Otobüsün orta kısımlarında arka arkaya oturan biri kız diğeri erkek iki genç bulunmaktadır ve bu iki gencin ortak özellikleri ise; ikisinin de dilsiz olmasıdır…
Her iki gencin de yanlarında kendilerine yardımcı olmaları için birer yakınları bulunmaktadır.
Bir diğer ayrıntı ise iki genç otobüse binerken birbirlerini görmemişlerdir ve birbirleri hakkında herhangi bir fikirleri yoktur…
Yolculukları sırasında genç adam oturduğu koltuğun arka kısmını, genç kızın rahatsız olacağı seviyeye kadar indirir…
Bir süre bu şekilde devam etmesine izin veren genç kız, buna dayanamaz ve sonunda yanında bulunan yakınına bu durumu izah eder; tabi kendi diliyle…
Hemen yanındaki kadın önde oturan iki adama seslenir: “Lütfen koltuğu kaldırır mısınız!”
Durumdan habersiz olan genç adamın yanındaki yakını, vaziyeti anlayınca genç adamdan koltuğu kaldırmasını ister..
Genç adam bu durumdan bir hayli rahatsızlık duyarak koltuğu hızlıca ileriye alır…
Genç kız ise bir süredir duyduğu rahatsızlıktan kurtulmuş olmanın keyfiyle büyük bir “oh” çeker..
Ve genç kız önünde bulunan adamdan intikam almak için koltuğun arkasında bulunan servis için kullanılan yeri hızlıca indirip geri bırakır…
O esnada uyumaya çalışan genç adam bu duruma fazlasıyla sinirlenir ve koltuğu tekrar eskisinden daha fazla geriye yaslar…
Adeta aralarında birbirlerini tanımamalarına rağmen savaş çıkmıştır!
Aynı şekilde altta kalmak istemeyen genç kız koltuğu tekmelemeye başlar…
Ancak nihayet mola yerine gelmişlerdir ve kendilerini toplarlar…
Ve
Birbirlerine büyük bir nefret duymaktadırlar…
İki genç birbirleriyle karşılaşmamak için biri ön kapıdan; diğeri ise orta kapıdan dışarıya çıkar…
İkisi de farklı kapılardan restauranta girerler…
Kısa bir süre ihtiyaçlarını giderdikten sonra her iki genç yakınlarını beklerlerken göz göze gelirler…
Ancak iki genç hala birbirlerini tanımamaktadır…
Göz göze geldikleri anda ikisi de hiç tatmadıkları bir hisse tutulurlar…
Bu his hiç tatmadıkları şey;
Yani AŞK’tır…
Evet.. Onlar birbirlerini ilk görüşte aşık olmuşlardır…
İlk defa böyle bir hissi yaşamanın heyecanıyla ikisi de kendilerine soru sormaktan vazgeçip duygularını ifade ederler
Ve anlarlar ki ikisi de aynı dili konuşuyorlar…
Bu onları birbirlerine daha da yakınlaştırır…
Genç adam: “Ben aşkın dili var sanırdım ve o dile sahip olmadığım için üzülürdüm;
Seni görünceye kadar…
Ama şimdi anlıyorum ki aşkın dili yokmuş!” der..
Bu şekilde kalan her dakika ve saniyelerini yıllardır söyleyemedikleri sevgi sözcükleriyle geçirirler…
Böyle bir his yaşamanın hem mutluluğu hem de mutsuzluğu vardır ikisinde de…
Mutludurlar çünkü; AŞK’ı ilk defa tatmışlardır…
Mutsuzdurlar çünkü; İkisinin de otobüsü kalkmak üzeredir;
Yani aynı otobüs…
Her ne kadar ömürlerinin en güzel, en mutlu, en heyecanlı zamanlarını geçirseler de ikisi de gitmek zorundadır…
Genç adam gitmeden önce bir şeyler söylemek ister…
Ve şunları söyler:
Tabi yine kendi dillerinde…
“Biliyorum, biliyorum ki bir gün, bir saniyeliğine bile olsa yine karşılaşacağız
İşte o an benim en mutlu olduğum an olacak…”
Ve sonuna ekler:
“Seni seviyorum…”
Genç kız ise aynı şekilde karşılık verir:
“Ben de seni seviyorum ismini bile bilmediğim genç adam…”
Ve ikisi de tuttukları ellerini bırakıp ters yönlere giderler..
Oysaki gidecekleri yer yine aynı yerdir…
Genç kız daha önce biner otobüse…
Genç adam otobüse bindiği sırada ise genç kız aşağıya eğilmiş bir şey arıyordur…
Önündeki adamın geldiğini fark edince:
“Geldi yine baş belası” diye düşünür…
Genç adam ve kızın yolculukları aynı şekilde birbirleriyle uğraşmakla devam eder…
Fakat ikisinin de gözünde yaş; o kızı/adamı düşünmektedir…
Aslında biraz da kızmaktadırlar kendilerine..
Nasıl olurda ismini sormam, numarasını almam diye…
Ve bir süre sonra…
Genç adamın ineceği yere ulaşmıştır otobüs…
Genç kız, önündeki kaba, terbiyesiz adamı görmemek için başını cama doğru çevirir…
Ve bir oh çeker içinden “kurtuldum sonunda” der…
Genç adam otobüsten iner ve valizlerini almak için genç kızın oturduğu tarafa geçer…
O an ise genç kız yakınıyla konuşmaktadır…
Sonra aklına takılır… O terbiyesiz adamın yüzüne görmek için dışarıya bakar…
Bagajın kapağı açıktır ve kapanmasını bekler…
Kapanan bagaj kapağından sonra genç adam da otobüse doğru bakar;
Arkada oturan illet kızı görmek için…
Ve ikisi de birbiriyle göz göze gelir…
Ancak otobüs çoktan kalkmıştır…
Fakat ikisi de istediğine kavuşmuştur;
Genç kız o kaba adamı görmüştür…
Ve
Genç adam da o illet kızı görmüştür..
Bir saniyeliğine…