Bireyselliği (individualizm) ve akιlcιlιğι (rasyonalizm) önceleyen bir özgürlükçü politik akιm olan liberalizm esasen hatιrι sayιlιr bir geçmişe sahip değildir. Yani modernite sonrasι „izm“ lerden devşirilen tecrübeler sonucunda ulaşιlmιş yeni bir izm`den ibarettir. Burada ayrιntιlι bir liberalizm savunmasιna kalkιşmayacağιmιz gibi bir liberalizm eleştirisi de yapmayacağιz.
Ancak şu kadarιnι konuya girmeden önce ifade etme zarureti bulunmaktadιr ki; kendilerini „dindar“ olarak nitelendiren bazι kalem ehli insanlar aynι zamanda „liberal“ olduklarιnι söylemektedirler ki böyle bir tanιmlama kabul edilemez. Böylesi bir tanιmlama eğer kompleksten kaynaklanmιyorsa mutlaka cehaletten kaynaklanιyor demektir. Zira müslüman olmak ayrιca ilave bir şey olmayι yasaklar, en azιndan buna ihtiyaç duymaz. Unutmayalιm ki „positivizm“ de liberalizmin olmazsa olmazlarιndandιr.
Hemen her gün televizyon kanallarιndan yahut gazete köşelerinden takip etmekte olduğumuz onlarca liberal namlι yazar bulunuyor. Bu zevatιn ülkemizin temel meselelerine yaklaşιmlarιna değer veriyor ve onlarι dinlemeye veya okumaya gayret ediyoruz. Özgürlük ve demokrasi konusunda oldukça hassas olan bu zevat bilerek yada bilmeyerek hemen her zaman bir „çifte- standart“ içinde olmayι göze alabiliyor. Ağιzlarιnι ne zaman açsalar, Kürtlere özgürlük, Alevilere özgürlük, Eşcinsellere özgürlük, Hristiyanlara özgürlük, Marunilere, Yezidilere, Baasçιlara ve daha kimlere kimlere…
Ne bileyim toplumda adι sanι, esamesi okunmayan herkese özgürlük ama mesele müslüman çoğunluğun özgürlüğüne gelince kem-küm lere ama ve ancaklar eşlik eder hale geliyor. Biz bu memlekette halkιna yabancι ve hatta onun inanç değerlerine bu kadar Fransιz adamι nasιl yetiştirdik diye insan hayιflanmadan edemiyor. Bir de biz hiç sömürge olmadιk diye hava atιp duruyoruz. Siz hiç sömürge olmadιysanιz ya bu devşirmelere rahmet okutacak zümre nerden peydahlandι diye sormazlar mι adama?
İnsanι öncelemek elbette ki takdire şayan bir anlayιş. Meselâ yargι erkinin karar vericileri devlet ile vatandaş arasιnda bir uyuşmazlιk durumunda vatandaşιn hukukunu öncelemeli, eyvallah. Bizde genellikle öyle olmuyor, tamam sonuna kadar eleştirelim.
Bizim liberal aydιnlarιmιz vatandaşι öncelemeyi devlete düşmanlιk yada en hafif ifadeyle devlet ne yaparsa yanlιş yapar mantιğιyla bakιyorlar. KCK adιnda bir muazzam yapιlanma var ve bu kişiler dağ için şehirde bir altyapι hazιrlιyorlar. Bunu herkes görüyor ama liberallerimiz göremiyor. Özgürlükçü olacağιm diye terörle mücadeleyi akamete uğratmaya çabalιyorlar. Bu kadar Kürtseverlik, pardon yanlιş oldu bu kadar terör severlik ne zamandan beri özgürlükçülük oldu anlamak mümkün değil. Hükumet Kürtçe televizyondan, anadil eğitimine, faili meçhul cinayetlerin soruşturulmasιndan Dersim özrüne kadar bir çok adιm atιyor. Alevilerle ilgili olarak bu hükumet ilk defa 6-7 çalιştay düzenleyip, alevi müktesabatιnι toparlayιp basιyor, müfredatlarι değiştiriyor ama yine de beyzâdelere yaranamιyor. Onlar yine her fιrsatta hükumete yüklenmeye devam ediyorlar. Mesele sadece eleştiri olsa buna kimsenin diyeceği bir şey olmaz.
Ben bunlara şimdilik “liboş” demiyorum. Fakat bu liberal aydιnlarιn bence aynaya bakma zamanlarι geldi. Bu kadar özgürlükçü kesilen bu zevatιn ben daha müslüman çoğunluk için ağzιnι açtιklarιnι duymadιm. Tamam bazιlarι gibi müslümanlara „al“ görmüş „boğa“ gibi bakmιyorlar ve hatta bazen şirinlik yapιp üniversitelerde başörtüsü serbest olmalι da diyorlar ama o da ne demek, başörtüsü her yerde serbest olmalι diyemiyorlar, diyemezler, demeyeceklerdir. Aralarιnda diyenler varsa onlar liberalim diye sadece kendilerini kandιrιrlar. Zira hiç bir „izm“ İslâm ve müslüman ile barιşιk olmayι kendine yediremez. Lâfι uzatmayalιm, ülkemizde köşeleri tutmuş bulunan bu liberaller mevcut hükumetten hiç bir zaman memnun olmayacaklardιr. Gerçi benim kanaatime göre hükumetin liberalleri memnun etmek gibi bir derdi yok ama özgürlükçü yaklaşιmlarι ne kadar geliştirirse geliştirsin değilmi ki bunlarιn sιnιrlι da olsa bir kιsmιndan müslüman çoğunluk yararlanacak o zaman onlar için olmasιn daha iyi. Evet kafa da bu, mantιk da bu. Balo salonlarιnda eşiyle vals yapmayan, kokteyl lerde kadeh tokuşturmayan başbakan baştan aşağι özgürlükçü ve demokrat olsa ne çιkar!
Bence bu memleket bu insanlarι gördü ya bundan böyle bir daha asla monşer eskisi bir başbakan çιkarmaz. En iyisi siz bu türüne alιşmaya bakιn. Benden söylemesi…
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya
Önceki yorumumun çıkmayan kısmı aşağı yukarı şu şekildeydi: Bireyler Müslüman, Hıristiyan veya ateist olabilirler; hayırseverliği yahut madî zenginliği hayatlarının amacı hâline getirebilirler: çeşitli ahlak anlayışlarını benimseyebilirler. Yani ne yapacakları, neyi benimseyecekleri bireylere kalmıştır. İnsan, önce özgür olur sonra bir dini seçer veya seçmez. Özgür olmanın Müslüman veya Hıristiyan olmaktan önce gelmesi akla ve mantığa da uymaktadır. Özgür olmak veya olmamak bir genel insanî durum iken; Müslüman olmak veya olmamak ise insanî özel bir durumdur. Nitekim bir Müslüman, İslam’dan vazgeçip Hıristiyan olabilir. Bir Hıristiyan, Hıristiyanlığı terk edip ateizme kayabilir. Bir ateist, Alah inancını benimseyebilir ve Müslüman olabilir. Bu durumların hepsinde bireyler genel insanî değer olarak özgürlüklerini muhafaza ederken, özel bazı değerlerini değiştirirler. Liberal özgürlük anlayışı bunu mümkün kılar. Buna karşılık İslam veya Hıristiyanlık özgürlükle özdeşleştirilirse dinini değiştiren insan özgürlüğünü de kaybetmiş olur ki zaten burada da bir mantıksızlık ortaya çıkar. Liberal özgürlük anlayışının, bireyin Alah’a kul olmayı seçmesiyle ve seçmemesiyle bir problemi yoktur. Ama o insanların insanlara kul olmasına ve insanların Alah’a kul olmaya veya olmamaya zorlanmasına karşı çıkar.
Örneğime gelirsek… Oruç örneğim tam da liberalikle alakalıdır. Herkesin anlayabileceğiniz en kolay bir örnektir zira. Yani anlatmak istediğim şu: Bir kişi oruç tutar veya tutmaz. Liberal insan buna karışmaz. Eğer o insana birisi zorla oruç tuturmak isterse liberalik devreye girer. Liberal insan, insanların ibadetlerine karışmaz. O, zorlamalara karşı çıkar. Zaten gerçek bir Müslünanı da bu şekilde davranması lazım. “Niye israrla müslüman liberal gibi bir kavrama beni razi etmeye cabaliyorsunuz dogrusu anlamadim” diyorsunuz. İşte burda güldüm. Siz değil misiniz “Bence sahsiyetli bir müslüman en baba liberalden cok daha özgürlükcü ve tutarlidir” yorumunu yazan.
Erden Bey yorumlarda karakter sınırlaması var, bu nedenle yorumunuz tam çıkmamış. 3500 kelime ile yorumlarınızı sınırlandırmalısınız. Daha uzun yorumlar için ikinci bir yorum yazabilirsiniz.
Sayin Erden Özkant,
Bir kere cok kesin olarak söylemeliyim ki müslüman asla irkci olmaz. Sagci, solcu, miliyetci, ortayolcu, ilmli, radikal, liberal, fasist, kominist de olmaz. Müslüman Islamci da olmaz. Zira onun adini Alaha teslim oldugu ici Alah Müslüman olarak koymustur. Bazi müslümanlar kendilerini tarif icin bu tür ilaveleri yakistirma yolu degil bizatihi kendileri bile isteye söylüyorlarsa bu bence problemli bir durumdur. Ben Mustafa Akyolu da saglam bir müslüman düsüncesiyle farkli bir kategoriye yerlestirdim. O bizatihi kendine liberal diyorsa yapilacak bir sey yok. Tabi ben problemli derken kimsenin inancini sorgulamak niyetinde degilim. Böyle bir yetkim de yok hakim da. Bizim aydinlarimizin liberaler de dahil her zaman evrensel yeryüzü degerlerine atif yapiyor olmalari zaten moral bozucu. Zira o öve öve bitiremedikleri batinin öteki sözkonusu oldugunda ne kadar demokrat, özgürlükcü ve insan haklarina taraf oldugu cok su kaldiran bir konudur. Oruc konusundaki örnegin liberalikle ilgisi yoktur. Oruc kisisel bir ibadetir. Isteyen tutar istemiyen ise tutmaz. Islam da zaten böyle bir zorlama yoktur. Insanlari ibadete zorlamak onlari ancak münafik yapar.Bir müslüman ben liberalim derse ben ona ya liberalikten yada müslümanliktan vazgec demem. Buna gerek yok-. Niye israrla müslüman liberal gibi bir kavrama beni razi etmeye cabaliyorsunuz dogrusu anlamadim. Ben liberal degilim, hic bir izme tabi degilim ama sadece insanlarin degil canli-cansiz bütün esya dahil her mahlukun hukukunun korunmasi ve savunulmasi gerektigine inanirim. Kürtlerde müslüman cogunluktur dogru. Öne ciktigi icin böyle adlandirmalar oluyor, oysa Türkiyenin tek meselesi kemalist rejimin bir türlü adam edemedigi insanimizla kavgasidir. Ben miras yolu disinda bedeli ödenerek edinilmis bir müslümanligin önüne arkasina baska ilaveler kabul edecegine inanmiyorum. Zaten bana göre insan olmadan müslüman olunmaz. Müslüman olmak aktif iyi olmayi gerektirir. Müslümanin biricik siari tevhit-adalet ve hak ekseninde yasamaya calismaktir.
Baki Selamlar
Yorumum tam çıkmamış. Son kısmı yok.
“Öncelikle herkes ayni fikirde olmak zorunda degil.” diyorsunuz. Haklısınız ancak bunun için geçerli bir argümanınız olmalı.
“Musrafa Akyolu bir yol ayiralim.” diyorsunuz. Niye? O da bir liberal değil mi? Kendi kendinize çelişmiş olmadınız mı? Hani liberalerin hepsi sizin ifade etiğiniz gibiydi? Ne oldu?
“Ancak ne Ahmet ne Mehmet Altan ne de Eser Karakas ve Sahin Alpay basörtüsünün üniversite haricinde serbest olmasi yönünde bir görüs ortaya koymuyorlar.” Bu isimlerin geçmiş yazılarını okudunuz mu? İsterseniz girin bir arşive de bakın yazılarına. Özelikle Ahmet Altan’ın başörtüsü yasağı ile ilgili nasıl sert yazılar yazdığını göreceksiniz.
“Ama benim temel meselem onlarin KCK,PK ve BDP ile ilgili tavirlarinadir. Firat haber ajansinin her dedigi dogru ama devlet temelden tu-kaka. Taraf gazetesi “Devlet halkini bombaladi” diye de manset ati.” diyorsunuz. Uludere’de insanları bombalayan jetler kimindi? İnsanları paramparça eden o bombalar kimindi? O araçları yönlendirenler, hareket etirenler kimlerdi? Başka bir devletin miydi onlar? Ayrıca “tavır” diyorsunuz da neymiş o tavırları ayrıca? Taraf gazetesi, “PK, iki halkın da düşmanı” manşetini atmadı mı?
“Ben bu liberalerden gay ler kadar bile müslüman cogunlugun haklarini savunduklarini görmedim. Azinlik haklariyla cok ilgililer. Bence iyi de yapiyorlar. Ama zanedersem onlar hükumet zaten muhafazakar dolayisiyla müslüman cogunlugun problemi de yoktur diye düsünüyorlar olsa gerek.” diyorsunuz. Bu ülkede sizce hakını tam olarak kulanabilenler var mı? Başörtülüler, dindarlar, gayrimüslimler, miliyetçiler, Aleviler, Kürtler… Daha bu topluluklar devam eder. “Müslüman çoğunluk” diyorsunuz. Kürtler, Müslüman çoğunluk içerisine girmiyor mu mesela? Müslüman çoğunluğa yaşatılan problem var tabi ki. Peki ama hiç gayrimüslimleri düşündünüz mü mesela? Onların nasıl dışlandıklarını gördünüz mü?
“Sizin ilgili yazilarinizi inceledim. Bence sahsiyetli bir müslüman en baba liberalden cok daha özgürlükcü ve tutarlidir.” diyorsunuz. Yani size göre, bir Müslüman liberal olamaz mı? Bakın tekrarlayayım: Bir Müslüman liberal olabilir. Zaten siz de biliyorsunuz bunu ki Mustafa Akyol’u ayrı tutalım diyorsunuz. Bu konuda Zaman yazarı Ali Bulaç ile Atila Yayla arasında bir fikri tartışma yaşanmıştı. Bakın arşivlere.
“Benim tezim bir insan kendi tercihi ile müslüman olduktan sonra baska bir sey olmasina gerek yoktur. Zira adam gibi müslüman olmak zaten zirve insan olmak demektir. Beseri hic bir izmi kendisine ilave kabul etmez.” Yani siz göre bir Müslüman miliyetçi, sağcı, solcu, liberal olamaz öyle mi?! Bence hayır! Önce insan olur. Bu nisan dinin seçer. Bakın liberalizmin ısrarı, bireylerin kendi hayatları üzerindeki asıl karar merci olmasıdır; o kararın “menfatçi” olması değil. Mesela, Ramazan ayında gücü yeten Müslümanlar oruçlarını tutuyorlar. Eğer liberalizmi bazılarının gibi tarif etiği gibi anlayacaksak, “liberaler herhalde oruç tutmaz, çünkü onlar istek ve tutkuları üzerinde herhangi bir sınır tanımaz, ne zaman canları çekerse o zaman yiyip içerler” diye bir tahminde bulunmak lazım. Oysa bu yanlıştır, saçmadır. Hem Müslüman hem de liberal olan birçok kişi kendi iradeleriyle iftar satini bekliyor. Liberalikleri ise, ancak birilerine “zoraki oruç” dayatılırsa ortaya çıkar. Çünkü liberal buna karşı çıkar, “isteyen oruç tutsun, isteyen tutmasın” der. Bireyler Müslüman, Hıristiyan veya ateist olabilirler; hayırseverliği yahut madî zenginliği hayatlarının amacı hâline getirebilirler: çeşitli ahlak anlayışlarını benimseyebilirler. Yani ne yapacakları, neyi benimseyecekleri bireylere kalmıştır. İnsan, önce özgür olur sonra bir dini seçer veya seçmez. Özgür olmanın Müslüman veya Hıristiyan olmaktan önce gelmesi akla ve mantığa da uymaktadır. Özgür olmak veya olmamak bir genel insanî durum iken; Müslüman olmak veya olmamak ise insanî özel bir durumdur. Nitekim bir Müslüman, İslam’dan vazgeçip Hıristiyan olabilir. Bir Hıristiyan, Hıristiyanlığı terk edip ateizme kayabilir. Bir ateist, Alah inancını benimseyebilir ve Müslüman olabilir. Bu durumların hepsinde bireyler genel insanî değer olarak özgürlüklerini muhafaza ederken, özel bazı değerlerini değiştirirler. Liberal özgürlük anlayışı bunu mümkün kılar. Buna karşılık İslam veya Hıristiyanlık özgürlükle özdeşleştirilirse dinini değiştiren insan özgürlüğünü de kaybetmiş olur ki zaten burada da bir mantıksızlık ortaya çıkar. Liberal özgürlük anlayışının, bireyin Alah’a kul olmayı seçmesiyle ve seçmemesiyle bir problemi yoktur. Ama liberaler, insanların insanlara kul olmasına ve insanların Alah’a kul olmaya veya olmamaya zorlanmasına karşı çıkarlar.
“Sadece bir misal olsun diye söyliyeyim. Liberalerin hayran olduklari bati mentalitesinde yasamak bir insan hakidir ve korunmalidir. Bizim inanc sistemimizde yasamak bir hak degil vecibedir ve hic bir sekilde sinirlandirilamaz. Ben bizde en alasi olan degerlerin gidip ila da batililardan yarim yamalak istenilmesine ve medeniyetimize bilmeden haksizlik yapilarak batiya olmadik payeler verilmesine bir anlam veremiyorum.” diyorsunuz. Peki bir sorum var: Sizce Türkiye, bu hakı ne kadar uygulayabiliyor. Malum Uludere daha taze bir olay da! Ayrıca bu birkaç cümle, argümanınızı desteklemekten çok uzak. Hata yorumunuz öyle… Şimdi yazdıklarım için nasıl argümanlar sunacaksınız? Veya sunabilecek misiniz?
Bu arada Ali Sekülü bir yorum yazmış. Biraz bana laf çarpmaya çalışmış. Ben argümanlarımı sundum. Bekliyorum sizin de argümanınızı. Öyle “Burada kitap yazmıyoruz. Düşünce neşrediyoruz. Senin fikrin oysa benimkide budur. Yani ağzınla kuş tutsan ne seni görürüm ne de fikrimin zeresini değiştiririm. Bu ne enaniyet.” demekle olmuyor.
Ömer ve Erden beyler bu yazım size değil en azından sadece size değil. Mesela bana ve belki herkeze. Kimse şu yazılan yazıdan bir şey öğrenebilirmiyim diye bakmıyor. Biri diğerinin yazısını beğenirse bir hocanın aferin evladım edasıyla taktir ediyor. Hiç bir yazarda burada galiba hata yapmışım demiyor. Burada kitap yazmıyoruz. Düşünce neşrediyoruz. Senin fikrin oysa benimkide budur. Yani ağzınla kuş tutsan ne seni görürüm ne de fikrimin zeresini değiştiririm. Bu ne enaniyet. Ben hiç hata yaptığımı veya bana yapılan eleştirilerden sonra düşüncelerimin biraz daha olgunlaştığını itiraf edebilecek aşamaya yükselemeyecekmiyim? Bunları ben yazdığıma göre sanırım kendimi görüyorum. Artık şu kaleme nasıl bir cevap vermeliyim modundan kurtulsam iyi olacak.Baştan aşağı yanlışlarla dolu bir makale okusam acaba o makalenin bir kelimesinden yararlanacak hale gelebilecekmiyim.
Bu yazımı sizin sayfanıza denk getirdiğim için özür dilerim ama sizlerin yazılarınızı takip etmeye çalıştığım için ve sizlerin bu konuda olması gereken bir sınıf atlamasına dahil olduğunuzu düşündüğüm için cesaretlenmişimdir. Saygılar. Hatalarım af ola…
Sayin Özkant,
Öncelikle herkes ayni fikirde olmak zorunda degil. Musrafa Akyolu bir yol ayiralim. Ancak ne Ahmet ne Mehmet Altan ne de Eser Karakas ve Sahin Alpay basörtüsünün üniversite haricinde serbest olmasi yönünde bir görüs ortaya koymuyorlar. Ama benim temel meselem onlarin KCK,PK ve BDP ile ilgili tavirlarinadir. Firat haber ajansinin her dedigi dogru ama devlet temelden tu-kaka. Taraf gazetesi “Devlet halkini bombaladi” diye de manset ati.Ben bu liberalerden gay ler kadar bile müslüman cogunlugun haklarini savunduklarini görmedim. Azinlik haklariyla cok ilgililer. Bence iyi de yapiyorlar. Ama zanedersem onlar hükumet zaten muhafazakar dolayisiyla müslüman cogunlugun problemi de yoktur diye düsünüyorlar olsa gerek. Sizin ilgili yazilarinizi inceledim. Bence sahsiyetli bir müslüman en baba liberalden cok daha özgürlükcü ve tutarlidir. Benim tezim bir insan kendi tercihi ile müslüman olduktan sonra baska bir sey olmasina gerek yoktur. Zira adam gibi müslüman olmak zaten zirve insan olmak demektir. Beseri hic bir izmi kendisine ilave kabul etmez.Sadece bir misal olsun diye söyliyeyim. Liberalerin hayran olduklari bati mentalitesinde yasamak bir insan hakidir ve korunmalidir. Bizim inanc sistemimizde yasamak bir hak degil vecibedir ve hic bir sekilde sinirlandirilamaz. Ben bizde en alasi olan degerlerin gidip ila da batililardan yarim yamalak istenilmesine ve medeniyetimize bilmeden haksizlik yapilarak batiya olmadik payeler verilmesine bir anlam veremiyorum.
Baki Selamlar.
Ömer Erdem Bey;
Yazınıza katılmıyorum ve yazınızın çok yanlış bir genelemeye tekabül etiğini düşünüyorum. Malesef büyük bir yanlışa imza atarak, liberalerin hepsini bir kefeye koymuşsunuz. Halbuki nasıl miliyetçiler, dindarlar ve insanlar bir kefeye konulamazsa liberaler de konulamaz. Zira Ahmet Altan da bir liberal, Mustafa Akyol da… Zira Şahin Alpay da bir liberal, Eser Karakaş da…
Bu kişilerin hepsi bir değerlendirilebilir mi? Tabi ki hayır. Bu isimler gibi onlarca daha önemli ve beğendiğim isimler liberal. Ama görüş farkı elbete olacaktır. Mustafa Akyol, “Başbuğ tutuksuz yargılanabilirdi” derken, Ahmet Altan “Yetmez ama evet” diyebilir.
Ve bunların hepsi de normaldir. Önemli olan bu insanların liberal olup, özgürlükleri ve demokrasiyi savunmasıdır. “Ama mesele müslüman çoğunluğun özgürlüğüne gelince kem-küm lere ama ve ancaklar eşlik eder hale geliyor” demişsiniz ki bu büyük bir yanılgı. Hangi gerçek liberal böyle demiş Alah aşkına? Hangi gerçek liberal başörtüsüne özgürlüğü savunmamış mesela? Cevap verin. Bence veremezsiniz. Çünkü benim bildiğim ve beğenerek takip etiğim gerçek liberalerin hepsi, tüm özgürlükleri savunuyorlar. Bunun içinde başörtüsüne özgürlük de var, ibadet özgürlüğü de… Çünkü liberaler “Ne mutlu insanım diyene” çerçevesinde bakarlar özgürlüklere. Hatırlatayım geçen hafta Taraf’ın manşetini: “Astronom Esat yörüngeden çıktı”
Haberin spotu: “Ege Üniversitesi’nin başı, astronomi profesörü Esat Renan Pekünlü ile epey derte. Hoca, başörtülü öğrencileri taciz edip okula sokmamakla suçlanıyor” (12. 01. 2012)
Ayrıca hiç uzağa gitmeyin benim yazılarım ortada. Bakın yazılarıma. Özgürlük demişim ve hangi özgürlükleri savunmuşum? Ayrıca “Liberal Müslüman olamaz mı” yazılarıma bakın. (12. 08. 2011 ve 15. 08. 2011) Bir Müslüman nasıl miliyetçi ve hata ırkçı olabiliyorsa, bir Müslüman nasıl solcu olabiliyorsa, bir Müslüman pekala liberal olabilir. Zira siz, o yazılarıma bakın daha iyi anlayacaksınız. Ayrıca liberaleri okuyorsunuz da merak etim hangi liberaleri okuduğunuzu. Bir öneri daha: derindüşünce. org sitesi Bu sitede liberalizmle ilgili sorularınızı cevaplayabilirsiniz. Benim de yazılarım var ayrıca.