İnsanlığa şehitliği hediye edenler, insanları yurt savunması halinde, şehitliğe davet ederken, muharebe alanlarında kendileri de hazır bulunarak, şehit ya da gazi unvanını almaya çalışırlarmış. Savaş sonunda, düşmanın canımızı, malımızı ele geçirmek için kullandığı bütün araç, gereç, silah, teçhizat ve ikmal kaynaklarının tamamı, çeşitli tazminatlarla birlikte ganimet olarak, uygun şartlarda pay edilirmiş.
Yukarıda yazdıklarımız ideali oluşturmaktadır. Ancak tarih içinde bu durumun dışına çıkıldığı olaylar sayılamayacak kadar çoktur. Aynen yazdığımız gibi veya biz yanlış ve eksik yazmışsak bile olması gerektiği gibi oluşmuş savaşlar belki de diğerlerinin yanında yok nispetinde bile kalabilir.

Sponsor Bağlantılar

Zaman içinde değişim gösteren bu durum sonucunda muharebe alanlarına ya da şehit listelerine göz attığınızda, sizi şehitliğe davet edenlere ait isimlerin sülaleleri dâhil yine neredeyse yok nispetinde olduğunu görüyorsunuz. Ayrıca “Ganimet” kavramının da yine bazılarına görece gelişim, çoğuna göreyse lüzumsuz bir değişim olarak tamamen ve sadece “Savaş ekonomisi” kavramının en son yeni ve gizli anlamıyla yer değiştirdiği gözlenmektedir.

Savaş ekonomisi kavramıysa, şehit ve gazi adayları tarafından incelendiğinde, durumun “ Ne için ölüyorum? ” sorusuna cevap verebilmekten oldukça uzaklaştığını gösteriyor. Savaş halinin sürdürülmesi veya ateşkeslerle ara verilmesi, maddi kazançlar yanında siyasi bir kaynakta oluşturuyor gibi durmaktadır.