Bu ayet-i kerimeden hemen sonra devam eden ayetler de 38. ayete kadar hep kurban ve hac`dan bahseder. Daha doğrusu hac içinde yer alan bir ibadet olan kurbandan bahseder. Zira buralarda bile yapιlmakta olan esas vurgu yakιnlaşma meselesidir. Peki ama kim kime yakιnlaşacak, işte temel soru buradadιr. Zira biz yüce Allahιn „Biz ona (insana) şah damarιnda daha yakιnιz“ kesin emri ilâhisinin Kuràn da yer aldιğιnι biliyoruz. Allah insana şah damarιndan daha yakιn ise o halde insanιn Allaha yakιnlaşmasι gerekmektedir. Nitekim insanιn fabrika ayarlarι (fιtratι) Allaha yakιn olmak üzerine kodlanmιş olmakla birlikte sιrf imtihan hasιl olabilsin diye bu ayarlar yaratιcι tarafιndan sabitlenmemiştir. Nitekim melekler için meselâ bu ayarlar sabitlenmiştir. Ancak insanιn fιtratι güzel, iyi ve doğru ve yakιn olmakla birlikte hemen her zaman uzaklaşma ihtimâli bulunduğundan insan takrar bu „varoluşsal“ özüne çağrιlmaktadιr. Zaten sadece kurban da değil bütün ibadetler de maksat bu dur. Yoksa Allahιn kimsenin bazι „ritüellerle“ meşgul olmasιna ihtiyacι yoktur. Kâbe, insan soyunun yeryüzüne ilk indirildiği yer, Allahιn evi. Belki de yeryüzünün insan hayatιna elverişli olduğu ilk ve tek bölge. Hangisi olursa olsun insan hac için kâbeye çağrιldιğιnda belki de atasι ademi dolayιsιyla bir anlamda „kendini“ hatιrlamasι için ona bir imkân verilmiş olur. Dünyevi gailelerin arasιnda kendini bile unutmaya meyyâl olan insana bir hatιrlama vesilesidir Hac. Kendini unutanιn Rabbini unutmasι zaten kaçιnιlmazdιr. Rabbini unutmasa bile ondan uzaklaştιğι buz gibi bir hakikat. İşte kurban yoluyla da bu uzaklarι yakιn etmek için insana Allah böylesine muazzam bir imkân sunmaktadιr. Yani; „haydi kulum, kalk buralara bir gel de bir gör bakalιm, sen aslιnda Allah karşιsιnda ne kadar acizsin ve Allaha kul olmakta yaptιğιn ihmalkârlιklar yüzünden bir bak bakalιm nelere kul olmak durumunda kalmιş ve sana bu kadar yakιn olan ve senden asla umut kesmeyen Rabbinden ne kadar da uzaklaşmιşsιn“ denilmektedir.
Nitekim Kurbanιn kesilen bir hayvan ile ilişkisinin sadece onu keserek bir anlamda Allah ile aramιzda perde olan şeyleri kenara çekmekten ibaret olduğunu bize yine Kuràn söylemektedir:
„Onlarιn ne etleri ne de kanlarι Allaha ulaşιr, fakat O`na sadece sizin sorumluluk bilinciniz ulaşιr. Sizi hidâyete erdirdiğinden dolayι Allahι büyük tanιyasιnιz diye O, bu hayvanlarι böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananlarι müjdele!.“ (Hac Suresi 37.ayet)
Allaha yakιn olmanιn yolu birilerin zannetiği gibi dünyadan tamamen kopup zührevi bir hayat yaşamak değildir. Eğer öyle olsaydι iki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) öyle bir hayatι tercih ederdi. Allaha yakιnlaşmanιn yolu kurala uygun bir hayvanι boğazlamak da değildir. O kadarcιk olsaydι bu gerçekten çok ucuz olurdu. İbrahimden Allah oğlunu istemişti de o en ufak bir duraksama bile göstermeyip teslim olmuştu. Hicretin gelini Hacere sokulan şeytan eli boş dönmüş, İsmail de „baba emrolunduğunu yerine getir“ diyerek tam bir „teslimiyyet“ örneği vermişti. Allahιn oğullarιmιza da hayvanlarιmιza da ihtiyacι yok. Onlarιn hepsi zeten O`nun. O, bizden sadece insan olmanιn sorumluluğunun bilincinde olmamιzι istiyor. Diğer insanlara ve eşya`ya karşι tam bir „özgürlük“ içinde olmamιzι istiyor. Zira Allaha gerektiği gibi kul olmayanlarιn varιp dayanacaklarι tek nokta ya başka bir insanιn, ya bir eşyanιn yahutta kendi heva ve heveslerinin kulu olacaklarι gerçeğidir.
Yakιnlaşmak güzel davranmaktιr, güzele, iyiye, doğruya, gerçeğe talip olmaktιr. Güzel davarananlar ise müjdelerin en büyüğünü hakedeceklerdir.
Allaha yakιn olmak diğer ilâhιmsι vehimlere ve dünyalιklara yakιnlaşmaktan hem daha bereketli ve kazançlι ve hem de daha kolaydιr. Cebinizin şiskin olmasι ve en semiz hayvanlardan üçer beşer kesmeniz sizi Allaha yakιnlaştιrmaz, belki de uzaklaştιrır. Biz onun için hayvanlarι „kesmeyiz“, „kurban“ ederiz. Ama bu kuru kuruya „kadan alam, kurban olam“ türküsünden ibaret kalιrsa o zaman kurban olmaz, karabet,
kurbiyyet, takarrup olmaz, olsa olsa „garabet“ olur. Mesele kuvvetini damarlarιndaki akan kan da aramak yerine Allah için çarpan „yüreğine“ başvurmaktιr. Kalpleri evirip çeviren Allaha hulusu kalb ile teslim olursan semiz hayvanlar kesemesen de yakιn olursun. Eğer gönlün kâbe için yanιp tutuşuyor da gidecek bir „yol“ bulamιyorsan Allah „Kâbeyi“ sana getirir, yeter ki sen inandιğιn Allaha güven. Hayvan kesemiyorsun ama yine de Allaha yakιn olmak isiyorsan binlerce yol var ama sözün sonunda kolay bir tavsiyede bulunacak olursak Allaha düşman olmayιp „insan“ olmasιnι becerebilmiş herkese Allah için „gülümse“ bu sana yeter.
Ve ardιndan Ey Rabbim ben hayvan kurban etmeye imkân bulamadιm ama senin rιzan için insanlara gülümsedim, „gülümsememi senin yoluna kurban ettim“ de yetecektir.
Kurbanlarιmιzι kesmek değil de „kurban etmek“ temennisiyle.
Baki Selam ve Saygιlarιmla.
Ömer Erdem
Mainz/Almanya
Not: Bütün okuyucularιmιn Kurban Bayramlarιnι en samimi dileklerimle tebrik eder, bereket ve takarrub niyaz ederim.