Teknolojinin oluşturmasının ve kullanılmasının topluma sunduğu olumlu etkileri kimse göz ardı edemez. İnsanın kendini tanıma yolunda dur durak bilmeyen çabaları ile birçok keşif ve icat gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bu yeni değerler ilk aşamada bilimsellik adına kullanılırken daha sonra günlük hayatın bir parçası olmuştur.Bu teknolojik gelişim tarih boyunca yaşanılan ölçekleri sürekli büyültmüştür. Bu büyüme insanlığın gelişimi için inanılmaz yararlar sağlamıştır. Bu yaralardan en basiti M.Ö. 5000 yılında saatte 2–3 km. hızla gidebilen kızaklarla taşımacılık yapılırken günümüzde jet motorunun icadıyla bu hız 1000 km.nin üzerine çıkılmıştır.  Ve de bununla lojistik alanında yeni üretim tezgâhları ortaya çıkmıştır.

Sponsor Bağlantılar

Gelişen bilim ile evreni, toplumu, insanı kısaca bizimle ilgili veya ilgili olmayan her şeyi bilmeye ve anlamaya çalışmaktayız. Yaptığımız bu açıklamadan anlaşılacağı gibi bilimin birinci değeri, bizim düşünme etkinliğinde bulunmamızı sağlamaktır. Teknoloji de bir bilim ürünü olduğuna göre teknolojinin insanları monotonlaştırdığını, hayattan koparıp sadece kendi çıkarları için yönlendirdiğini hangi zihniyet öne sürebilir!

Teknoloji insanın var oluşundan bu yana her zaman söz konusuydu. İnsanların geçmişten geleceğe gelişimini, bir çağ kapatıp bir çağ açmasını ve bir amaç uğruna düşünmesini sağlayan her zaman teknoloji olmuştur.

Peki, insanı pasiflikten aktifliğe geçiren, önüne bakmaktan geleceğe döndüren teknoloji için “toplumu olumsuz etkiler” denilebilir mi?

Mesela  herkesin özellikle de Vitruuis adamının tasarımcısı olarak tanıdığı Leonardo Da vinci… Leonardo Da Vinci başlarda diğer bilim adamları gibi teknoloji üreten ve köprü planlayıp, mermer işleyen birisiydi. Ancak o, dönemin teknolojik imkânlarının sınırlı olmasına rağmen resme, heykele ve bilime yönelerek şu an harika oranlarıyla, teknolojisiyle insanları cezbeden Vitrius adamını karşımıza çıkarmış. Dönemin teknolojisi günümüze göre sınırlı olmasına rağmen o çizim aslında harika bir teknoloji ürünüdür. Teknolojinin insanın ufkunu açıp nasıl da geleceğe bakmasını sağlıyor görmüyor musunuz? Bu konularda biraz daha bahsetmek gerekirse, biraz daha İslamiyet etkisinden bahsedilmek istenirse bu konuda verilecek en önemli örneğimiz “Mimar Sinan” olacaktır. Mimar Sinan denince dönemin zihniyetine uygun olarak, yine o dönemin kısıtlı teknolojisiyle günümüzde bile hala bakarken ihtişamına doyamadığımız tasavvufun etkisini taşıyan mimarî  geliyor aklımıza. Bu eserlerin her biri bir başyapıt, her biri dini sembol ve mimarı deha ürünleridir. Bu ürünler oluşurken hiç teknoloji ortada yok muydu? Bunların hepsi Koca Sinan’a vahiylerle mi indi? Arkadaşlar bu kadar da numara yapmayın. Burada teknoloji, bırakın bireyi etkilemeyi bir toplumun kültürünü olumlu etkilemiştir.

Bir başka evrensel örnek olarak da Eistain…Teknolojiyi kullanabilen ve açığa çıkarabilen kişidir.  Kimimizin bombayı icat etti diye kin duyduğu, kimimizin atomu parçalamasıyla gurur duyduğu Einstain. Sizlere şunları söylemek zorundayım ki Einstain atomu parçalamıştır ama bizlere bomba olsun diye değil,  insan için  bir bilinmez olan ve onun üzerinde sürekli çalıştığı ve devindiği maddeyi tanımak için. Yani atom bombasını Einstain değil ondan sonra gelen bilim adamları kendi çıkarları adına üretmişlerdir.

Geçmişten günümüze bu şekilde yavaş yavaş ivmelenen teknolojiyle insanlar iletişim olanaklarını sonuna kadar kullanabilmekte ve üzerinde yaşadığımız  gezegenin tüm yerleşim noktalarına evinde kurulu bir bilgisayar aracılığı ile gidebilmektedir. Teknolojinin bu gelişimiyle güneşin batmasıyla uykuya yatan insan 24 yaşamakta, üretmekte ve var olan sınırlarını hızla aşmaktadır. Topluma daha da üretebilmeyi, üretebilmenin yanında gelişmeyi sağlayan teknoloji için “toplumu olumsuz etkiler.” demek ne kadar da komik… Konuşmamı son olarak ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle sonlandırmak istiyorum: “Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknoloji ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur.”