İnsanlar çok garip canlılardır. Yaşadıkları her günün kendilerine ait olduğunu sanırlar. Özgür olduklarını, toplumda belli bir statüye sahip olduklarını düşünmeleri insanların acınacak yaratıklar olduğunun kanıtı değil midir? Günlerce hayatını belli bir maaşa endekslemiş bir insanın bir araba sahibi olduğunda gerinerek “ Evet ben aldım. Bunu da ben başardım” demesi olayın derinliğini görememesinden kaynaklanmaktadır.
Örneğin; kalemi kuvvetli olduğu için bir gazetede yüksek maaşla çalıştığını sanan yazarın, asgari ücretle yaşayan ve üç çocuk yapması öğütlenen bir ailenin, sosyalizmi Amerikan kanallarında savunan bir sosyalistin durumu da örnek olarak verilebilir. Bu insanlar toplumun belli mevkilerinde belli kalıplarla yaşamaya mahkûm edilmişlerdir. Yani ortada özgürlük filan yoktur. Tiraj artırmaktan başka bir işe yaramayan yazar örneğin; Trabzon’da Kürtçe bir yazı kaleme alsa ya da asgari ücretli kardeşim “Yeter artık üç çocuk yap diyorsunuz. İkisi şehit birisi ayakkabı boyacısı oluyor. Biz enayi miyiz?” derse sadece bir gün sonra neler olur? Ben size söyleyeyim mi ne olur? Yazılarıyla ün yapmış yazar bir anda bütün varlığını kaybeder. Asgari ücretli gariban zaten sahip olduğu tek şey olan üç kuruşluk işten olur.

Sponsor Bağlantılar

Nitekim, insanoğlu hiçbir vakit karşısındakinin özgürlüğüne izin vermeyi istememiştir. Çatışmasız esaret içinde insanların ağzına bir lokma ekmek atar ki kaybedecek bir şeyleri olsun. Kaybedecek bir şeyleri olsun ki ses çıkarmasın. Kedilerin boğabileceği yeni aslanlar yetişsin. Yetişen bu esir aslanlar mı ne olacak? Eee oyunun oynanabilmesi için mutlaka piyonda gereklidir. Piyonlar olacak ki oyun başlayabilsin. Bazılar üç piyon, bazıları altı piyon doğuracak. Sonra ise demagoji mimarı dansözler güzel bir kıvıracak. Olan yine kendini özgür sanan halkıma olacak.

Saygılarımla.