Bir proleter yani işçi bayram gününü, sekiz saatlik iş günü elde etmek amacıyla kullanmak amacı ilk kez Avustralya’da ortaya çıktı. Avustralya’lı işçiler, 1856 yılında, sekiz saatlik işgünü elde edebilmek amacıyla, gösteriler, toplantılar, eğlenceler eşliğinde hep birlikte 1 günlük iş bırakma kararı aldılar. Kutlama tarihini ise 21 Nisan olarak belirlediler.
Ülkemizde ise ilk kez 1923 yılında resmi olarak kutlanmıştır. 1 Mayıs 1925 yılında çıkan Takrir-i Sükun Kanunu ile İşçi Bayramı’nın kutlanması yasaklandıysa da 1 Mayıs 1935 yılında bu yasak sona erdi. 1935 yılından 1976 yılında Taksim’deki İşçi Bayramı kutlamalarına kadar 1 Mayıs Bahar ve Çiçek Bayramı adıyla kutlandı.
Gelgelelim konumuza, sahi bu 1 Mayıs’ı kim yasaklamıştı? Dünkü kutlamalarda bazı sosyal demokrat siyasilerin cümlelerine; “1 Mayıs’ın tatil olması için önergeye destek vermiş biri olarak” diye başlamaları bana biraz tuhaf gelmişti. Aklıma yine o soru geldi “sahi bu 1 Mayıs’ı kimler yasaklamıştı?” Biraz yakın tarihimizi araştırdığımızda 1 Mayıs’ı yasaklayan zihniyetin bugün 1 Mayıs’ın tatil olması için sözde çaba harcayanlar olduğu açıkça görülüyor. Tüm programlarda yapılan yorumlarda hep o kanlı 1 Mayıs 1977’den dem vuruluyordu. Tüm sözler, tüm yorumlar bu tarihin etrafında yoğunlaşıyordu. Ama her ne hikmetse kimse, 1 Mayıs’ın kendilerine neden yasaklandığından bahsetmediler. Bundan tam 31 yıl önce 1 Mayıs 1979’da iktidarda Cumhuriyet Halk Partisi var, Başbakan Bülent ECEVİT, Enerji Bakanı ise bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin başkanlığını yapan Deniz BAYKAL. Ülkemizin içinde bulunduğu terör belasıyla bir türlü baş edemeyen iktidar, çare olarak bir çok ilde sıkıyönetim ilan ederek yönetimi askerle paylaşama yolunu seçmişti. Bir çok ilde kolluk, idare ve yargı hizmetleri asker tarafından yapılmaktaydı. Ve o zaman ki iktidar 1 Mayıs 1979’da sokağa çıkma yasağı ilan edip, halkı 1 Mayıs’ta ulaşabilecekleri en uçta nokta olarak balkonlarını layık görmüştü. Bu yasağa gerekçe ise Sıkıyönetim Komutanlığının 27 Nisan 1979 günü İstanbul’un bazı semtlerinde Türkiye İşçi Partisi bürolarına yaptığı baskınlarda ele geçen 1 Mayıs’la alakalı pankart ve resimlerin ele geçmesiydi. Yasak kararından 1 gün sonra DİSK Başkanı’nın “1 Mayıs’ta ben ve arkadaşlarım Taksim’de olacağız” demesi zamane iktidarını endişelendirmiş, Başbakan Bülent ECEVİT’in “1 Mayıs’ta işçilerin sağduyusuna devlet ve orduya saygılı davranacaklarına inanıyorum” açıklamasıyla DİSK yöneticilerini uyarmıştı. DİSK ise CHP hükümeti için “demokratik haklarımızı kısıtlıyor” diye cevap vermişti. Karşılıklı açıklamalardan sonra DİSK Genel Merkezi asker tarafından basılarak, tüm yöneticiler gözaltına alınıyordu. DİSK Başkanı’nı şu sözü gerçekten dünkü sözde açıklamaları anlamak bakımından gerçekten çok manidardır. “Bu hareket Ecevit’e şeref getirmez”
Yıllardır işçinin, emekçinin oylarını alarak sözde onların savunuculuğunu yapanlar, iktidar koltuğunu alınca onlara sırtını dönebilmiş ve bayramlarını kutlamaları için dört duvar arasını layık görmüştü.Geçmişte işçiye, emekçiye bunları reva görenlerin, dün meydanlarda “1 Mayıs’ın tatil edilmesi için önergeye destek verdik” demelerini anlayamıyorum. İnsana sormazlar mı bu önergeyi vermek için 33 yıl niye beklediniz? Her seferinde işçi düşmanı diye hitap ettikleri Ak Parti’nin 1 Mayıs’ı resmi tatil ve bayram etmesini neden tebrik etmezler de “önergeye destek verdik” diyerek hedef saptırırlar? Artık halkımız söylenenleri ve yaşananları içinde bulunduğumuz teknoloji çağında geçmişe oranla daha iyi irdelemekte ve değerlendirmektedir.
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.