Genç sanatçı multimilyoner bir beyfendinin portresini yapmak için görevlendirilmişti. Görev özellikle zordu, çünkü beyefendi sadece üç kısa poz vermeye razı olmuştu. Sonuçta, sanatçı portrenin çoğunu ezberden yapmak zorunda kalmıştı.
Kısıtlamalara rağmen, sanatçı portrenin Beyfendiye yeterince benzediği görüşündeydi. Ancak, beyefendi ayni fikirde değildi. Kibirli milyoner resmin kendisine benzemediğini öne sürerek portrenin parasını ödemeyi reddetti.
Genç ressam resmini yapabilmek için saatlerce titizlikle çalışmıştı ve birdenbire bunu gösterecek hiç bir şeyi olmadığını fark etti. Milyoner stüdyodan ayrılırken, sanatçı bir ricada bulundu; “Portreyi size benzemediği için reddettiğiniz belirten bir mektup yazabilir misiniz?”
Beyfendi bu kadar kolay kurtulduğuna sevinerek razı oldu. Aylar sonra, Sanatçılar Derneği, Güzel Sanatlar Galerisinde sergi açtı. Beyefendi’nin telefonu çalmaya başladı. Biraz sonra galeriye geldiğinde sanatçının yaptığı portresinin, üzerinde “Bir Hırsızın Portresi” etiketiyle teşhir edildiğini gördü. Mağrur milyoner resmin indirilmesini istedi. Müdür reddedince, milyoner resim kendisini topluma alay konusu edeceği için dava açmakla tehdit etti. Bunun üzerine müdür milyonerin resmin kendisine benzemediği için almayı reddettiğini belirten imzalı mektubunu çıkardı.
Milyoner artık resmin parasını ödeyip almaktan başka çare kalmadığını anlamıştı. Genç sanatçı sadece son gülen olmakla kalmamış, aynı zamanda güçlüğü karlı bir alışverişe dönüşmüştü. Çünkü milyoner resmi almaya kalktığında fiyatının eskisinden on kat daha fazla olduğunu görmüştü.
Gördüğünüz gibi, güçlüklere teslim olmayı kabul etmemişti. Bunun yerine öfke ve acıya teslim olmaktansa üretken ve yararlı bir kapı açacak bir yol düşündü.
Kısaca ressam değerli bir prensip keşfetmişti:
Yeni fırsatlar bizi genellikle sıkıntılı anlarda ziyaret eder, duvarı aşamıyorsan bir kapı da sen aç. bir kapı kapanırsa, başka bir kapı açılır ve hayata gülümsemekten asla vazgeçmemek gerek zekamızla başa çıkamayacağımız hiçbir şey yok yeter ki vazgeçme.
GİZEM KAYABAŞI tarafından “Makale Yarışması” için yazılmıştır…
genel oalrak güzel sayılabilecek bir yazı ama bazı kısımlarda yazıdan kopuyor. Daha başarılı yazacağınıza inanıyorum. Muhtemelen yaşınız daha genç ancak görünün o ki hırslınız. başarılar.
umudunu kaybeden kendini kaybetmiş demektir asla vazgeçmemek gerek herşey de çok hoş başarılar .
çok güzel çok beğendim başlık dikatimi çektiği için okudum zaman kaybı değildi aksine çok güzeldi kelimeleri kulanışınız harika …
insan aklını kulanarak her işten güzel çıkar Alahın verdiği akıl fikir herkese yeter asla pes etmemek gerek
ASLA VAZGEÇMEYİN BAŞARILAR (Dr.Enes Kazancı İSTANBUL)
harika bi insana ancak bu kadar güzel cevap verilir başlık ve ilk cümlede çok güzel başarılar
Mevlam birçok dert vermiş beraber derman vermiş,derten ölünüyor fakat dertsiz olunmuyor,eğer derten zeka ile kurtulmak mümkün olsa idi nice değerli insanlar,bilginler,şairler,zenginler ölmezdi,hayat o kadar zorki, kader şayet ağlarını örmüşse sinene çırpınsanda kutulunmuyorki.İnsan içinden —diyar diyar gezdim,yinede senden kurtulamadım —-diyor ,çünkü hayat haklının değil güçlünün elinde, düşman eğer güçlü ise aklınız aciz kalıyor,şayet silah dayanmışsa şakağınıza tek kurşundan kurtuluş yok,oysa silah aklın değil elin gücü,işte hayata öyle birşey. Güçlü olan birileri dadanmışsa bir yere o insana her türlü zararı veriyor,kendi dertlerinide başkalarına yükleyip bak hatıralar hayal oldu diyebiliyorlar.Tıpkı CA markırları gibi. Damara girip , her yeri besleğen kan vasıtasıyla yayılıyorlar,işte o andan sonra yenik düşüyorsunuz herşeye ve herkeze,elindeki herşeyini aldığı gibi,(işin,eşin,aşın,kardaşın,paran ,pulun,diploman,evladın…) aklınıda alabiliyor başından ,adeta yer değiştiriyor hücreler,çaresiz bir an tıpkı KANSER gibi……..demeki herkezle başa çıkılmıyor,her derdinde devası bulunmuyor………..Alaha bütün dünya alem kainat evrenin tüm insanları dil,din,ırk aranmaksızın inanıyorlar,fakat kötülüğün gücü Alahla ilgili olmuyor. Oysa kitabımızda bizi yaradanın Alah olduğunu ve dil,din,ırk ayrımına bakılmaksızın tüm insanların eşit olduğunu,Alahın şefatinin bol olduğunu ve insanlar suç ve günahlarından ötürü Alaha sığınırlarsa bağışlanabileceklerini söylüyor. Ve sıkıntılardan kurtulmak için başınız secdeye geldiği an şefat ya Resul Alah deyip bir daha onun emir ve buyruklarından ayrılmayın diyor.H insan her emri yerine getirip son söz olarak —–diyar diyar gezdim yinede senden kurtulamadım——- diyor ONA…..Çünkü O ve ONLAR kainatın hakimi olmuşlar ve diledikleri insana diledikleri gibi davranıyorlar………..İnsan kendi ruhuna,kendi bedenine kendi aklına bürünerek yaşayamıyor dahi,Kısaca 2012 lere doğru yol alırken kainata durum kötü,mesele cidi. BU DURUMLARDAN ÖTÜRÜDE HİÇ KİMSE İNSANLAR VE İNSANLIK İÇİN ZİYAN OLMAYA MECBUR DEĞİL. Kuş bile kafese konduğu zaman kurtulmak için çırpınıyor.Herkez hür doğdu,hür yaşayacak ve hür ölecek.Bu amaçla kulanılıp harcanan insanlara insanlar ve insanlık elbeteki borcunu ÖDEDİ,ÖDEMELİ,ÖDEYECEK………Hüriyet Nur Gürün (Kimyager/ Emekli Kimya Öğretmeni) İZMİR