Van’da meydana gelen deprem, vicdanı olan herkesi üzdü, “Tüm Türkiye” diyemeyeceğim ama büyük bir çoğunluğumuzu derinden yaraladı. Milyonlar, günlerdir oradaki vatandaşlarımız için gözyaşı döküyor, dualar ediyor, maddi yardımlarını esirgemiyorlar ve enkazlardan vatandaşlarımız sağ salim çıkarıldıkça mutluluk gözyaşlarına boğuluyorlar… İşte insanı gözyaşlarına boğan bir güzel haber: Azra bebek, 46 saat sonra enkazdan sağ kurtarıldı.
Van Erciş’te, depremden 46 saat sonra bir mucize yaşandı ve henüz iki haftalık Azra bebek, enkaz altından sağ olarak kurtarıldı. Sevindiren bu kurtuluştan kısa bir süre sonra güzel bir haber daha geldi: Azra bebeğin annesi Semiha Karaduman da enkazdan sağ çıkarıldı…
Azra bebek ve annesi, enkaz altından kurtuldular…
Bir mucize yaşandı…
Birçok anne ve bebekleri, enkaz altında hayatlarını kaybettiler maalesef.
Ama mucize işte…
Azra bebek ve annesi kurtuldular…
Çocuğunu bin bir güçlükle dünyaya getiren anne, iki hafta sonra meydana gelen bir depremle enkazın altında kalıyor bebeğiyle birlikte.
Kim bilir enkaz altında neler düşündü, aklına neler geldi o annenin?
Kim bilir bebeğiyle ilgili neler düşündü enkaz altında? Hâlbuki iki hafta önce bebeği için neler hayal ediyor, neler arzuluyordu o anne?
Ama hayat, iki hafta sonra anneyi bambaşka hayallere itmişti, hem de enkaz altında…
Kim bilir o anne, belki de enkaz altında “bebeğim hayatta değilse beni de kurtarmasınlar” demiştir…
Kim bilir o anne, belki de “bebeğim yoksa hayat neyime lazım” demiştir…
Kim bilir o anne, nasıl bir ümit taşımıştır yüreğinde saatlerce “bebeğim lütfen ölmemiş olsun, buradan çıkarsam onu kucağıma alayım, koklayayım, öpeyim aynı ilk günkü gibi” diye…
Evet Azra bebek, ikinci kez dünyaya geldi ve enkazdan kurtuldu.
Kim bilir o anne, bebeği Azra’sı yeniden doğmuş gibi nasıl da sevinmiştir…
Kim bilir o anne, Azra’sını kucağına yeniden aldığında ne kadar da sevinmiştir, ne kadar da ağlamıştır, nasıl “Azra’m!” diye yavrusunu bağrına basıp onu koklamış, yine koklamıştır…
Kim bilir belki de o anne, enkaz altında şöyle düşünmüştür: “Artık son bir dalga beklerim, alıp beni de götürsün diye”
Acıları paylaşarak azaltma adına SAMANYOLU YAYIN GRUBU VE TUSKON VE KİMSE YOKMU DERNEĞİ birlikte KARDEŞLİK ZAMANI dediler ve 65 trilyon eski parayla acıların sarılması için VAN’a gidecek. TEBRİKLER VE TEŞEKÜRLER TÜRKİYE..
Acılarımızı paylaşmak, acıları azaltır. Hakikatleri anlatmak ruha iyi gelir. Yaşananlardan ders almak geleceğin daha güzel olmasına hizmet edebilir. Güzel ülkemizin zor günleri ve bu günler içimizden geçerken sahipsiz olmadığımızı bilmek, sabırla ve umutla geleceğe yüzümüzü dönerek “Bizler bu topraklarda ebedi değiliz, sadece emanetçiyiz ve dahi misafiriz!” diyerek acılarımıza merhem sürebiliriz diye düşünüyorum. Hatırla***** ve unutanlara hatırlatarak…
Ve son olarak Hz. Peygamber’in (s.a.v.) dediği gibi, bütün ruhumuzla“İna lilahi ve ina ileyhu raciun” yani “O’ndan geldik O’na döneceğiz” diyebilmeliyiz.
Azra, Van depreminin sembolü oldu. Alah hayırlı ömürler nasip etsin. Takdiri ilahi bütün bunlar. Ondan geldik ona gideceğiz. Bazen erken bazen geç ama mutlaka. Alah hayırlı ölümler nasip etsin. Ve büyüklerimizin dediği duadaki gibi ; Alahım sıralı ölüm ver. Evlat acısı verme. Alah bu milete ve insanlık alemine acılar vermesin demeliyiz.
-Herkes bu meselenin hali için duanın gücüne de sığınmalı; her fırsata gönülerini Yüce Dergâh’a açıp “Alahım, birliğimizi sağla, aramızı te’lif buyur, bizi vifak ve itifaka muvafak kıl. Hidayet ve ıslahını murat buyurduğun insanları ıslah eyle, kalb ve kafalarına salah ver. Şayet düşmanlık yapanlar arasında ıslahını murat buyurmadığın ve kendileri hesabına ıslah istemeyen kimseler varsa, onların da altlarını üstlerine getir, birliklerini boz, evlerine ateş sal, köklerini kurut ve işlerini bitir.” diye niyaz etmelidir.