Yazar: diyojenkant

AKP'nin Siyasi Bir Oyunu: Dindar Nesil

Türkiye’de kahve sohbetlerine, Kemal Sunal filmlerine, dizilere konu olmuş siyasetçileri ve halşka karşı oyunları. Ama  önemli olan siyasetçilerin bu oyunları niye, kimin adına, kimin desteğiyle yaptığıdır. Evet, ben Türkiye’de yaşayan bir gencim ve neredeyse her gün akp ve akplilerin siyasi oyunlarını görmekteyim. Ama üzüntü veren bu emperyalist çıkışlı oyunlara kanan Türkiye milleti oldu. Peki neydi bu oyunlar, amaçları neydi siyasetçilerin. Açıklamak  benim için bir borçtu ve Akp’nin bu oyunları anlaşıldığında akp’nin meşruiyeti kalmayacak gibi görünüyor. AKP’nin açıklayacağım ilk oyunu dindar nesil oyunu. Bizim üzerimizden bir oyundu bu çirkindi, bu çirkinliği ortaya koymak için açıklıyorum; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın söylemiydi; “dindar nesil istiyoruz”. Amacı neydi başbakanın. Evet; Tayyip erdoğan sağ bir siyasetçi ve refah partisinin her toplantısında bir şeriatçı olduğunu ve cihadı her yere yayacağını söylüyor. Komünistlere karşı düşmanlığını da yine bu toplantılarda söylüyor. Şehid olan ve dava arkadaşım dediği, en büyük rakibi olarak gördüğü fatih akıncılarından metin yükseli solcuların öldürdüğünü söylüyor ve onları hiç bir zaman sevmediğini de ekliyor. Halbuki Metin yüksel kasımpaşa akıncıları ve fatih ülkücülerinin işbirliği ile şehid ediliyor. Bu arada hatırlatalım Tayyip erdoğan suikastın olduğu dönemde kasımpaşa akıncılarında görev yapıyor, hani şu suikastta parmağı olan gruplardan birinde. Neyse biz oyunumuza dönelim; Dindar nesil oyunu sosyalistleri itibarsızlaştırmanın güdüldüğü oyunlardan biridir. Türkiye bu zamana kadar doğu tarafından kapılmasın diye jeopolitik değeri nedeni ile batı bloku tarafından kapılıyor. Ama asla karar verici rolünde olmuyor. Aynı şekilde batı blokunun sosyalistlere saldırması...

Devamını Oku

Amacı Ne Gençlik Devriminin?

1. Amacı Türkiye gençliğinin yükselişidir. 2. Emperyalizme karşı mücadele verir. Sömürülen ve gerçeklerden uzak kalmış halkların uyanışı hedefleri arasındadır. 3. Gençliğin iktidara yükselmesini kendine bir borç bilir. 4. Türkiye gençliğinin amaçlarından biri de emperyalistlerin yarattığı ve yönettiği kirli siyaseti ortadan kaldırmaktır. 5. Gençlik devriminin kökeninde dünya gençliğinin önderliğini yapma isteği vardır. 6. Dünyadaki yanlışlara sessiz kalmayan bir gençliğin ancak gelecek gençlik iktidarı ile oluşur. 7. Emperyalistlerin politika ve projelerine “dur” deme amacındadır. 8. Gençlik devriminde ideolojik tavırlar ön planda değildir, amaç siyaseten güçlü bir Türkiye yaratmak olmalıdır. 9. Türkiye’de ki gençlik devrimi dünyanın her yerindeki gençlik devrimlerinin temelini atmalıdır. 10. Gençliğimizin amaçlarından en önemlisi de; Büyük sermayenin yönettiği oligarşik yapıları yok etmektir, artık sermayeler tarafından amaçlanan kölelik düzeni gençlik devrimi ile son bulacaktır. 11. Dünya siyasetini yönlendirecek gençlik liderleri, gençlik devrimcilerinin içinden çıkacaktır. 12. Dünyaca kabul gören “sınıf siyaseti” ortadan kaldırılmalıdır, gençlik devrimcileri yeni bir siyaset tarzı yaratmalıdır. Gençlik devrimi bir gün Türkiye’ye gelecektir, bu devrim önlenemez, sömürülen dünya ferahı gençlik devrimcilerinde...

Devamını Oku

Şöhretlerin Yaşamı

Nedense her yaz geldiğinde şöhretler çıkar televizyonlarda. Gövde gösterisi yaparlar yaz boyunca, yaz sanki sadece onlar içinmiş gibi. Hep onlar vardır her yerde, evet her yerde. Belkide sadece sanatçı! değil burjuva olmalarından kaynaklanıyordur bu. Tek istekleri bir gazetecinin karşılarına çııp soru sormalarıdır, sonra senaryosu ortadadır zaten bay ünlünün. Şöhret ve şöhretle gelenler nasıl şeyler bilmiyorum, belki de hiç yaşamadığımdan olabilir. Ama doğduğundan beri yüzündeki maskesini çıkarmayan insanoğlunun o görünmeyen maskesi şöhret olunca ortaya çıkıyor galiba. Şöhret hali bu maskenin ortaya çıkması hali olsa gerek. Maskeli balo içinde müziğe uyum sağlamaya çalışanlarda çıkmıyor değil. Bu uyum sürecindeki maskelilerde bir sonra kendilerini kaptırıyorlar maalesef. Böyle olunca onlara acımıyor değilim. Bu insanlar kendilerine dayatılan yaşam tarzının kendilerini kişiliksizleştirdiğinin ve robotlaştırdığının farkına değiller. Onlara dayatılan yaşam tarzında üretmek ve gelişmek imkansızdır, zaten onlarında öyle bir amacı yoktur. Amaç, gözde olmayı sağlamak ve her zaman insanların gözünde büyütülmektir aslında. Bu büyüklük ve değerlilik hissi muhteşem, büyük zevk verir;sahte gülüşleride, rahat! tavırlarıda bunun büyük bir kanıtıdır. Ben alay etmeyi, dalga geçmeyi genelde seviyorum. Daha da doğrusu hicivi seviyorum. İnsanlarla alay ederek insanlara yanlışlarını göstermek bir anlamda işimdir benim. Herkes ve her şey benim alay konum olabilir ama alaya alırken alay konusu olmak işimi iyi yapamadığımı gösterir aslında. Bunun için gerçekleri insanlara gösterecek alaylarım da dikkatli olmam gerektiğini bilirim. Ancak düşünün şöhret sahipleriyle alay etmiyorum hiç bir zaman da etmeyeceğim. Çünkü alay edilecek ve gerçekleri onlara...

Devamını Oku

Başbakan ve Çelişki

Bu yazımda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın çelişkili konuşmalarını açıklayacağım. Bu çelişkileri okuyunca şaşırmayın zira bu çelişkiler yumağı başbakanın siyaseten tanınmasından itibaren başlıyor ve emin olun aşağıda belirtilenlerin devamı gelecektir. Çelişkiden bol ne vardır, gelecek yazılarımda yaşamı ve siyaseti çelişkilerle dolu bir başbakanın öyküsünü anlatacağım ve gerçektende şaşırtacağım; 1- Üç çocuk istedi herkesten. Türkiye’deki bütün imam hatiplerde sağlık derslerinde başbakanın bu isteği övüldü. Ancak evliliğinin üzerinden on yıldan fazla geçen oğlu Burak’ın çocuğu olmamıştı. Aynı zamanda hatırlatalım 1998 yılında Ahmet Burak TRT İstanbul radyosu çalışanı Sevim Tanürek’e çarpmıştı ve kazada Sevim Tanürek suçlu bulunmuş, Ahmet Burak beraat etmişti. 2- Zincirler kırılacak ve Ayasofya ibadete açılacak dedi başbakan. Hatta Ayasofya Cami olacak diyordu. Evet açıldı ibadete Ayasofya ama müslümanların hizmetine değil Hristiyanların hizmetine. 3- Refah döneminde her konuşmasında referansının islam olduğunu söylüyordu. 9 mayıs 2010 tarihinde musevi cemaati lideri Sami Herman’a şu sözleri söylüyordu; Zaten siz bizim en önemli referansımızsınız. Ayrıca Tayyip Erdoğan’ın Yahudi kuruluşlarını her ziyaretinde “beni İstanbul yahudilerine sorun” demeside ayrı bir çelişkidir. 4- Yıl 2007 Hristiyanlar için; Hristiyanların Türkiye’den kovulmaları faşizan bir davranıştır dedi. yıl 2010 Ermeniler için; sizi bu ülkeden sürerim dedi. (kaçak yüz bin Ermeni için) günümüzde Türkiye’de kaçak 600 bin Suriyeli yaşamaktadır. Bazı Suriyeliler’in kamplarda eğitildiği ortaya çıkmıştır. Bu militanlar ortadoğuda kullanılır. 5- Tayyip Erdoğan’ın “beynimin yarısı” dediği eski danışmanı Mehmet Metiner; bir dönem PKK’nın siyasal kanadı olan ve ayrıca militan toplama merkezi olan HADEP’in genel...

Devamını Oku

Gençlik Devrimi

Türkiye’nin, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren tartıştığı yegane kitledir gençlik. Her ülke için bir dinamik, bir güçtür. Toplumda korunması ve yüceltilmesi gerekir gençliğin, ancak dışa bağımlı ve sermayenin kölesi olmuş nice yöneticiler iktidarları ve güçleri uğruna gençliği dışlamış, bazen de tehdit olarak görmüştür. Hatta Türkiye gibi yargısı hiç bir zaman bağımsız olamayan bir ülkede darbe sonrasında gençlerin yaşlarının büyütülüp idam edildiği bile olmuş. Gücünü başkalarından alan, çoğu kez otoriteye boyun eğmiş “eğilerek yükselenler” gençleri düşüncelerinden dolayı yargılamış, tehdit olarak görmüş ve hatta fişlemiştir bile. Ne olursa olsun gençlerin mücadelesi devam etmeli ve zafere ulaşana dek büyüyerek devam etmelidir. Türkiye gençliği tarihi bir mücadele başlatmalıdır ve bütün temiz insanları katmalıdır davasına. 21. yüzyılda sürekli bölünmeye çalışılmış, birleştirilmesine izin verilmemiş gençlik tarihin en büyük bağımsızlık mücadelesini verebilir. Gençliğin hep belirttiği “barışarak savaşma” 21. yüzyıl Türkiye’sinde olmalıdır. Türkiye gençliği sahte Amerikancı rejimleri güçlendirmek için bir meta haline gelmemelidir, bağımsız gençlik özgür düşüncelidir. Gençliğin yüce davası asla başkalarının elinde olmamalıdır, çünkü yüce bir gençlik ancak kutsal bir mücadele ruhu ile büyür, gençliğin davası başkasının elinde oyuncak olursa büyümek imkansızdır. Bunun için barışılarak savaşılması gereken yapı emperyalistlerin dünya siyaseti olmalıdır. Dünya siyasetini yönetenler ve yönlendirenler bellidir. Bugün eğer gençlik büyümek, gücünü herkese göstermek istiyorsa emperyalistlerle mücadele etmeli, emperyalistlerin insanlıktan çaldığı onuru tekrar insanlığa vermelidir. Onursuz bir gençliğin dünyaya hükmetmesi imkansızdır. Onursuz bir gençlik ancak sömürü düzeninin bir oyuncağı olur. Böyle gelmiş, böyle gidecektir anlayışına Türkiye gençliği...

Devamını Oku

Siyasal İslamcılar Sizi!!!

Muhafazakar bir semtte oturduğumdan dolayı etrafımdakilerden duyduğum, çokta yeni olmayan bir talep var; islami devlet ve hilafet istiyoruz. Evet bunu söyleyenler haklı görüyorlar kendilerini, haklı da görmeliler zaten. Herkes davasını haklı görür. Burada sorduğum bir soru var aslında; bu insanlar islami devleti ve onunla şekillenecek dünya politikalarını ve düzenini tahmin edebiliyorlar mı? Bence hayır. Çünkü inançla ve yaşayışla şekillenen bir dünya ve istenen siyaset dünyayla uyum sağlayamayacak ve devrilecektir. Nitekim, bir zamanlar cumhuriyetçi nasırın CIA destekli kuyusunu kazanlar, bugün ılımlı islam adı altında iktidara geldi, Amerika’yı tatmin edemedi ve gitti. Tabii ki tek Amerika’yı tatmin etmediğinden olmadı devrim, radikal islamın ılımlı islama çevrilmesinin imkansızlığı devrimin bir başka sacayağını oluşturdu. Yaşadığım çevredeki insanlar muhafazakar olduğundan, muhafazar bir siyaset istiyor ve belki de ona göre muhafazakar olan yöneticiler. Ancak hiçbir konuşmalarında islami devletin dünya kapitalizmindeki yerinin ne olacağını ya da olabileceğini tartışmıyorlar, batılı devletlerden destekleri hesaplamıyorlar mesela. İşte belki de bu yüzden kendini islamcı olarak tanıtan yöneticiler kirli kapitalist siyasetleriyle muhafazakar halkı kandırıyorlar. Daha da kötüsü islamcı kesimi kapitalizmin kölesi haline getiriyorlar bu islamcılar. Hiçbir zaman kapitalizme ve sermayenin halkı yağmalamasına sıcak bakmayan islam, kapitalizmin şatafatlı yaşam tarzıyla büyülenen islamcıların muameleleriyle kirlenmiştir. Üstelik bu sahte islamcılar batının getirdiği kapitalizmin huzuru ile maalesef her zaman emperyalistlere hizmet etmiştir. Durum böyleyken islamın yönetimde etkin olmasını isteyen islamcıların çabası ve isteği boş gibi görünüyor. Çünkü başa getirilen islamcıların emperyalizme hizmet etmemesi nerede ise imkansız....

Devamını Oku

Sistem ve Getirdikleri

Amerika’nın ve Bush’un yeni dünya düzeninde, sistemin bütün dayatmalarını her insan yaşıyor. Amaçlanan tek boyutlu kapitalist düzen insanı özgür kılmıyor, belirli bir alana hapsediyor. Kapitalistler bunu bilerek yapıyor, hem de kukla siyasetçileri kullanarak. Bu insan vasfını yok eden şeytani sistem her insanı kendi kölesi yapmaya çalışıyor. Tüketim toplumunu siyasallaştırarak, özendiren ve büyükleri besleyen sistem kölelik düzeninden güç alıyor. Bu zamana kadar hiçbir insan sisteme karşı gelememiş malesef küçük kuklaları olmuştur. Siyaseten bitirilmeyenler, sermayesel olarak serbest piyasa üzerinden bitirilmiştir. Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkeler sistemin uzantılarını kendi içinde büyüterek, hastalığını, zaafiyetini insanlarına bulaştırmıştır. Ancak buna kimsenin şaşırmaması gerekiyor, bu zaten olacaktı. Eğer ilkçağlardan itibaren sistem adına çalışmış, sistemi toplumların her kanadına yaymış, bir hastalık haline getirmiş ise şu anki dünya düzeninde yaşadıklarımız (aslında yaşayan ve yaşama hakkı olan bizler değiliz, biz sadece fazlalığız) çok da anormal değil. Sistemi yaratanlar şunu çok iyi biliyordu, sistem çağa göre hareket etmeli, çağı kovalamalı ve her anlamda sistemin getirdikleri ile uyuşmalıdır. Sistemin baskısını hissetmeyen tek bir insan bile olmamalıdır. Evet onlar kendilerinin sistemin taşeronluğunu yaptıklarını söylüyorlar çünkü ataları da sistem için yaşamış ve sistemin dünya devletlerine egemenliği için varolmuştur. İlginç olan sistemin dünya halkları üzerindeki egemenliği için yaşayanların bunu veraset sistemi içinde yapmalarıdır. Bir anlamda ülkelerin tarihsel geçmişleri sistemi şekillendiriyor onlar için. Dünya üzerinde sistemin sinsi planlarını bilenler parmakla sayılacak kadar, ancak sistem soğuk savaş sonrası tek kutupta toplandı ve şu anda belirli eller...

Devamını Oku