Kayıtçılar sıraya diye bir çığlık duyuldu. Herkes sıraya geçti ve sustu çünkü kayıtçı denetçisi gürültüden hoşlanmıyordu. Geçenlerde gürültü yapan kayıtçılardan bazılarının içeri girmesini engellemiş ve siz sonra, bay müdür geldiğinde uğrayın demişti. Bay denetçi sıraya geçen kayıtçıları şöyle bir göz ucuyla süzdü. Tam bir otorite sağladığını anlayınca kredi kartlarınızı hazırlayın, itiraz etmeyin ve nazik olun diye uyardı herkesi.

Sponsor Bağlantılar

Kayıtçılar sabahın dördünde sıraya geçmişler ve ön sıralardan yer kapmaya çalışmışlardı. Sıranın arkasında kalanlar şanslarının az olduğunu bilseler de sorunu parayla halledebileceklerini düşünüyorlardı. Para kayıtçılıkta çok önemli bir unsurdu çünkü. Sıra kıpırdadı ve kafile sessizce içeri doğru harekete geçti. Büyük giriş kapısına gelindiğinde durdu. Herkes elini cebine attı ve geçiş parasını hazırladı. Parayı  bay toplayıcı topluyordu ve aldığı parayı elindeki torbaya atıyordu. Bu arada parayı verip içeri giren herkes güvenlik kamerasına bakıp gülümsüyordu. Çünkü kamera bay müdürün odasına bağlıydı ve parayı gülümsemeden verenler kötü sicil alıyordu. Bunu kayıtçılar duymuştu ve taktiği biliyorlardı.

Sıranın tamamı içeri girdi ve koridorda ilerlemeye başladı. Bir kaç adım attılar ki yollarına bir görevli çıktı. Okulun armasını satıyordu ve almak mecburiydi. İtiraz eden olmadı çünkü itiraz kötü sicil demekti. Her kayıtçı armalardan aldı,hatta bazıları birkaç tane aldı. Armaları satan bay satıcı eğitim için, çocuklarınız için diyordu. Kayıtçılar kayıt yaptıramama ihtimalleri bile olsa küçücük bir ümit ışığı için her türlü fedakarlığı yapamaya hazırdı.

Kayıtçı kafilesi ilerleyişini sürdürdü. Karşılarına merdivenler çıktı. Ancak merdivenler bir kurdela ile kapatılmıştı ve geçilmez yazıyordu.Herkes nasıl yukarı kata çıkacağız diye düşünürken yanlarındaki asansör kapısı açıldı ve içinden bir asansörcü çıktı.Bay asansörcü asansöre binmenin ücretli olduğunu ve bu paraları eğitim için  kullandıklarını söyledi. Kayıtçılar beşer beşer asansöre bindiler ve parasını ödediler. Yukarı katta onları bir görevli karşıladı. Ellerine küçük bir kağıt tutuşturdu. Bu alınacak malzemelerin listesiydi. Şimdi herkes bu kadar yolu boşuna geldiğini ve boşuna bir sürü para ödediğini düşünürken yine yanlarına bir görevli geldi. Bu, bay marketçiydi. Onları koridorun sonuna götürdü. Burada bir market vardı. Kapıda eğitim için, çocuklarınız için yazılıydı. Kayıtçılar dışarının on katı daha pahalı malzemeleri aldılar. Kimse itiraz edemedi. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik diye düşünüyorlardı.

Ellerinde malzeme çantası sıraya tekrar geçtiler ve tavandaki güvenlik kamerasına doğru gülümseyerek yürüdüler. Bay müdürün kapısına ulaştılar nihayet, herkes şükrediyordu. Kapıda bir numaratör vardı. Düğmesine bastılar çalışmadı. Bu esnada yanlarına bir görevli geldi ve önce kredi kartını okutmalarını sonra düğmeye basmalarını istedi. Öyle yaptılar. Sırasını alan her kayıtçının içi mutlulukla doldu. Sonunda bay müdür onları teker teker kabul etmeye başlamıştı. İçeri giren, kısa bir sürede çıkıyordu ve hiç konuşmuyordu. Kendi işini halletmenin verdiği kıskançça bir tavırdı bu.