Saldırı haberinin ilk duyulduğu andan itibaren, Başta Başbakanımız Tayyip ERDOĞAN ve Dışişleri Bakanı Ahmet DAVUTOĞLU olmak üzere yoğun bir diplomasi trafiği yaşandı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 1 saat içerisinde acil toplantıya çağrıldı. Güvenlik Konseyinde DAVUTOĞLU’nun sert ve etkin konuşmasından sonra ilk defa İsrail’in kınanmasının da dahil olduğu kararlar çıkartıldı. Başbakanımızın gerek Şili’de gerekse T.B.M.M’de grup konuşmasında yapmış son derece sert konuşması uluslararası arena da beklediği etkiyi yapsa da içerde ki muhalefetçe etkisiz bulunuldu. Muhalefet partileri ağız birliği etmişcesine izlenen diplomasi politikasını yerden yere vurarak, atılan her adımı eleştirdi ama sadece eleştirdi. Alternatif bir stratejiden hiç bahsetmediler. Vatan , millet, Sakarya deyip , her hangi bir karşı tez geliştirmeden halkımızın hassas duygularını ön plana çıkarıp galeyena getirebilme amacına yöneldiler. Meydana gelen bu üzücü hadiselerin, üzerimizde oynanılması için dizayn edilmiş bir oyun olduğunu fark edemeyip, oyunu hazırlayanların tuzağına düştüler. Ak Parti iktidarının etkin dış politika anlayışının, birkaç ülke önderliğinde, alışılagelmiş dünya düzeninin tekerine çomak soktuğunu fark edemediler bir türlü. İktidar olabilme hırsı gözlerinde perde oluşturduğundan meseleyi idrakten maalesef yoksun kaldılar. Türk dış politikasının bu kadar etkin olduğu bir dönemi hatırlayan varsa lütfen beri gelsin. Ak Parti’yi sevmiyor olmanız gerçekleri görmenize asla mani olmamalı.
Başbakan’ın tüm dünyada merakla beklenen konuşmasında kullandığı cümlelere dikkat edelim. İsrail halkını ya da devletini değil de koalisyon hükümetini sert bir şekilde itham etmesi çok önemli bir ayrıntıydı. Türkiye’nin anti-semitizme yani Yahudi düşmanlığına karşı olduğunu, İsrail Halkı’nın büyük çoğunluğunun da mevcut koalisyon iktidarının politikalarını benimsemediğini söyleyerek, bu iktidar anlayışının kendilerini dünyada yalnızlığa sürüklediğini belirterek çok akılcı yaklaşım sergiledi. İsrail basınının bir kısmının da hükümetlerinin izlediği politika anlayışını yerden yere vurması Başbakanımızı haklı çıkarıyor. Haaretz gazetesi yazarlarından Yossi SARİD “kabine de 7 aptal” başlıklı yazısında bu operasyona burunların ucunu göremeyen yedi bakanın neden olduğunu yazarak, başta Netanyahu ve Barak olmak üzere koalisyon hükümetini en ağır şekilde eleştirmesi ve Türkiye ile karşı karşıya gelinmesini büyük bir basiretsizlik olarak değerlendirmesi ilginçti. Türk-Yahudi Cemaati’nin yapmış olduğu açıklamada bu katliamı kınaması önemli bir ayrıntıydı.
Dünyaya kanıksattırdığımız bu saygıyı, olaylar karşısında anlık fevri düşünceler yerine akılcı ve sağduyuyla yaklaşarak devam ettirmeliyiz. Aksi davranışlar tamiri imkansız durumlar ortaya çıkarabilir. Bundan dolayıdır ki Mehmetçik’in Ortadoğu’da işi yok.
Tüm bunlardan sonra, vakti zamanında tonlarca altın teklif edilmesine karşın, Yahudilere Ortadoğu’da bir karış Osmanlı toprağı vermeyen lakin ne acıdır ki 31 Mart vak’asında tahtan indirilme tebliğini intikam alınırcasına, aşağılık bir şekilde toprak vermediği iki yahudiden alan, kimileri tarafından hayasızca “kızıl sultan” lakabı takılan cennet mekan Abdulhamid Han’ı bu vesileyle rahmetle anıyorum. Allah mekanını cennet etsin.
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
Herkes istediğini okur,tabiki karışamayız.Siz yazılanları anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz.Ama o bahsi geçen medyayı takip edenlere, oh Türkiye refaha erdi,hiçbir sorun yok hamd olsun.Tek sorun ETÖ, ETÖ ne? Daha yargılamanın sonucu bile yok ama ETÖ, Ergenekon Terör Örgütü.Tek sorun bu.Ta % 15 lere getirdikleri işsizlik,yo durun önce ETÖ…
Önce tarımı bitirip sonra buğdaydan mısıra kadar ithlata çıkılması,yo durun önce ETÖ.
Yav peki, çocuğunun dershane parasını ödeyemeyince intihar eden ane ve binlerce dert,sıkıntı, yo durun önce ETÖ.
Obama Başbakan’dan randevu istemiş.He yani Başbakan hep kendisini aratır ve işi olduğunda ayağına çağırır değil mi Obama’yı?Öyle bir dik duruş,Alah’ım bozmasın.
İsrail’i onların kınadığı gibi benim küçük kardeşimde kınıyor.Dün İsrail’i kınama ortak meclis deklerasyonuna verdikleri itiraz dilekçesini büyük bir yaygara kopar diye son anda geri çektikleri de mi yalan?
O bahsi geçen medya buna yer verdi mi?Vermez.Veremez.Çünkü oradan besleniyor.İnsanların aklında Akp hakında soru işareti oluşturmaması lazım.
Ama ne diyelim?Başbakanın tabiriyle; gözleriniz var görmüyorsunuz,kulaklarınız var duymuyorsunuz.
Ben Miliyetçi partileri destekledim,şimdi Anayasa’da evet diyorum dediniz ya, işte sizden tek tük var ki dediğiniz doğruysa.
Ama ben ve çevremde görüştüğüm herkes Akp’ye verdiğimiz oyun vicdan azabı ile kıvranıyoruz.İnsanlar yanımızda sövüp sayınca bizde üstümüze alıyoruz.
Bunun için darbe Anayasa’sına hayır sloganı ile oluşturulan dayatma faşizan sivil darbe Anayasa’sına bizlerde HAYIR diyoruz.
Yani vekiliği düştüğü zaman değiştirdiği ve atatığı mahkeme üyelerinin kendisini Yüce Divan’da aklaması için temeleri şimdiden atan Recep Tayip ERDOĞAN’ ın tuzağına düşmeyeceğiz.
Darbecileri yargılamayı samimi olarak isteseydi 8 yılın sonunda girişmezdi bu işe.Neden bu yıl?Çünkü 30 yılık yargılama süre aşımı doldu.Onları yargılayamazlar.Yargılamazlarda.Çünkü onlar da 12 Eylül ihtilalinin ıklarından zulüm çektirdiklerinden değil, beslediklerindendir.Besleyip piyasaya saldıklarındandır.
Ve kendisi ve yiyici takımına da hem bu hem öteki dünyada HAKIMIZI HELAL ETMİYORUZ.
Burada olmazsa Cenab-ı Alah, öteki tarafta hesabını sorar elbet.İnancım sonsuz.
Düne kadar İmf’den 1 milyar dolar alabilmek için kapı kapı dolaşıp yalvaran, amerikan başkanı masa üzerinde oturuken karşısında el pençe divan duran, yazarkasaların havalarda uçuştuğu, darbe tehditleri karşısında sus pus olan, hastane ve ilaç kuyruklarının hat safhada olduğu( kendimden biliyorum 4 sat ilaç kuyruğu beklemiştim) bir zihniyetin yerine, imf ile hesabına gelmediği için tüm hesapları donduran, yabancı devletlerde dik durarark eğilmeyen, demokrasi dışı planları gün ışığına çıkararak başlamadan son veren, tüm hastaneleri ve eczaneleri rahatlıkla kulanmamıza yol açan zihniyetin gelmesi herhalde fazla söze gerek bırakmıyor. insanları yok zaman okuyor, yok vakit okuyor diye yaftalamak başlı başına bir sorun zaten. o dediğiniz yayın kuruluşları da bu ülkenin içinde legal olarak hizmet veriyor. insanların cumhuriyet, miliyet, hüriyet okuyup istediği kanalı izleme özgürlüğü olduğu gibi karşı görüşteki yayınları takip etme özgürlüğü de var. insanları görüşünden dolayı yaftalamaktan, yargılamaktan vazgeçin artık. bu zihniyet bu ülkeye başbakan’nını idam etirdi. ben Recep Tayip ERDOĞAN liderliğindeki oluşumu sonuna kadar destekliyor ve güveniyorum. Türkiye asla eski Türkiye değil. Şimdiye kadar hangi batı ülkesi İsrail’i kınamayı bırakın eleştirme cesaretini dahi gösterebildi. elbete kınama o insanlarımızı geri getirmez, ama sürdürülen diplomasi ve etkin dış politikayla taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. Yakında hep birlikte yaşayıp göreceğiz. “Herkes susa, gözünü yumsa, sırtını dönse bile, biz Türkiye olarak Filistin’e, Gaze’ye sırtımızı dönmeyeceğiz, gözümüzü yumayacağız.” Bu arada sayın Başbakan Başkan Obama’yı aramamıştır, Başkan Obama görüşmek için randevu istemiştir. artık bu klişe basit laflardan vazgeçin, Başbakanın dediği gibi “dostluğumuz ne kadar kıymetliyse, düşmanlığımız da o kadar şidetlidir” dünyanın gözünde bu seviyeye gelmiş bir ülkenin vatandaşı olmaktan gurur diyorum. Eski pısırık, kabuğuna çekilmiş politikalardan ve politikacılardan kurtulduğumuz için şükrediyorum. bu yazdıklarımdan sonra AKP’li olduğumu düşünebilirsiniz ama şimdiye kadar AKP’ye oy vermedim, Miliyetçi partiler tercihim oldu ama bu yaşananlardan sonra Referanduma da evet diyorum, oyumu da Ak partiye veriyorum. Yazdığınız güzel yazıdan dolayı sizi tebrik ediyor , başarılarınızın devamını diliyorum sayın Faruk ÖNALAN dediğiniz üzere ALAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
Faruk Bey, Ak Parti’yi sevmiyor olmanız gerçekleri görmenize asla mani olmamalı diyorsunuzya,asıl sizin AKP aşığı olmanız gerçekleri görmenize asla mani olmamalı.
Artık gerçekleri görün. Başbakan ve diğerleri sert açıklama yaptı da ne oldu?Önemli olan laf değil,icrat.Bugün neredeyse Akp’nin itiraz dilekçesi üzerine ortak kınama Meclis’ten geçmiyordu.Sebep;İsrail’i resmi olarak kınama madesi var.Ama bir baktılar bu işin altından kalkamayacaklar,gönüleri el vermese de dilekçeyi geri çektiler.Yalan mı?
Davos’ta da “One Minute” şovu yapmıştı ama on gün sonra mayınlı arazileri 49 yılığına İsrail’e vermek için ortalığı ayağa kaldırdı. O esip gürlemeler tamamen gündelik şovlardan ibaret.
Ağabeyinizin ve sizin AKP ‘ den siyaset yapma planlarınız olabilir, saygı duyarız ama biraz olsun gerçekleri görün.
Her başı sıkıştığında, diyecek sözü,değiştirecek gündemi kalmadığında ABD’ye gidip Obama’dan akıl alan Recep Tayip ERDOĞAN değil de ben miyim?
Olaydan sonra hemen telefona sarılıp Obama ağabeyini arayıp ne yapayım.Ne diyeyim diye sormadı mı?
Muhalefet, sadece eleştiriyor,öneri yok demişsiniz.
Galiba sadece STV izleyip, Zaman Gazetesi okuyorsunuz…
Açın da bir bakın kim ne öneride bulunmuş.