Ey benim şanlı ecdadım bizler senin zamanında yaşayıp, senin askerin ve hizmetkarın olamadık, ama sen bize bu cennet vatanı bıraktın, senin şan ve şöhretinle biz hala gururlanmaktayız.
Önce şu gerçeğin bilinmesi gerek. Osmanlı Padişahları tahta çıkmadan önce Eyüp Sultan Hz. Huzurun da Kılıç kuşanır Kur’ana ve Resülüne bağlı kalacağına, Doğruluk , dürüstlük ve adaletle yöneteceğine dair toplum huzurunda yemin ederek başlardı.
Kanuni, babasından aldığı 6.5 milyon kilometrekarelik ülke sınırını, 46 yıllık padişahlığında sınırları toplamda 14.8 milyon kilometrekareye ulaştırdı.
Avrupa ‘Muhteşem’ dedi biz ‘Kanuni’ dediç Osmanlı’yı bir ‘kanun devleti’ haline getirdi.
Özellikle ceza ve arazi düzenlemelerinde tüm dünyada ses getiren ciddi kanunlar çıkarmıştır.
Askeri alanda yaptığı çalışmalar ve devlet adamlığındaki başarıları nedeniyle Batı, ona ‘Muhteşem Süleyman’ dedi; bizler ise ‘Kanuni’ sıfatını vermekle yetindik. Bugün Avrupa ülkelerinin çoğu eski saray ve yapıtlarında Kanuni heykelleri vardır.
İslamı yönden İmanı kuvvetliydi ibadete düşkündü
Kanuni Sultan Süleyman tarih, edebiyat ve dini bilgilerin yanında askeri alanda da yoğun bir eğitim dönemi geçirdi. Şebinkarahisar, Kefe ve Manisa’da valilik yaptı.
Bilim ve sanat onun döneminde zirve yaptı.
Çok az uyuyan, geceleri ibadetle geçiren, gündüzleri meydanlarda olan bir padişah… Ölümü de savaş meydanında olmuştur.
Dünya döndük çe de gururlanacağız. Şanlı Hünkarım Biz senin Şehzade olarak yetiştiğin Manisa de ikame etmekteyiz, senin eserlerin ve yaşadığın her günü bilebildiğimiz kadarıyla yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz.
Senede bir gün de olsa Mesir şenliklerinde seni anıyor ve sana layık bir torun olmak için senin bize bıraktıklarından, söylevlerinden ders alıp yol ve şifa buluyoruz.
Sen ki Dünya ya İslam ve Türk lük adına nice mühürler basıp seni gururla anacak birçok eserler bıraktın.
Sina çölü yolculuğun da geçen bir hikaye;
Ey Sultanım; Sen ki Sina çölüne sefere çıkarken İstanbul, Konya Karamandan geçerken tarlada sabanıyla çift süren ihtiyara selam verip karnım aç dede deyince o yaşlı dede git oğul beni oyalama şurada tencerede pilav var git ye dedi, sen benim ordum var onlarda açlar deyince onlarda yesin dedi ve o ordu o pilavdan yedi ama hala bitmemişti.
Oradan o yaşlı dedenin hayır duasını almış Sina çölünü geçmiş seferde iken kolundan yaralanmıştın.O anda bir asker senin yaranı saracak bir mendil çıkardı ve senin kanayan yarını sarmıştı.
Sefer zaferle bittikten sonra aynı yoldan Karamana gelince pilavını ve hayır duasını aldığınız o yaşlı dedenin yanına uğramıştınız da o yaşlı dede size mendili mendili deyince hemen sen o anda o yaşlı adamın sizinle beraber savaşa katıldığını anlıyorsunuz ve Yüce Allaha Dua edip, Şükür secdesi yapışınız geldi aklıma.
Ey kıskançlar Sarayda devşirilen kız çocuklarının yetiştirildiği yer de ‘harem’dir. Burada mesleki eğitim verilir; Kur’an öğreniminden, okuma yazma eğitimine, edep-adap kaidelerinden görgü kurallarına kadar birçok alanda eğitimler kurumsal eğitmenler tarafından sağlanır. 30 akçeyle ücretlenirdi. Padişahın anlatıldığı gibi bu kadınlarla yatıp kalkması demek gerçekle bağdaşmıyor. Büyük bir iftiradır. Söyleeyenler kıskançlığından söylemektedir.
Ey sultanım ne olur bizim içimizde seni anlamayan seni kıskanan sana ulaşamayanlar var. Ne olur bizi affet biz senin şanına ve büyüklüğüne leke gelmesine dayanamayız.
Bu bedenim üzerimde oldukça sana ve şanlı ecdadıma alay edenler beni ve bana benzer yüzleri bulacaklardır.
Biz sana layık bir torun olamadık. Sana layık bir torun olmadığımız gibi senin hakkın dada ileri geri konuşur ve senin adına flimler yapıp seni yüce bir hakan değil de sanki zevki sefa içinde yaşayan bir padişah olarak göstermeye cesaret gösteren sanat adına kepazelikler sunulup, yayınlayanları durduramadık.Bizi affet.Bizi sizden koparmaya çalışıyorlar…
Sultanım seni alaylı bir şekilde anmaya çalışan bu zavallılar seni ve dönemini kıskanıyorlar kıskançlığından ve sana yetişememenin acısıyla böyle davranıyorlar. Eğer o dönemde bunlar yaşamış olsalardı bırak senin yanına gelmeyi senin helalarında hizmetçi olamazlardı.
Ey yüce Sultanım Manisa dan sana fatihalar ve bolca teşekkürler yolluyoruz. Ne olur biz torunlarını affet ve bize şefaat et. Çünkü bir hak dostu şöyle demişti Osmanlı sultanlarından evliya olmayan yok demişti. Zaten Allahüteala size bu güce vermesiydi sizi seçmeseydi bu başarıları alamazdınız. Siz ki Yüce Allahın seçilmiş ve görevlendirilmiş kullarısınız. Bilmeyenlerde bunu böyle bilsin.