“Globalleşme devletin iktidarsızlığı anlamına gelmiyor. Devlet hakim güçlerin lehine olacak şekilde sosyal fonksiyonlarından sıyrılıyor ve demokratik hakları tırpanlıyor”
Rus Ekonomist Ve Muhalif: Barış Kagarlitsy
“Bana göre itiraf etmem gerekirse, ülkeler, dünya hakimiyetine yönelik büyük bir oyunun oynandığı satranç tahtasının üzerindeki piyonlardan başka bir şey değildir.”
Hindistan Genel Valisi: Lord Curzon
“Dünya zenginliğinin yüzde ellisi elimizde olmasına rağmen dünya nüfusunun sadece yüzde 6.3 ünü oluşturuyoruz. Bu durumda önümüzdeki dönemde asil görevimiz bu eşitsizlik tablosunun devamını sağlamak olacaktır. Bunu yapmak için duygusallıktan tamamen feragat etmeliyiz. İnsan hakları, yaşam standartları ve demokratikleşmenin genişletilmesi gibi konulara kafa yormayı bırakmalıyız.”
George Kennan
(Amerika Strateji Uzmanı)
“Mcdonalds F-15 savaş uçaklarını üreten Mcdonnel Dougles olmadan bu kadar ilerleyemez”
Kaynak: Dünyanın Yeni Efendileri
“Tanrı adına yağmalayarak, katlederek iki yüz yıl Kutsal Topraklarda kaldılar. Müslüman Dünya’nın kalbine Batı’nın bu barbar istilası uzun bir yozlaşmışlık ve cehalet döneminin başlangıcıdır.
Amin Maalouf
Cezayir’deki “Strateji Ve Güvenlik Araştırmalar Merkezi’nde” düzenlenen konferasta bir general:
Sponsor Bağlantılar
“Magrip bu gün eski sömürgeci güçlerin halklarını özgürleştirmek bahanesiyle bölgeye dönüşlerine sahne oluyor. Bir zamanlar batı bizi medenileştirmek için işgal ettiğini söylüyordu. Bugün ise diktatörlerden kurtarmak bahanesiyle mahvediyorlar. Batılılar bize yani Araplara karşı tuhaf bir mantık yürütüyor. Sizi yeniden inşa etmek için yıkıyoruz. Bir Amerikalı subay gazetelerin önünde itiraf etti: 2001 yılında İslam Coğrafyasıyla planlar hazırladık. Bu plan yedi ülkenin yeniden yapılandırılmasıdır, ABD’nin koruması altına girmesini hedefliyor. Bu ülkeler Lübnan, Suriye, Irak, Somali, Sudan Libya, İran.”
“Hiçbir yurttaş başka bir yurttaşı satın alabilecek kadar varlıklı ve kendini satmak zorunda kalacak kadar da yoksul olmamalıdır.”
Ahmet Taner Kışlalı
“İnsanlar kendi ulusal topraklarında kurtulamayacakları bu yoksulluğa karşı başka güçlerin altında yer arıyorlar. Hükümet başka ülkelerden para gelmesi için, onlardan bir mal gibi yararlanıyor. Devlet bizzat kendini , bağımsızlığını da satıyor. Bir başka ülkenin eyaleti ve her türlü amaç için kullanacağı bir alet olma pahasına ona sürekli olarak borçlanıyor. Burada, bir hastalığın daha ağır bir hastalık ile tedavi edildiği önüne geçilemez bir süreç söz konusudur”
Fıchte