Eğitim ve öğretim,bir toplumun şekillenerek refah ve huzur seviyesinin yükselmesi,nesillerinin daha yetkin ve sağlıklı düşünebilen bireyler olmasını sağlayan temel varoluşsal olgulardan biridir.

Sponsor Bağlantılar

Devletli sistemlere geçiş ile beraber tüm uygarlıklar evvela öğrenmenin ve öğretebilmenin yollarını arayarak bunu sürekli kılabilecek yetenekleri keşfetmeye kendilerini adamışlardır.Her birey,üyesi ve parçası olduğu toplumun gelişmesinden sorumlu olduğu gibi her sistemde bireylerin gelişmesini sağlamakla mükelleftir.Toplum için mal mı olmuş bir olgudan bahsediyor olmamız tabiiki de bir çok farklı açıdan bakmamızı da zorunlu kılmaktadır.
hak mıdır…?

Evet hemde sonuna kadar.Her devletli toplum en temel dinamiklerinden birinin öğrenme yetisi ve öğrenebilme yeteneği olduğunun bilincindedir.Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile beraber bilgiye ulaşmak ve onu paylaşmak daha da kolay bir hale gelmiş ve insanoğlu için öğrenebilme arzusunun önünde hiç bir engel kalmamıştır.Neyi öğrendiğimiz de bir o kadar önem arz etmektedir tabi.Ulusları sınıflara ayırmadan her bilginin bir gün bir kapının kilidi haline geleceğini bilerek yaşamı anlamlı kılmak da bizlerin elindedir.
NE YAPILMALI…?
Evvela öğrenmenin artık bir zaruriyet olduğunun bilinciyle içinde bulunduğumuz her sistemi bu olguyu geliştirmeye zorlamalı ve bunu başaracak gücü ve kudreti yine öğrenme arzusu ile pekiştirmeliyiz.Hava gibi su gibi insan hayatının vazgeçilmez temel olgularından bahsederken nasıl önemli görüyor isek bu konuyu da en az bu kadar önemli görmeli ve bunun ana sütü gibi helal ve vazgeçilmez bir sorumluluk olduğunu bilmeliyiz.
”Öğrenmeyen bir toplumun yeteneği sadece köle olmaktır” diyen Oscar WİLDE, bu konuya son derece önemli bir pencereden bakmaktadır.Köle olmamak adına bilginin,öğrenme çabasının efendisi olacak olan bir toplum kendisine bunu en büyük paye olarak görmeli ve gerçek kılabilmek için öğrenmenin kapılarını zorlamalıdır.Kapı her açıldığında bambaşka bir dünyanın penceresi de açılmış olacaktır.