Günümüzde iletişim araçlarının yaygınlaşması, ulaşım araçları vasıtasıyla mesafelerin kısalması ve iş alanındaki gelişmelerden dolayı ikinci bir yabancı dil zorunlu hale gelmiştir. Hatta bir çok firma en az iki yabancı dil bilen personel çalıştırma taraftarı. İş ilanlarına başvuru yapan gençlerin okulda almış oldukları yabancı dil eğitimi, şirketler açısından yeterli görülmemekte ve yurtdışında eğitim alan kişiler öncelikli tercih sebebi olmaktadır.
Türkiyede ki dil eğitimi konusundaki yetersizliklerden ötürü gençlerimiz maalesef ileri düzeyde dil eğitimi alamamaktadır. Bu sebepten, dil konusunda tecrübeleri olmadıkları için gençlerimiz hem sosyal hayatta hem de iş hayatında pasif kalmaktadırlar. Diğer bir konu ise Türkiye’de okullarda alınan yabancı dil eğitiminin % 98.4′ ünü İngilizce, % 1.4′ ünü ise Almanca ve Fransızca oluşturmaktadır. Bu tek dilin ağırlıkta olması; diğer ülkeler ile hem iletişim hem de ticari ilişkiler açısından bizi önemli ölçüde geride bıraktığını söyleyebiliriz. Şöyle ki; dış ilişkiler konularında bir ülkenin dilini bilerek hareket etmek o ülkeye verilen önemi göstermektedir ve bu ikili ilişkiler açısından kesinlikle önemli bir etkendir. Dilini bildiğiniz bir ülkenin iç ve dış siyasetini çok iyi yorumlama, ekonomi ve askeri alandaki gelişmeleri yakından takip edebilme kabiliyetine sahip olabilirsiniz. Bu yaklaşım da bizi bir adım ileriye taşımaya vesile olacaktır.
Dil öğrenmenin asıl yolu O dilin konuşulduğu asli vatanında pratik yaparak öğrenmektir. Yabancı bir ülkede yapılacak olan 1 yıllık pratik, ülkemizde alınan 5 yıllık eğitimden daha etkilidir. Ülkemizin yabancı dil bilen personel ihtiyacı tespit edilmeli ve bu doğrultuda personel yetiştirilmeli. Örneğin ülkemizin almanca bilen 50 personel ihtiyacı varsa ona göre çalışma yapılmalı ve bu kişiler yabancı dil eğitimlerini Almanya’da almalı ve dil konusunda eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkemizde değerlendirilmeli. Almanca bilen kim var denildiğinde herkes bu kişilere rahatlıkla ulaşabilmeli ve bu kişiler de dile vakıf olduklarından gönül rahatlığı ile işlerini yapabilmeliler.
Alanında yetişmiş ve yurt dışında eğitimini tamamlamış bir kişinin aynı zamanda ülke ekonomisine katkısı büyük olacaktır. Bir kişinin ilköğretimden üniversite bitimine kadar alacağı yabancı dil eğitimi için öğretmen, kitap ve daha bir çok kaynak ihtiyacı bulunmaktadır. Eğer sınırlandırma yapılırsa bu ihtiyaç azami derecede azalacaktır. Aynı zamanda basılan okul ve test kitapları sayısında da azalma olacaktır ve bu da kağıt israfını bu alanda ortadan kaldıracaktır.
Sonuç olarak gençlerimizi geleceğe hazırladığımız şu zamanda onlara yapılabilecek en büyük iyiliklerden biri de dil alanında etkili kararlar alarak onlara katkı sağlamaktır. Her gencin yetersiz düzeyde dil bilmesinden ziyade, ana dil seviyesinde dil bilip sayıca az olması daha evlâdır. Dil eğitimi kesinlikle şart…
Zeyn K.