Biz Ne Zaman Anladık ki;

Biz ne zaman anlamaya başladık bilmiyorum Atatürk’ü, tarihi, Osmanlıyı, Türk devletinin kuruluşunu, laikliği, Kürtleri, Lazları, Alevileri veya içimizdeki Hristiyanları veya hep olmaya çalıştığımız demokrasiyi ne zaman anlamaya başlar olduk bir de üstüne demeçler verir olduk bilmiyorum…
Bugün uzun bir aradan sonra bir video sitesi üzerinden videolara bakarken sadece 2-3 video yeterli oldu anlamadığımızı görebilmek için. Açıkçası videoların hangi siyasi partilere ait oldukları çok önemli değildi. İktidarmış, muhalefetmiş fark etmez önemli olan iktidarıyla muhalefetiyle anlamamış olmamızdı hiçbir kavramı. En acısı anlamadığımızı bile hala anlayacak kadar farkında olmayışımızdı. Hep özendiğimiz daha doğrusu eskiden batıya özenirdik işte o zamanlarda bile özendiğimiz batının anladığı şeyleri anlamaya hiç özenmemiş olmamızdı. Şimdi günümüzde özenmeye başladığımız anti laik şeraitçi toplum düzenini de anlamaya çalışmıyoruz. Anlamaya çalışmadan kabul ediyoruz. Kabul ederken de sormuyoruz “neyi” kabul ediyoruz diye. İşte bu yüzden her an sormalıyız kendimize “Biz Ne Zaman Anladık ki” diye.

Sponsor Bağlantılar

İlkokul sıralarında başlıyoruz anlama çabalarımıza ve bu süreç o kadar da kısa sürmüyor. İlkokul, ortaokul, lise ve devamında gelen yüksek öğrenim toplamda baktığınızda üniversiteye gelene kadar sekiz yıl boyunca anlamaya çalışıyoruz. Ömrümüzün tam 2920 gününü neyi anlamaya çalıştığımızı anlarken geçiriyoruz. Sonucuna baktığımızda ise koca koca amcalarımız, avukatlarımız, belediye başkanlarımız, doktorlarımız, öğretim görevlililerimiz, kurumlarımız neyi anlamaya çalıştığını bile fark etmeyen büyüklerle doluyor biz bunu bile anlamıyoruz. İşte bu yüzden her an sormalıyız kendimize “Biz Ne Zaman Anladık ki” diye.

Her Türk vatandaşı Atatürk hakkında okur, bilir, öğrenir, ezberler. Ama Atatürk’ü anlamaya çalışmak düşüncelerini, kararlarını, devrimlerini anlamaya çalışmak çok başka bir şeydir. Eskiden özendiğimiz batı kendi tarihini, kendi liderlerini, bizim tarihimizi, bizim liderlerimizi öğrenmiyor ya da ezberlemiyor anlamaya çalışıyor. Çünkü onlar çok klasik bir cümlenin ışığında yaşıyorlar “tarih tekerrürden ibarettir.” Atatürk büyük bir liderdir, Atatürk en radikal kararların lideridir ve Atatürk insandır. Devrimlerine, düşüncelerine, yapıtlarına bakabilmemiz için öncelikle kabul etmeliyiz ki, Atatürk liderdir ve insandır ve Atatürk Osmanlı devleti gibi çok güçlü, büyük bir devletin yıkılış aşamasından Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasına kadar geçen o zorlu sürecin halkla, askerle, köylüyle, işçisiyle, kadınıyla, erkeğiyle, sosyal demokratıyla, karşıt düşüncesiyle birlikte üstesinden gelmiş; laik, demokrat, sosyal hukuk devletini kurmuştur. Bütün bunların dışında Atatürk’ü anlamak onun yazdıklarını okumak ve yazmadıklarını yaptıklarından anlamakla ilgilidir. Türkiye cumhuriyeti gerek Osmanlı döneminde olsun, gerekse şuan günümüzde olsun tek bir fikirle, dikteyle yönetilemeyecek bir devlettir. Çünkü bu topraklar her zaman bir özgürlük savaşımı vermiştir. Ve bu özgürlük savaşımını bizler bugün vermeye devam ediyoruz ama ufak bir farkla özgürlük savaşımı adı altında aslında özgürce yaşayabilmenin yani insan olmanın getirdiği yaşamsal özgürlüğün savaşını veriyoruz. Bu savaş bugün kime karşı herhangi bir partiye mi? Yoksa kuruma mı? Yoksa laikliğe mi? Yoksa ülkesinde yaşayan ve yazan kalemlere mi? Yoksa inancını yaşamak için çabalarken öldürülenlere mi? Yoksa inancı yasal olarak kabul edilsin isteyenlere mi? Yoksa Atatürk’ü anlamadan ezberlerinden konuşanlara mı? Yoksa dilimi konuşamıyorum diyenlere mi? Yoksa demokrasi deyip demokratik hareketleri kınayanlara mı? Evet özgürlük savaşımı veriyoruz İşte bu yüzden her an sormalıyız kendimize “Biz Ne Zaman Anladık ki” diye.

Ortaokulda henüz yeni yeni anlamaya çabalamak için okuduğumuzun farkında olmaya başladığım yıllarda,  çok sevdiğim ve bu çabalama güdüsünün farkındalığını bana anlatan bir Türkçe öğretmenimin şöyle dediğini hatırlıyorum “Hayatta karşınıza siyah fikirler veya beyaz fikirler çıkabilir ama siz, gerçekten kendi fikrinizi oluşturmak istiyorsanız siyahI veya beyazı değil,  griyi elde etmeye çalışın”. Tabi o kadar kolay olmuyor bunu elde etmek işte bunun zorluğunu bu özgürlük savaşımını verirken anlıyor insan ben neyi anladım diyor ve İşte bu yüzden her an sormalıyız kendimize “Biz Ne Zaman Anladık ki” diye.

Biz ne zaman anladık veya biz ne zaman anlarız bilmiyorum ama ne iktidar ne muhalefet ne de bir siyasi parti çok önemli bir savaşım var bugün içimizde 29 Ocak 2011 tarihinde Ali Sirmen köşesinde şunları yazdı “Dayatma geldi cihane. İçki, alkol bahane iktidarın kendi yasam biçimini zorla kabul ettirmek istemesi ile yargıyı tümüyle denetime alma girişimleri arasında özde bir farklılık yok. Her ikisine karsı mücadelede aynı anlamı taşıyor. Özgürlükler için savaşım…”

Anlamaya çalışmalı insanlar birbirlerini, çünkü herkesin isteği yaşamaktır; İnsanca, özgürce, düşüncesini, dinini, cinsiyetini, kendisini, ifade şeklini saklamadan yaşamaktır İfade şeklimiz başkası için bir özgürlük savaşımı oluşturmamalıdır. Çünkü hepimiz anlamaya çalışıyoruz kendimizi, birbirimizi. Ve İşte bu yüzden her an sormalıyız kendimize “Biz Ne Zaman Anladık ki” diye…

Merve DÖNERÇARK