Modern çağı bir hız çağı olarak adlandırmak mümkündür. Bu çağda her şey ve herkes daha hızlı olmak zorundadır. Üretim ve tüketim hızlıdır. Arkada kalan, yavaş ilerleyenin yaşama şansı yoktur. Tüm toplumlar hız çağının peşine takılmış koşarlar. Önde olanlara gelişmiş, ortalarda olanlara gelişmekte olan ve en geride kalmış toplumlara da az gelişmiş dense de gerçek olan herkesin bu yarışta olduğudur.
Yarışa katılmak istemeyenler zorla sokulmuştur yarışa. Buna modernleşme denir. Yani herkesin hız trenine binmesi. Frene basan yok. Herkes gönüllü. Hız çağının insanı hıza iman etmiştir. Arabası hızlıysa havası yerindedir. Bindiği uçak çok hızlıdır. Bilgisayarı ve interneti de hızlı olmak zorundadır. Hayatı hızlıdır bay modernin. Hızlı düşünür, hızlı hareket eder. İbadeti hızlıdır. Yemeği fastfooddur yani hızlı yenmek içindir. Hızlı üretir, hızlı tüketir. Bay moderni sanki bir atlı kovalamaktadır. Bu açıdan yani hıza iman açısından toplumlar ve insanlar arasında fark yoktur. Dindar da hızlıdır, dinsiz de. Müslüman da hızlıdır, Budist de ve Hristiyan da. Afrikalı da hızlıdır Avrupalı da.

Sponsor Bağlantılar

Modernlik hızla mutlu olunacağına inandırmıştır herkesi. Mutluluk ya da dünya cenneti karşıdadır ve hızla koşmalıyız ona der. Ancak hızdan başı dönmüş insanoğlunun hızla yitirdiklerini gördükçe frene basmanın önemini anlarız. İnsanoğlu kitlesel olarak hızla birbirini öldürüyor. Dünya kaynakları hızla tüketiliyor. Dünyamız hızla kirleniyor. Ruhsal sapkınlık hızla yayılıyor. Uyuşturucu kullanan gençler hızla çoğalıyor. İnsanlık  kendini görsel medyayla ve internetle uyuşturmanın peşinde. Hızla yok oluyor ve yok ediyoruz. Dünya cenneti yalan. Karşımızda bir uçurum var ve biri treni durdursun.