Konserve kutusu gibi şehir: Kowloon Walled City

Bu ‘içi dolu fıçıcık’ yerde yaşayanlar, 30 katlı binalarda tıkılıp kalmıştı.

Bir zamanlar dünyada nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu yerin burası olduğu düşünülüyordu.

Sponsor Bağlantılar

Kanadalı fotoğrafçı Greg Girar ise Ian Lamboth ile birlikte beş yılını, orada yaşayanlarla yakın ilişkiler kurabilmek için harcamış ve o sırada da bu kareleri çekmişti.

1993’te yıkılan Kowloon Walled City’de o dönemde tam 33 bin hane vardı.

Sadece kalabalık oluşu değil; Kowloon genelevleri, casino’ları, kokain ve afyon satıcılarıyla da ünlüydü.

Kowloon köpek eti servis eden yiyecek bölümleri, hastalarına uyguladığı yanlış tedaviden hiçbir cezai sorumluluk üstlenmeyen diş doktorlarıyla doluydu.

Kowloon’un çocukları, oyun oynamak için sokakları değil çatıları tercih ediyordu. Çünkü en rahat nefes alabildikleri yer çatılardı.

Aslında Çin’e ait bir askeri kale olan Kowloon Walled City, Hong Kong topraklarının hemen bitişiğindeydi fakat burası daha sonraları tartışmalı bölge haline gelmişti. 2. Dünya Savaşı yıllarında Japonya’nın Hong Kong’u işgal etmesiyle Kowloon’un nüfusu önlenemez bir şekilde arttı.

Çin’in de İngiltere’nin de sorumluluğunu almak istemediği kent, ölçüsüz bir şekilde yoğunlaştı. 1987 yılında Hong Kong yönetimi şehrin yıkımına kara verdi ancak mahkeme süreci nedeniyle yıkıma ancak Mart 1993’te başlanabildi ve Nisan 1994’te tamamlandı. Kowloon halkı, o dönemde yıkıma karşı çıkarak o koşullarda yaşamaktan mutlu olduklarını söylemişlerdi. Ancak Hong Kong hükümeti bunu dinlemedi.

Daha sonra 1995 Aralık ayında aynı yerde Kowloon Şehir Parkı açıldı. Burada, eski şehirden kalma bazı yapılar hâlâ muhafaza ediliyor.

***

Kowloon Walled City’i görünce nedense aklıma İstanbul geldi. O kadar benziyorlar ki birbirlerine, keşke kardeş şehir olsalardı.

Kowloon ölçüsüz bir şekilde yoğunlaşmış. Nasıl? Kim yoğunlaştırmış? Hangi kanunlarla? Hangi yöntemlerle? Emin olun araştırılsın İstanbul’un bugün Kowloon’dan biraz daha az yoğun olmasındaki ve böyle giderse daha da yoğun olacak olmasındaki yöntem, kanun ve sorumlular benzeşir. Gözüaç ve gözüaçık müteahhit bir arsa buluyor. Hemen imar tadilatı istiyor. Beceremezse İstanbul’da yaşamayan, İstanbulluların kendisine bu konuda yetki vermediği büyük siyasetçi işi Ankara’dan çözüyor. Müteahhit ve siyasetçi eliyle İstanbul’u kowloonlaştırmaya devam.

Özellikle Kowloon halkı ucube şehirlerinin yıkılmasına karşı çıkmışlar. O koşullarda yaşamaktan mutlularmış çünkü. İstanbul halkına göre de insanların apartman denen beton uyku kutularına tıkılması bir gerekliliktir. Alternatifi olmayan bir yaşam biçimi. Otuzuncu kata tıkıl ve balkondaki yeşilliğe bak. Kendini de farklı, üstün ve mutlu hisset üstelik.

Kowloon’da çocuklar çatılarda oynarmış çünkü en rahat hava alabildikleri yer orasıymış. İstanbul için de bu rüyanın gerçek olmasına az kaldı. Güvenle oynayabilecekleri park yok, spor alanı yok. Kaderleri Kowloon çocuklarıyla aynı olacak…

İstanbul’a bir park açalım. Eski İstanbul evlerinden bir tane koyalım. Bir de müteahhit ve siyasetçi heykeli dikelim. Şöyle yazalım parkın girişine: Bu evde yaşayamıyorsanız bu ikisi yüzündendir.