herkes biliyor ama herkes nedense açιk ve aleni olarak dillendirmiyor. Ne PKK, ne onun uzantιlarι ve ne de destek almakta olduğu taban ile müthiş „Kürtsever liboş entelijiyansιmιz“ da yeni bir ütopik devletin temellerini adιm adιm döşeyecek bir ufuk ve akιl olduğunu düşünmüyorum. Daha 100 sene önce bölgeyi diledikleri gibi planlayan emperyalistler şimdilerde mevcut planιn işlemediğinden hareketle bölgeye „yeni bir rol“ vermenin peşindeler. Biz istediğimiz kadar ilgili Kürt bölgesine „Kuzey Irak“ demeye devam edelim, istediğimiz kadar toprak bütünlüğü güzellemeleri yapmaya devam edelim, şimdi sιrada Suriyenin kuzeyi var, bitmedi sonra İran la ilgili bir yön ve en sonunda sιrayι bize getirecekler. Bu bir korku ve panik havasι içinde olmanιn getirdiği bir yaklaşιm değil, olmasι çok muhtemel bir durumdur. Zira tarih bunun örnekleri ile doludur.

Bugün İsrail`de devlet ricali makamlarιnι işgal edenlerin ya kendileri yahut babalarι 70 yιl önce en azιlι terör örgütlerinin militanlarι idiler. Ulusçuluk işte böyle bir belâdιr. Zamanιnda her kabileye bir devlet veren bu kahrolasι İngilizler mezopotomyanιn asιl yerlisi konumunda bulunan Kürtlere de bir devlet verseydiler ya diyesi geliyor insanιn…

Ülkemizde bugün için yiğit bir kaç adam dιşιnda hemen herkes İran devletinin bu cani rejimi (Esed rejimi) nasιl desteklediğini sorguluyor ve bunun müslümanlιk ile tevil edilemiyeceğini söylüyor. İran bu cani rejimin akabinde sιranιn önce Lübnan Hizbullahιna ve ardιndan kendine geleceğini hesapladιğι için ülkesinin çιkarlarι için her şeyi mübah görüyor. İran için ülkemizde yapιlan yorumlar biraz kolaycιlιk ve biraz da „oh“ olsun kabilindan ama gene de ben kendi hesabιma çιkar uğruna inanιlan değerleri çiğnemeyi uygun bulmuyorum. Kendi ülkemizin de bu konuda bazι açmazlarι olduğu doğrudur. Uluslararasι güçler kendi çιkarlarι açιsιndan bölgede meydana getirdikleri bu „kaotik“ durum malesef ülkemizi de komşularι ile kavgalι duruma sokmuştur. Okyanus ötesinden gelenler birgün mutlaka çekip gidecekler ama Türkiye bu ülkelerle ilelebed komşuluk yapmaya devam etmek zorunda kalacaktιr. İran, Irak, Lübnan ve Suriye ile kavga ederek ülkemizin terör konusunda mesafe almasι da bölgesel bir güç olmasι da mümkün değildir. Gayet pragmatik bir yaklaşιmla güçlüden yana tavιr almanιn her zaman kazançlι olup olmadιğι bile sorgulanmalιdιr. Bugün için ülkemizin „NATO“ şemsiyesinin altιndan çιkmasι ve yeni bir takιm dünyalarιn,
birlikteliklerin kurulmasι için çaba sarfetmesi pek mümkün gözükmüyor. Fakat müstevlilerin amaçlarι ile Türkiyemizin amaçlarιnι aynι potada eritmek de mümkün olamιyor. En büyük müttefikimiz olan ABD denen devletin bütün dünya barιşιnι tehdit eden en büyük „belâ“ olduğunu bilmeyen mi var. Belki ülkeyi yönetenlerin yarιnlar için bu konularda sadece askeri ve teknolojik olarak değil aynι zamanda devlet poltikasι olarak çok ciddi yatιrιmlar ve bağlantιlar yaparak ileriki 10 yιllarda hem terör belâsιndan kurtulup hem de bir istikrar unsuru olarak küresel bir güç olma yolunda emin adιmlar atabilir.

Bu durumda çok üzgünüm ama „terör“ ile yaşamaya alιşmaktan başka bir çözüm gözükmüyor. „Vur- Kurtul“ diyenlere bakιyorsunuz, 30 yιldan bu yana habire vuruyoruz ama yine de kurtulamadιk. Üstelik kimi vurduğumuz da sorgulanmaya değer bir durum „Ver- Kurtul“ diyenlere gelince; nereyi, kime nasιl vereceksiniz. Burasι İspanyanιn Bask bölgesi ile İngilizlerin İrlanda bölgesine hiç benzemiyor. Vatandaşlarιmιzιn tamamι iç içe yaşιyor. Bunlarιn hiçbiri çözüm değildir. Hatιrlarsanιz „depremler“ konusunda da en sonunda bu noktaya gelmiştik. Ülkeyi yönetenlerin verdikleri beyanatlara bakmayιn siz. Onlar milletimizin mukavemetini tesis için böyle konuşmak zorundadιrlar. Tιpkι onlardan önce ülkeyi idare edenlerin yaptιğι gibi. Ben 30 yιldιr bu beyanatlarι dinlemekten yoruldum. Terörü destekleyen asιl fail olan uluslararasι güçlerden yardιm ve destek alarak terör le başa çιkmaya çalιşmak dizel motorun deposuna su koyup çalιştιrmak istemeye benzer. Elbette ki bu mümkün değildir.

Terör meselesinin tamamen çözülmesi ancak ve ancak Türkiyemizin yeniden büyük ve güçlü devlet olmasιna bağlιdιr. Günümüz reelpolitiği ülkemizin batι ittifakι dιşιnda yeni bir arayιş yada yapιlanmanιn içinde olamayacağιnι göstermektedir. Oysaki şimdi değilse bile ileride bu habire zararιmιza işleyen kιsιr döngü den ülkemizin kurtulmasι gerekir. Belki çok kilişe gibi gelecek ama tamamiyle onlarιn “din” lerine dönmediğimiz sürece onlar bizden asla razι olmayacaklardιr. Bu haberi Kuràn da yüce Allah haber veriyor. Nitekim hem tarih ve hem de şimdimiz bunun örnekleriyle dolu. Bugün değilse ne zaman bunu tam anlamιyla anlayabileceğiz. Bu açιk hakikatleri görüp anladιğιmιz ve stratejilerimizi bu anlayιş üzere kurgulamaya başladιğιmιz zaman hem terör son bulacak ve hem de ülkemiz insanιnιn refah seviyesi yükselecek, dahasι dünyanιn barιş ve huzur ortamι dünkünden çok daha iyi olacak.

Bin yιl tavuk gibi yaşamaktansa bir gün horoz gibi yaşamak daha evlâdιr.
Gerçekten öyle midir?

Baki Selam ve Saygιlarιmla.

Ömer Erdem
Mainz/Almanya