Sevgi…

Evet, üç nokta koyuyorum. Çünkü devamı var ve bitmek bilmez bir sürekliliği. Gerçi öncedenmiş sevginin değeri ve insanda bıraktığı o tarifi olmayan mutluluk duygusu. Çok öncelerde kalmış sadık sevmek, yalansız dolansız, sahici, yapmacıksız, oyunsuz, saf… İnsan gerilere gittikçe yaşamasa bile o sevgiyi yaşayanlardan dinlediğinde bile gözlerini doldururcasına işler yüreğine, kalbine en önemlisi mantığına ve aklına…

Sponsor Bağlantılar

Ansızın gelir zaten içine sessiz sedasız. Almış olur avuçlarının arasına o sevgiyi… Karşı koyamazsın dur! Hiç diyemesin. Seni o kadar mutlu eder ki eskisine göre o kadar huzurlu olursun ki, hiç bitmesin dersin, hiç senden gitmesini istemezsin! Ama olmaz o çoktan senden alacağını almıştır, geldiği ilk andan itibaren senin olmamıştır ki zaten. Sen kendi kendine sahiplenmişsindir. O hiç hiçbir zaman“ ben senin için, hiç senden gitmemek üzere geldim“ demez. Diyemez çünkü.

O bazı duygular gibi sadık değildir, çok canını yakar insanın bu yüzden her kalpten ayrı ayrı saklanır… Aslında saklanma değil de onunki de değişik bir kaçış… Kimisinde gecenin o ıssız, zifiri karanlığına teslim ederken kendini, kimisini güneşin ihtişamına bırakıyor. Bazen de öylesine gelmiştir ki sana, öylesine sevmiştir ki seni yüreğinin en uç köşesine öyle bir saklanmıştır ki sen kovalasan da gitmez senden sessizce, hiç mırıldanmadan senin, kalbinin kölesi olup çıkıverir ortaya…

GÜLŞEN…