Amerika’nın ve Bush’un yeni dünya düzeninde, sistemin bütün dayatmalarını her insan yaşıyor. Amaçlanan tek boyutlu kapitalist düzen insanı özgür kılmıyor, belirli bir alana hapsediyor. Kapitalistler bunu bilerek yapıyor, hem de kukla siyasetçileri kullanarak. Bu insan vasfını yok eden şeytani sistem her insanı kendi kölesi yapmaya çalışıyor. Tüketim toplumunu siyasallaştırarak, özendiren ve büyükleri besleyen sistem kölelik düzeninden güç alıyor.

Sponsor Bağlantılar

Bu zamana kadar hiçbir insan sisteme karşı gelememiş malesef küçük kuklaları olmuştur. Siyaseten bitirilmeyenler, sermayesel olarak serbest piyasa üzerinden bitirilmiştir. Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkeler sistemin uzantılarını kendi içinde büyüterek, hastalığını, zaafiyetini insanlarına bulaştırmıştır. Ancak buna kimsenin şaşırmaması gerekiyor, bu zaten olacaktı. Eğer ilkçağlardan itibaren sistem adına çalışmış, sistemi toplumların her kanadına yaymış, bir hastalık haline getirmiş ise şu anki dünya düzeninde yaşadıklarımız (aslında yaşayan ve yaşama hakkı olan bizler değiliz, biz sadece fazlalığız) çok da anormal değil.

Sistemi yaratanlar şunu çok iyi biliyordu, sistem çağa göre hareket etmeli, çağı kovalamalı ve her anlamda sistemin getirdikleri ile uyuşmalıdır. Sistemin baskısını hissetmeyen tek bir insan bile olmamalıdır. Evet onlar kendilerinin sistemin taşeronluğunu yaptıklarını söylüyorlar çünkü ataları da sistem için yaşamış ve sistemin dünya devletlerine egemenliği için varolmuştur.

İlginç olan sistemin dünya halkları üzerindeki egemenliği için yaşayanların bunu veraset sistemi içinde yapmalarıdır. Bir anlamda ülkelerin tarihsel geçmişleri sistemi şekillendiriyor onlar için. Dünya üzerinde sistemin sinsi planlarını bilenler parmakla sayılacak kadar, ancak sistem soğuk savaş sonrası tek kutupta toplandı ve şu anda belirli eller tarafından, belirli ilkeler çevresinde yönlendiriliyor. Onların sözlerine, eylemlerinde ve bunların dünya halkları üzerinde bırakacağı etkiye dikkat çekmelidir.

Peki ülkemizde ve iktidarda bolca bulunan bu yerli ve yabancı sistem taşeronlarının en büyük stratejileri nelerdir, açıklayalım; Sistem saklanmak ve gizlenmek zorundadır, bunun için farklı şekillere girer. Devleti yönetenler (ki yönetmek sözcüğüne inanmam) toplumda belirli itibarı olan kuklalardır, sistem bu kişilerin arkasına gizlenir, halbuki onlarda sistemin devamı için getirilmişlerdir. Siyaset onlar için satranç tahtasıdır. Siyaset oyunlarında ise piyonları paralarıdır. İslamcısından liberaline, sosyalistinden sağcısına kadar herkesin düşüncelerine hakim olacak, tek bir insan bile sistemin kontrolünden çıkmayacaktır. Kurallar bunlardır, uygulayıcılarıda bizleriz.