ÖZ
Anahtar Sözcükler: Zaman, insan, sanat, şiir, roman, hikâye
1. KAVRAM OLARAK ZAMAN’IN TANIMI VE ÖNEMİ
Zaman bilinmesine rağmen tanımlanmakta güçlük çekilen evrensel bir kavramdır.
TDK sözlüğünde zaman; bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit olarak tanımlanır.
Olayların geçmişten bugüne gelip geleceğe doğru hareket ettiği bireyin kontrolü dışında kesintisiz devam eden süreçtir.
Çeşitli bilim dallarındaki birçok düşünür de zaman kavramını farklı açılardan ele alarak tanımlamaya çalışmışlardır.
Newton zamanın mutlak olduğunu ve oluşumunun evrene bağlı olmadığını söyler.
Leibnitz, zamanın kendi başına bir varlık olmadığını ve olayların sırası olduğunu söyler.
Einstein’da Leibnitz gibi zamanın olayların sırasına göre ölçüldüğünü ve bu olaylar dışında bağımsız bir varlığının olmadığını ifade eder.1 Zaman ne başka bir şeyle değiştirilebilir, ne durdurulabilir, ne de geriye doğru işleyebilir. Tanrının insanlara fakir, zengin, genç, yaşlı, kadın ve erkek farkı gözetmeksizin eşit olarak sunduğu tek şey zamandır. Zaman hiç kimseyi beklemez, akıp gider. Zaman insanlara sunulmuş bir armağan, bir servettir ve değerini bilmek gerekir.2
ZAMAN VE İNSAN
Zaman bize bağlı olmayan ve her yönüyle bizi sınırlayan bir kavramdır. Her canlı gibi insanoğlu da dünyaya gelebilmek için bile belli bir zamana ihtiyaç duyar. İnsanoğlunun yürümesi, koşması, konuşması, okula başlaması ve meslek sahibi olabilmesi için belli bir zaman gerekir.
Zaman, Allah’ın bütün insanlara eşit şekilde verdiği tek kaynaktır. Ama bazı insanların hiçbir zaman vakitleri yetmez. Bu insanlar zamanı kullanamayanlardır.3
ZAMANIN KIYMETİ
* BİR SENE’ nin kıymetini anlayabilmek için sınıfta kalan bir öğrenciye sorun.
* BİR AY’ ın kıymetini anlayabilmek için prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun.
* BİR HAFTA’ nın kıymetini anlayabilmek için, haftalık bir derginin editörüne sorun.
* BİR DAKİKA’ nın kıymetini anlayabilmek için, uçağını henüz kaçırmış bir yolcuya sorun.
* BİR SANİYE’ nin kıymetini anlayabilmek için, kazayı kıl payı atlatmış bir kişiye sorun.
* BİR MİLİSANİYE’ nin kıymetini anlayabilmek için, Olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan sporcuya sorun.
* Zamanın önemini bir de şu müthiş parçada yaşayın:
Her sabah bir ceylan uyanır
Afrika’da
Kafasında tek bir düşünce vardır
En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek
Yoksa aslana yem olacağını bilir
Her sabah bir aslan uyanır
Afrika’da
Kafasında tek bir düşünce vardır
En hızlı koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek
Yoksa aç kalacağını bilir
İster ceylan olsun ister aslan
Hiç önemi yok!
Yeter ki güneş doğduğunda
Koşuyor olmanız gerektiğini
Hem de bir önceki günden
Daha hızlı koşuyor olmanız
Gerektiğini bilin!4
HİKÂYE VE ROMANDA ZAMAN5
Hikâye ve romanı meydana getiren beş temel unsur vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1. Olay örgüsü/ Vak’a
2. Şahıs kadrosu
3. Zaman
4. Mekân
5. Bakış açısı ve anlatıcısı
Bu bölümde hikâye ve romanı meydana getiren temel unsurlardan biri olan “zaman” kavramı üzerinde duracağız.
”Yazarın içinde yaşadığı gerçek dünyayı model olarak kurguladığı itibari dünya ve bu dünyanın insanları içinde zamana ihtiyaç duyulur.
Anlatma esasına bağlı edebi metinler okuyucunun karşısına üç ayrı zaman boyutuyla ortaya çıkar.
1.Maceranın kendi zamanı:
Anlatılan olayların yaşandığı zaman
2.Anlatma zamanı: Yaşanılan olayların algılanıp ifade edildiği an
3.Yazıya geçirme: Yazarın eserini yazdığı tarih ve süre.
4.Okuma zamanı: Okuyucunun eseri okuduğu süre.
Anlatıcı dilin imkânlarından hareketle eserdeki zamanın farklı düzenleyebilir:
1. Art zaman
(artsürümsel öyküleme)
2. Eş zaman
(Eşsürümsel öyküleme)
3. Ön zaman
(Önsürümsel öyküleme)
Zamanı ele alırken değineceğimiz husus da kronoloji (süredizm)dir
VAK’ A ZAMANI
Roman ve hikâyede, olayların başlama noktası ile bitiş noktası arasında geçen zaman
“vak’a zamanı” denir.
Gerçek dünyadaki bütün oluş ve hareketler, zamandan bağımsız olmadığı gibi, kurmaca dünyadaki bütün durum ve hareketlerde bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşir. Az veya çok her olay veya şahıs, içinde olduğu zamanın izlerini taşır. Bu yüzden okuyucular olayların ne zaman oluştuklarını merek ederler.
ANLATMA ZAMANI
Bir eserde nakledilen bir vak’a veya vak’ayı anlatan bir kişi vardır. Anlatan kişi vak’a zamanın içine veya uzağında olabilir.
“Anlatma zamanı; roman ve hikâyedeki olayların, anlatıcı tarafından görülüp, öğrenilip, yaşanıp, idrak edildikten sonra, kendi tercih ve imkânlarına göre okuyucuya nakledildiği zamandır.
YAZMA ZAMANI
Yazma zamanını üç boyutlu olarak değerlendirmek mümkündür.
1. Yazarın eserini meydana getirene kadar harcadığı süre.
2. Yazarın eseri yazdığı zamanda içinde bulunduğu şartlar, sahip olduğu imkânlar ve kullanabildiği hürriyetler.
3. Yazma zamanındaki edebi ekol ve tekniklerin yazara tesiri.
Edebi eser niteliği itibariyle bir iletişim vasıtasıdır.
Her iletişimde, bir göndericinin, bir de alıcının olması tabiidir. Yazma zamanı
gönderici durumundaki sanatkârın eserine vücut vermek üzere harcadığı süreye verilen addır. Bunun itibarı zaman ile alakası yoktur; takvim ve saat ile ölçülebilen cinstendir.
OKUMA ZAMANI
Okuma zamanı ise, eserin kodunun okuyucu tarafından çözülmesi için harcanan süredir. Bu süre zarfında okuyucu eserden hareketle ayrı bir itibari âlem yaratır. Yoruma dayalı yaratma işinden kendince zevk duyar. Bu da eserdeki edebiliğin yeniden tezahürü demektir ve her okuyuşta tekrar edilir
YAHYA KEMAL BEYATLI, NECİP FAZIL KISAKÜREK VE AHMET HAMDİ TANPINAR’ IN ŞİİRLERİNDE ZAMAN6
Türk şiirinde zaman kavramı karşısında alınan tavır devirden devire özellikle şairden şaire önemli değişikler gösterir. Biz burada yakın devir Türk edebiyatının Üç önemli şahsiyeti olan Yahya kemal, Necip Fazıl ve Tanpınar’ın şiirlerinde zaman kavramı karşısında takındıkları tavrı ortaya koymaya çalışacağız.
Çık tayy-ı zaman et açılır her perde
Bir devr geçir istediğin her yerde
Ben hicret edip zamanımızdan, yaşadım
İstanbul’u fethettiğimiz günlerde.
(YAHYA KEMAL BEYATLI)
Yahya Kemal Beyatlı, şiirlerinde zaman karşısında genellikle olumsuz bir tavır takınır. Fakat bu olumsuzluk Beyatlı’nın içinde bulunduğu zamana karşıdır. Onun maziye karşı tavrı ise genellikle olumludur. Kötü giden zaman karşı muhteşem bir mazinin güzelliklerine sığınır. O, içinde yaşadığımız zamanı atlayıp geçer istediği yere ta İstanbul’u fethettiğimiz günlere gider, o günlerde yaşar.
Nedir zaman, nedir?
Bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir?
İniş mi, yokuş mu?
(NECİP FAZIL KISAKÜREK)
Necip Fazıl’a gelince, o önce zaman üzerinde felsefi düşünür. Zamanla ilgili bir sürü soru sorar. Zamanın ne olduğunu anlamaya çalışır. Onun için zaman anlaşılması çok güç bir şeydir. Ama zamanın insanı derinden etkilediğini söyler. İnsanoğlu için zamandan kurtulmak mümkün değildir.
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında.
Yekpare geniş bir ânın,
Parçalanmaz akışında.
(AHMET HAMDİ TANPINAR)
O, zamanda bir parçalanmışlığı ve bölünmüşlüğü kabul etmez. Ona göre zaman, öncesiz ve sonrasız sonsuz bir bütünlüktür. Fiziksel zaman, varlığın ortaya çıkışı ile başlar, varlığın ölümü ve yok oluşuyla biter.
KAYNAKÇA
*AKALIN, Şükrü Haluk, Türkçe Sözlük, TDK Yay. 2002
*AKGEMCİ, Tahir, Zaman Yönetimi ve Yönetsel Zamanda Etkinlik, Gazi Kitabevi, Ankara
*AKTAŞ, Şerif, Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş, Akçağ Yay. Ankara
*ÇETİŞLİ, İsmail, Metin Tahlillerine Giriş, Akçağ Yay. 2004
*NARLI, Mehmet, Romanda Zaman ve Mekan Kavramı, Sosyal Bilimler Dergisi
*SABUNCUOĞLU, Zeyyad, Zaman yönetimi, Ezgi Yay.2002
*www.webfaresi.com.tr
DİPNOTLAR
* Samed Günay
1. www.başarıyolu.com.tr
2. Zeyyat Sabuncuoğlu , Zaman yönetimi ,Ezgi Yay.2002
3. Muammer Paşa, Zaman yönetimi ,Ezgi Yay.2002
4. www.webfaresi.com.tr
5. Şerif Aktaş, Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş, Akçağ Yay. 2002
6. Sızıntı Dergisi, 2006
Çok kötü gerçek cevap yok hakında