Şöyle bir baktı etrafına. Karşılıklı ikişer koltuk şeklinde duran koltuklardan biri boştu arabanın ön kısmında. Ancak boş koltuğa oturunca ters gidecekti. Evladım dedi sen buraya geçebilir misin, benim midem bu şekilde yolculuğa dayanmıyor, bulanıyor. Saçlarını kirpi gibi dikmiş genç çocuk tamam abi demek zorunda kaldı istemeyerek de olsa. Bu ne biçim başbakan lan dedi içinden genç. Niçin otobüse biniyor?
Yolculuk başladı. Hava sıcaktı. Otobüsün kliması çalışmıyordu. Şoför bey klimayı açarmısın ya diye bağırdı ter koktuğu yanında oturan yaşlı teyzenin rahatsız tavırlarından anlaşılan kirli sakallı bir adam. Klima açık ama kendiliğinden kapanıyor kardeşim diye cevap verdi şoför. Lan ben bu ülkeyi yönetenlerin… diye saydırdı adam. Başbakan yutkundu ancak… La havle çekti içinden…
Durağa gelen otobüs durdu ve içeriye üç beş lise öğrencisi bindi. Başbakanı tanıdılar oooo başbakana bak…otobüste lan,şaka gibi ya diye gülüştüler. Kardeşim geç bu ayakları, niye bindiğini biliyoruz bu arabaya, yemezler diye fısıldadı yaşlı bir amca yanındakine. Diğeri cevap verdi. Otobüse binmiş,ne iş ya,sen başbakansın bin zırhlı mersedesine git. Yakışır mı kardeşim? Koskoca ülkenin başbakanı… Otobüse binen biri bu ülkeyi nasıl yönetsin?Beceriksizlik diz boyu bu arkadaşta dedi. Akbil bile isteyemiyor doğru dürüst dedi yaşlı amca.
Sen başbakansın. Şöyle bir gürlesene kardeşim. Allahım ne günlere kaldık be! Bu adamlar başbakan oluyor bu ülkede. Otobüse binen başbakan! Allahım sen bunları ıslah eyle. Devlet adamlığını öğret diye mırıldandı sakallı bir adam…