Mainz, 21.05.2012
 
Söz medeniyetimizin dağarcιğιmιza hediye ettiği güzel vecizelerden biri de „Et kokarsa tuzlanιr, peki ya tuz kokarsa!“ ifadesidir. Vicdanlι bir insan olarak bu ülkede 3 temmuz tarihinden bu yana yaşanmakta olan hadiseleri kabullenmek gerçekten zor.Eskiden benzer olaylar oluyordu, belki daha ileri olaylar oluyordu ve o zamanlar burasι Türkiye, „burada en rahat en olmaz denilen şeyler olur“ diye bir anlamda ironi yapιyorduk. Ancak son 10 yιl içinde ülkemizde meydana gelen baş döndürücü „değişim ve gelişim“ bir daha böyle banal ve hukuk dιşι olaylar olmaz diye bir hayli umutlanmιştιk. Fakat öyle olmadι. Hükumetin kararlι tutumundan cesaret alan yürekli savcιlar elindeki gücü hukuksuzluk yoluyla kullanma girişiminde bulunan ve bunu kendilerinde tabii hak olarak gören darbe severlerden tutun da saha yerine „masa ve kasa başιnda“ top oynamaya kalkιşanlara kadar hemen her kanunsuzluğu adalet önüne çιkarmaya karar verdi. Darbeseverlerin yargιlanmasι ülkede çok ciddi rahatsιzlιğa yol açtι. Bir anda ülkenin bütün „laikçileri“ ağlaşmaya başladιlar. Cadι avι yapιlιyor, iktidar askerlerden ve laik kesimden intikam almak için bu davalarι gündeme getiriyor. Bunu yaparken de hemen her kurumu ele geçirmiş(!) olan cemaatin kadrolarιnι istihdam ediyor. Savcιlar, hakimler ve polis tamamen „cemaatin“ kontrolünde(!) olduğu için iktidar bu davalarιn peşini bιrakmιyor. Özel yetkili savcιlιk ve mahkemeler kanalιyla ülkenin beyazlarιndan intikam alιnιyor. Son olarak cemaat ele geçirdiği kurumlar yetmezmiş gibi şimdi de futbola el atmιş. 25 milyon taraftarι bulunan(kuyruklu yalan, hiç bir bilimsel temeli yok. Kerâmeti kendinden menkul bazι aklι evvellerin uydurduğu bir zιrva…) ve ülkenin en büyük kulübü değil „Atatürk`ün izinde“ kendine has „özel bir cumhuriyet“ olan takιmι ele geçirmeye karar vermiş ve düğmeye basιp ilgili cumhuriyetin başιnι kodese göndermiş.

Sponsor Bağlantılar

Darbeseverler kendilerini savunurken ilgili belgeleri kendi bilgisayarlarιna ve evlerine hatta askeriyenin kozmik odalarιna cemaatin yerleştirdiğini ileri sürecek kadar pervasιz bir tavιr takιnmιşlardι. Şike davasιndan şeytana bile pabucu ters giydirecek bin-bir türlü „katakulli“ ile yιrtan malum takιm şimdi kodesten yeniden seçilen başkanιnι kurtarmak için habire Atatürk büstü üretimine hιz veriyorlar. Adam mapus damιnda iken bile öylesine bir gücün sahibi konumunda ki hayretler içinde kalmamak mümkün değil. Medya da bulunan tetikçileri sayesinde neredeyse büyük bir „korku imparatoluğu“ kurmuş. Hemen herkes bu adamι ya seviyor ya da şerrinden çekinerek seviyor „muş“ gibi yapιyor. Bu malum takιmιn çok güçlü olduğu noktasιnda kimsenin bir kuşkusu zaten yok. Zaten bu konrolsüz güç sayesinde her hukusuzluğun altιndan bu takιm yahut bu takιmιn yöneticileri çιkιyor.

Meselâ bu malum takιm deplasmanda bir takιmι mutlaka yenmek zorunda ise ve rakip şike yada teşvik kabul etmeyecek asalet ve dirayette bir takιm ise o zaman tetikçilerini bir hafta önceden harekete geçiriyor ve o şehrin sadece takιmιnιn değil „halkιnιn üzerine de adeta bir kabus gibi“ çöküyor. Günlerce yapιlan yalan ve uydurma haberler ile hemen herkes tahrik ediliyor yetmez düşüncesiyle civar şehirlerden „paralι magandalar“ vasιtasιyla olaylar tertip edip sadece o maç için istediği sonucu değil sonrasι ile ilgili de bir dünya kazanιm elde ediyor. Medya da bulunan bu „sahibinin sesi“ tetikçiler „koro“ halinde malum takιmιn ne kadar mazlum ve mağdur olduğunu rakiplerin ise hepsinin „hain“ derecesinde gafil olduklarι anlatιlιyor, Kadιköy de çιkan olaylarιn sorumlusunun rakipler olduğu ve hatta polis olduğu ileri sürülüyor. Kendisini „yarι tanrι“ mesabesinde gören biri için organize polis, savcι ve hakimlerin ortak bir operasyon düzenleyip, önce „tapelerde“ konuşmasι sağlanιyor ve sonra ilgili takιmι ele geçirmek isteyen cemaat düğmeye basιyor. Koca koca adamlar ekranlara çιkιp bunu fikir diye ileri sürebiliyorlar. Karşιlarιna sağlam bir argüman çιkarιldιğιnda ise efendim kamuoyundaki „algι“ böyle deyip yιrtmaya çabalιyorlar. Önce aylarca yayιn yap sonra da algι böyle de. Kamuoyu sizin tapulu araziniz mi ki böyle kuyruklu yalanlar sallιyorsunuz kimse diyemiyor bu güçperestlere…

Bütün bunlar zihinleri bulandιrmak için tezgahlanmιş „canbaza bak“ oyunundan ibarettir. Böyle bir algι lakιrdιsι da Atatürk büstü imalatι da tamamen „kιlιf“ tan ibarettir.

Futbolda kirli işlerin döndüğü 40 senedir söylenip durur. Meğerse bunlarιn tamamι dedikodudan ibaretmiş. Baksanιza „işaretle ve icazetle“ yönetime gelen başkan galataraylι futbolcuya kupayι ha ki karşιdan atarak kaçarken bir kaç gün sonra bir başka kupayι kendisini oraya taşιyan kuvvete borcunu ödercesine „alkιşlayarak“ ve büyük bir sevinç narasι atarak teslim ediyor. Ülkemiz ne günlere kalmιş, futbol ne hallere düşmüş. Koskoca Türkiye`de federasyon başkanι olarak bula bula bulduğumuz adama bir bakιn hele. Beşiktaşι iflasιn eşiğine getirmiş bununla da kalmamιş „evrakta sahtekârlιk“ suçundan yargιlanmakta olan birini sιrf o malum takιma „seranat“ yaptι diye federasyon başkanι yapmιşιz. Biz bize benzeriz ya bu işi de böylece arkadan dolaşarak hallettik. Polis, savcι ve hakimler suçlu dahasι „cemaat“ suçlu. Malum takιm ve yöneticileri ise tertemiz ve mağdurlar. Peki ya UEFA bu „alicengiz „oyunlarιnι yutmazsa ne olacak. Yutmazsa yutmasιn, onlarιn da cemaatin „diyalog“ girişiminin tesirinde kaldιğιnι söyleriz. Olmadι zaten Atatürkün batι ülkeleri ile milli mücadelede savaştιğιnι hatιrlatιrιz, o zaman hadi birisi ağzιnι açsιn bakalιm.

Onu bunu bilmem Türkiyemizde malesef futbolda „tuz“ kokmuştur. Hapishanede olmasιna rağmen bir adam tarafιndan Türk futbolu bloke edilmiş ve hatta „esir“ alιnmιştιr. Malum takιm takιmlardan biri değil, cumhuriyettir, dahasι Türkiye Cumhuriyetidir ve hatta yarι tanrι dιr. O ne derse o olur, gerisi teferruattιr. Bu traji-komik durumu çok iyi özetleyebileceğini düşündüğümüz bir ibretlik hikâye ile bitirelim:

Şeytanlarιn başι emrindeki avânelerine bir futbol turnuvasι düzenlenmesi için talimat vermiş. Büyük şeytan çok güçlü bir takιm kurmuş ve turnuvanιn sonuna yaklaşιnca işin riske gireceğini görünce basmιş yaygarayι ve ekâbiriyetini rakiplerinin gözünün içine sokarak turnuvayι çeşitli entriklar sayesinde kazanmιş. Tabi büyük şeytan kendi avanesinde rakip bulamayιnca insanoğlu ile turnuva yapιlmasι talimatιnι vermiş. Görevli şeytanlar bir takιm listesi çιkarιp, tarihleri ve statlarι belirledikleri fikstürü büyük şeytana sunmuşlar. Listeyi büyük bir dikkatle inceleyen büyük şeytan fikstürde o malum takιmιn (temiz satιrlarι kirletmemek adιna o takιmιn adι yazιlmamaktadιr) adιnι görünce „biz buradan kesinlikle netice alamayιz“ diyerek turnuvayι iptal ettirmiş.

Bilmem anlatabildim mi?

Baki Selam ve Saygιlarιmla. />
Ömer Erdem
Mainz/Almanya