Ergenlik çağına girdiğim zamandan bu yana hayatımla ilgili vermiş olduğum kararlar beni hep yanlışa sevketti. Taşıdığım değerlerin, sırların ve emanetlerin farkına varamamış olmamla birlikte, ömrümüzün en güzel anları olarak nitelendirdiğimiz gençlik dönemimin yarısını hatalarla dolu bir şekilde geride bıraktım. Bunun üzüntüsünü ve pişmanlığını hala yaşıyorum.

Sponsor Bağlantılar

Babamın çocukken bize bulunduğu nasihatlar o zamanlar bizim için bir önem taşımıyordu. Çünkü daha bazı şeyleri tam olarak idrak edemiyorduk ya da kimi kandırıyorumki aslında gayet iyi anlıyorduk fakat bize çekici gelmiyordu. Bilemiyorum… Çocuktuk hayatı olması gerektiği gibi değil olmasını istediğimiz şekilde yaşamak istiyorduk.

Şimdi diyorum ki; o zamanlar belki babamın sözlerini ciddi bir şekilde dinleyip kavramış olsaydım, bugün duyduğum heyecanlar, mutluluklar çarçabuk tükenmezdi.

Ne üzücü ki hayatımın sürmesine karşın silinmemiş ve belki de hiç bir zaman kaybolmayacak izler var hala yüreğimde. Bunlarla yaşamayı öğrenmek, hayatımın eskiden olduğu gibi sürüp gimeyeceğini kabullenmekti aslında.

Bugünlerim geçmişimi özletecek kadar kötü geçiyor. Beni böyle düşünmeye iten sebep ne? Geçmişim gerçekten daha mı iyiydi ya da belki de en azından o zamanlar daha mı masumdum? Birşeyleri eksik ya da yanlış yaşadığımın farkındaydım. Maddi ya da manevi, bir insanın mutlu ve huzurlu bi yaşam sürdürebilmesi için sahip olmak isteyeceği her şey fazlasıyla vardı hayatımda. Sebep bu değildi. Sebep; yanlış olanı doğru, çirkin olanı güzel, beni aslında olduğumdan bambaşka biri gibi gösteren ve her defasında emri altında tutmayı başaran nefsimden başkası olamazdı. Ama yazık ki bu konuda kendimi sorguluyor olmam, hayatımı daha anlamlı kılmaya yardımcı olmuyor!..