“Gidince de bitmedi aşk…
…Ağlamak bazı acılarda yetmedi.”

Diyor dizelerinde Özdemir ASAF. Aşk futbol için de gerçerlidir. Alex’in Fenerbahçeliler için ne kadar önemli olduğu herkes tarafından bilinir ki dizilerde bile “bir Fenerli için bugün Alex neyse sen de benim için öylesin” nüktesi kullanılır.

Sponsor Bağlantılar

Keza yine Paskal Nouma ismini duyan Beşiktaşlılar geçmişe özlemle bakar. Galatasaraylılar takıma yeni gelen her ofansif orta sahanın George Hagi ile karşılaştırılmasından rahatsız olmaz mı Hagi adına?

Gidince de bitmez aşk… Takımların kötü zamanları olur elbette. Ama bu kötü zamanlarda hepimiz iç çekmez miyiz nerde o Noumalar, nerde o Alexler, nerde o Hagiler diye. Aklımızdan geçmez mi Nouma’nın nefes alacak hali kalmayana kadar mücadele ettiği maçları… Düşünmez miyiz “bi faul olsada Alex adrese teslim bir orta açsa” diye. Hakem frikik verdiğinde rahatlamaz mı insan “Hagi topun başına geçti” diye…

Ağlamak bazı acılarda yetmez… Sanırım bu benzetme için Mourinho’nun şampiyon yapıp ayrılışından sonra istisnai başarılar dışında gün yüzü göremeyen takımları örnek vermek yanlış olmaz. Chelsea tüm yatırımlarına rağmen Mou sonrası ne istikrar abidesi Manchester United’le ne de Arap sermayesine sahip Manchester City’le mücadele edebildi… İnter, Mou sonrası Juve, Napoli ve hatta Milan’ın bile gerisinde kaldı.

Kısacası büyüklerimizin tabiriyle “büyük topçuydu” denilen oyuncular ve teknik adamlar takımların tüm tarihini etkileyebiliyor. Ve biz bu büyük topçuları ve teknik adamları hasretle hatırlamaya devam edeceğiz.

Ali KESER