Yazar: volkanebru

Uzak Aşk

Aşk çoğu insana göre gelip geçici bir duygudur. Doğruluk payı da yüksektir. Hayatımıza bazen bir yağmur gibi sadece çiseleyerek girer. Bazen fırtınalar kopartır ve kasırgayla son bulur. Yaşarken hiç bitmeyecekmiş gibi gelir, bitince hayat bitmiş gibi. Tabi kırgınlık ve öfkeyle biten aşklar hatırlanmak istenmez. Aşkı çok tarif ederler. Biyolojik bir duygu olduğu bile söylenir. Peki… Hiç görmediğiniz, yanında fiziki olarak bulunmadığınız birine aşık olabilirmisiniz? Çoğunuzun öyle birşey olmaz dediğini duyuyorum. Neden çünkü kıstasların dışında sınırların ardında bir düşünce. Aslında değil. İnsan uzaktada olsa yüzünü görmesede, yanında olmasada kendisini anlayan, aynı duyguları aynı anda hissettiğine emin olduğu birilerine aşık olabilir. Aklında fikrinde, her hareketinde onunladır. Merak eder, düşünürken konuştuklarını gülümser, gözleri parlar. Daha yoğun yaşar duygularını. Çünkü aklında hep bir acaba vardır. Yanında olduğum zaman da aynı şeyleri hissedermiyim? Aşk için büyük bir sorudur bu. Ya sonsuza kadar sürecek ya da bitecek. Birbirini görünce neler olacağının merakı yer bitirir. Karışık duygular içinde yaşanır böylece. Ama görünce merak ettiği sevdiğini işte o zaman anlar düşüncelerinin ne kadar yersiz olduğunu. Mesafeler aradan kalkınca, merak ve acabalar kaybolunca asıl o zaman başlar masal. Hayaller gerçek olur, mutluluklar artar. Yani uzakta olsa aşk yaşanır. Belki yanınızda olandan daha...

Devamını Oku

Terziler

Hazır giyim ortaya çıktığından beri pek rağbet görmeyen bir iş gibi gözükür. Aslında hazır giyimin bile ardında gizli terziler yatar. Öyle ince bir iştir ki terzilik. Dışarıdan izlediğinizde koy kalıbı üstüne, ölçüyü al, vur makineye… Hiç alakası yok. Göz ister, emek ister, tecrübe ister. Üstünüze cuk diye oturan kıyafetler nice emektarların elinden geçer. Alırken giyinirken hiç düşünürmüsünüz. Nasıl oluyor diye? Terziler küçük yerleşim yerlerinde hala çoğunluğun tercih ettiği yerler. Terzi arkadaşlarımız en ince detayına kadar vücut şeklinize uygun kıyafetleri gecesini gündüzüne katarak hazırlar. Terzilik görüş ister, sanat ister, sabır ve incelik ister. Tek gururları diktikleri o kıyafeti üstünüzde görmeleri ve sizin gözlerinizdeki beğeni… Şu an terzilerimiz ince işlerini fermuar takma paça kıvırma gibi tamir işleriyle gösteriyor. Bir terzinin dükkanına girdiğinizde verdiği emeği hiçe saymayın. Ağzınızdan çıkacak teşekkür ederim, elleriniz dert görmesin kelimesi yeterli. Emeğe saygı duymak ve bunu dile getirmek bize bir şey kaybettirmez. Terzilerimiz elleriniz dert görmesin, gözlerinize sağlık, hayırlı...

Devamını Oku

Çağımızın Vebası Grip

Üst solunum yolu hastalıklarından biridir grip. Kırgınlık, halsizlik, burunda tıkanıklık, hafif ateşle kendini göstermeye başlar ve vücudumuza davetsiz misafir olarak gelir yerleşir. Çoğunluk kalabalık, havalandırması iyi yapılmayan virüslerin oluşumuna elverişli yerleri sever. Basit bir hastalıkmış gibi bahsederiz. Nasılsın? iyiyim birşeyim yok grip olmuşum… Belki de önemsenmediği için her geçen yıl zararını arttırarak kapımızı çalar. Aslında sonuçları ve zararları ağır olabilir. Özellikle çocuklarda orta kulak iltihabından sinüzite kadar rahatsız edici durumlara varabilir. Tabi zatürre faktörünü unutmayalım. Ne yapmalı? Vucudun direncini en üst seviyede tutalım. Çoğunlukla hasta olduğumuzda vitaminli besleniriz, dinlenmeye çalışırız. Oysa ki doğal beslenmeye çalışsak, meyveleri evimizden eksik etmesek, ıhlamur adaçayı vb. bitkileri alışkanlık haline getirsek belki bu mikroba bu kadar çekici gelmeyiz. Tabi temizliği yadsımamak gerekiyor… Beş dakika ayırarak ellerimizi yıkamak bile hastalığı kapıdan uzak tutmanın giriş yolu olabilir. Ağzımız burnumuz tıkalı zor nefes aldığımızı, o rahat yatağımızın bize bir işkence yerine dönüştüğü zamanları düşünürsek korunmak için yapacağımız şeyler pek de zor olmasa gerek. Herkese şimdiden geçmiş...

Devamını Oku

Bilgisayar Oyunları

Çağımızın vazgeçilmezi bilgisayarlar. İlerleyen, gelişen teknoloji insanı şaşırtıyor. Bilgisayar oyunları bunun büyük parçalarından biri. Müptelası olan, hayatını oyunlar üstüne kuran, acaba yarın bilmem kaçıncı levele geçeceğim diye uyuyanlar var. Oyunlar hayal dünyamızı zenginleştirir. Gerçek dünyada yaşadığımız şeyler oyunlarda yoktur. Çünkü oyunu biz yönetiriz. Yönetme herkesin içinde vardır. Bizi oyunlardan koparamayan bu tatmindir. Bilgisayar oyunları her yaşa hitap eder. Evli insanların yüzde kırkının eşlerinin bilgisayar oyunlarından şikayeti olduğunu biliyormusunuz? Çocuklarımız, oyunların ustaları onlar. Envayi çeşit onlarda. Bazen bu aileleri endişelendirir. Çünkü 10-16 yaş arası çocuklar savaş oyunlarını tercih eder. Askerler, birbirini vuranlar, ortalığı şiddet kaplar. Oyunu engellemek nafile. Ama başka oyunlara ilgilerini çekebiliriz. Yıkıcı değil, yapıcı oyunlar var. Mesela şehir kurma, kendi hayalini kur vb… Bu oyunlar çocuğunuza ters yönde aynı zevki verir. Hatta daha fazlasını. Savaş oyunu oynarken yüzünde hırs taşıyan çocuğunuzu bu oyunlarda gülümserken görebilirsiniz. Bilgisayar oyunları hep olacak, önemli olan doğru oyunu...

Devamını Oku

İşsizliğe Çözüm Var mı?

İş, insanın gereksinimlerini karşılayabilmesi için verdiği emektir. Kimi zaman bu emeğin karşılığını buluruz, kimi zaman bulamayız. Sevdiğimiz, isteyerek yaptığımız bir işte çalışıyorsak daha verimli oluruz orası aşikar. Durum tersine dönünce hayat işkenceye döner. Mecburiyetler her zaman zorlayıcıdır. Bir yerde artık yeter dediğimizde, o memnun olmadığımız işi de kaybedersek vay halimize… İşsizlik ülkemizde büyük sorunlardan biri. Neden kaynaklanıyor diye bir düşünelim. Hem işverenin, hem de iş arayanın büyük beklentilerinden. İşveren alacağı kişinin kendi ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamasını ister, kişi de aynı şekilde gireceği işin. Kıstaslar birbirine uymaz. Sonuç ya çalışacak işçi yok ya da iş yok olur. Aslında çok güzel sistemler var. İlanlardan faydalanabileceğimiz gibi İşkur’a kayıt yaptırabiliriz. İşkur’a gittiğinizde ne gibi işler yapabileceğinizi sorup ona göre yönlendiriyorlar. Hiç bir işte çalışmamış olsanız bile deneyimsiz, vasıfsız eleman arayan yerlere gönderiyorlar. Fakat mümkünse sık sık uğrayıp güncelleme yapın, sorun. Çünkü yoğun başvurudan tek tek herkese dönmeleri mümkün olmuyor. İş görüşmesine gittiğiniz yerlerde başta büyük şeyler beklemeyin. Unutmayın, en altta bile başlasanız, çalışmanız istikrarınız sizi yukarı taşır. En kötü, deneyim kazanmış olursunuz. İşverenlere gelince, işe alacağı şahsın eksiği olabilir. Öğrenmek bizim için. İşi bilen bir elemanla yetiştirebilir ya da halk eğitim kurslarına yönlendirerek eksiğini giderebilirsiniz. Herkes karşısındakinden en iyiyi almak ister. Önemli olan orta yolu bulup derdimizi...

Devamını Oku

Kredi Kartı Nedir?

Kredi kartı yanına aldığı ek sözcüklerle anlam değiştiren bir şeydir. Örneğin kart sahibi, kart taksidi, kart mağduru vb… Kredi kartı ilk elinize geçtiğinde almak istediklerinizin, ödemeye çalıştığınız borçların, kurtuluşunuzun anahtarıdır. Çok basit bir işlemle kartı ATM cihazına sokup bütün dertlerinizin bitmesidir… mi acaba? Asıl büyük sorun bu küçük dikdörtgen ufaklıkla tanıştığınızda başlar. Tabi ne olduğunu, nasıl kullanacağınızı bilmezseniz. Harcaması kullanması çok zevklidir. Fakat şu meşhur son ödeme tarihi yaklaştıkça önce ufak ufak sıkılırsınız. Nasılsa daha bir hafta vs var. Sonra o sıkıntı büyür büyür. Geceleri uyuyamaz, rüyanızda sizin arkadaşınız olan küçük kartınız kocaman olup sizi kovalayan kabusunuz olur. Bu neden kaynaklanır. Kredi kartının aslında ne olduğunu bilmemekten. Aslında bilip o büyünün cazibesine kapılmaktan. Ben kartımı düzenli ödüyorum diyen yokmu! Tabi ki var. İşte bu cümleyi kurabilen bilinçli kullanıcıdır. Kredi bir yakınından, çevresinden borç alıp verdiği sözü tutarak geri verdiği gibi ödenmesi gerektiğini bilir. Çevrenizden ne kadar borç alırsınız, ödeyebileceğiniz kadar. Ödemezseniz ne olur. Ay rezil olurum. Kartınızı da bu mantıkla kullanmalısınız. Sonunda sadece rezil olmazsınız. Çok daha kötü sonuçlarla karşılaşırsınız. Sonuçta karşınızda abiniz, teyze kızı, Ali amca yok. Özel sektör veya devlete bağlı bir kurum var. Ya bilinçli kullanıcı olun, ya da bu ufaklıktan uzak durun. Önce kendi yağınızla kavrulmayı deneyin. Hayat ve geçinmek zor ama kart sahibi olmak daha zor...

Devamını Oku

Meslek Liseleri

Çocuğum vasat bir öğrenci, ortalamanın üstüne çıkamıyor. Ne yapalım meslek lisesine göndereceğiz. Bu çoğu anne babanın konuştuğu bir konudur. Birincisi meslek liseleri vasat ortalama öğrencilerin okuduğu eğitim kurumları değil. Çocuğunuzun eğilimi olan bir konuda başarıyı yakalayabileceği bir öğretim sistemi. Örneğin Turizm Otelcilik Liseleri… Gayet önü açık bir meslek. Turizm ülkemizde yadsınamayacak derecede önemli bir yer tutar. Turizmde okuyan bir öğrenci sizce nerelere gelebilir. Bu konu da biraz bilgi vermek istiyorum. Birinci sınıfta temel dersler okutuluyor. İkinci ve diğer sınıflarda mesleki dersler ağırlıkta ama en önemlisi staj dönemi. Okul Nisan sonlarında tatile giriyor. Mayıs’ta okulun daha önce gördüğü uygun bulduğu yerlere öğrenciler velilerinin de onayı ile gönderiliyor. Bir ebeveyn olarak çocuğunuzu bilmediğiniz bir yere göndermek zor… Fakat bu staj dönemi çok şey kazandırıyor. Kendi ayakları üstünde durmayı, çalışmayı, disiplini, erken yaştada olsa hayatı öğreniyor. Her şekilde veli çocuk   okul arasında iletişimi koparmıyorlar. Çocuğuma ne verdim diyorsanız. Önü açık bir yol, cebinde bir meslek. Ha isterse sınava girip hayatına başka bir yön verebilir. Burada önemli olan çocuklarımızı verimli olabileceği konulara yönlendirmek ve...

Devamını Oku

Ergenlik

Onaltı onyedi yaşlarımız. Herkesin yaşadığı, kiminin zor, kiminin kolay atlattığı kişilik bulma dönemidir. Ailenin ergenlik döneminin kolay geçirilmesinde ve bireyin kişiliğinin oturmasında rolü çok büyüktür. Çocuğumuz bir yandan bedenindeki farklılıklarla bir yandan da iç dünyasındaki değişikliklerle savaş verir. Çok hassas bir dönemdedir. Ebeveynler için de zordur. Artık karşınızda küçük, her sözünüzü dinleyen, ufak tefek hediyelere kanan bebeğiniz yoktur. Bazen asabi bazen uzak, belki içine kapanmış ama gözlerinin içine baktığınızda yardıma ihtiyacı olan, bunu sözlere dökmeyen yetişkin adayı vardır. Atacağınız en büyük adım kendinizi onun yerine koyarak davranmaktır. Tabi öyle hareket etmek değil. Tecrübelerinizle ona nasıl yürümesi gerektiğini arkadaşça bir dille gösterebilirsiniz. Yanlış yapmasına bazen göz yumun. Büyük yanlışlar değil tabiki… Kendi yanlışı her zaman doğruyu daha kıymetli yapacaktır. Yönlendirmeye çalışmayın. Büyük ihtimal dinlermiş gibi yapacaktır. Çünkü siz onun için tedavülden kalkmış para gibisiniz. Unutmayın büyükler her zaman sıkıcı nasihatler verir. O yaşlarda gözüken. Arkadaş gibi yaklaşın. Size herşeyini anlatabileceğini anlasın. Sadece dinleyin, akıl vermeyin. İnanın bir süre sonra kendisi gelip soracak. Bu aranızdaki bağı güçlendirdiği gibi size olan güvenini pekiştirir. Ergenlik çağında çocuğunuz varsa biraz anne baba modundan çıkıp ödün vermeniz gerekir. Başarılı ve sağduyulu ilişki bunlara...

Devamını Oku