Yazar: blackrose80

Almanya'nın Teknoloji Devrimi

Almanya, Porter’ın, ünlü The Competitive Advantage of Nations (1990) adlı kitabında önemle vurguladığı gibi, ekonomideki gücünü ve bugünkü refah düzeyini, prodüktiviteyi artırmadaki başarısına borçludur. Bu başarının temelinde ise Almanya’nın teknoloji alanındaki yetkinliği; üretim sistemini ve ürün profilini ileri teknolojiler bazında yenileyebilme yeteneği yatmaktadır. Bu yeteneği geliştirmek ve sürdürmek Federal Hükümet’in bilim ve teknoloji politikasının ana eksenini oluşturmaktadır. Çok açıktır ki, Almanya, teknoloji alanındaki yetkinliğini sürdürebilmenin kurumsal yapılarını kurabilmiş ve bu yapıları iyi işletebilen bir ülkedir. Almanya’nın teknoloji alanındaki kurumsal-toplumsal yapılanması 19. Yüzyıl’ın ikinci yarısına kadar uzanır. Bilindiği gibi, 19. Yüzyıl B.Britanya İmparatorluğu’nun bütün dünya pazarlarına egemen olduğu bir yüzyıldır. Almanya ise yüzyılın başlarında tarımsal üretimin egemen olduğu bir ekonomiye sahiptir. Sanayii, B.Britanya ve Fransa’nınkine göre çok cılızdır ve bu ülkelerin sanayi ürünleriyle rekabet edememektedir. O dönemin iktisatçılarından Friedrich List (1789-1846) B.Britanya’nın dünya pazarlarındaki üstünlüğünün önemli ölçüde, teknolojideki üstünlüğünden kaynaklandığı ve bu yetkinliğe erişemeyen ülkelerin B.Britanya ile rekabet edemeyecekleri görüşündedir. List, bu görüşten hareketle, sanayi ve teknolojide geride kalan ülkelerin öndekilere yetişebilmelerinin koşullarını araştırmış ve döneminin klasik iktisat öğretisine karşı geliştirdiği bir kuramla, yetişebilmenin -ve bununla eş anlamlı gördüğü, B.Britanya tekelindeki dünya teknolojisini yakalamanın- yolunu göstermiştir. List’in, bir teknoekonomi stratejisi olarak da tanımlanabilecek olan öğretisini izleyen Almanya dünya teknolojisini yakalayacak ve B.Britanya’ya yetişecektir. 19.Yüzyıl İkinci yarısında, Almanya’nın, tamamen List’in formülasyonu çerçevesinde, kendisinde olmayan ileri düzeydeki teknolojiyi öğrenip özümseyebilmek ve ekonominin ilgili etkinlik alanlarına yayarak kullanabilmek ve edindiği teknolojiyi bir üst...

Devamını Oku

Kurban Tarihçesi İle İlgili Makale

İslâm’da Kurban’ın tarihçesi, Hz. İbrahim Peygamber ile başlar. İbrahim Peygamber, oğlu İsmail’i Allah-u Teâlâ’ya Kurban etmeye nezreder. Zamanı gelince, kendisine bu ahdi hatırlatılır. O da gerekli hazırlığı yaparak, oğlunu Kurban etmek üzere, müsait bir yere götürür. Çocuğu yatırır ve bıçağı boğaz nahiyesine vurur. Fakat bıçak çocuğu kesmez. Bu esnada, Allah-u Teâlâ tarafından kendisine bir koç gönderilir. Bu koçu keserse, oğlunun yerine kabul edileceği bildirilir. Bunun üzerine Hz. İbrahim, kendisine gönderilen koçu keser ve ileride Peygamber olacak olan oğlu İsmail kesilmekten kurtulur. Bu kısa nakil; Kurban’ın tarihçesinin birtakım önermelerden teşekkül ettiği hususunu ihtar eder. Bundan sonra artık bizim yapacağımız tek iş, buradaki “Esas Önermeler”i tesbit etmek ve bunların yanısıra “Yardımcı Önermeler”den destek alarak “Yeni Önermeler” bütünüyle yorumlarımızı derinleştirmek olacaktır. -Hz. İbrahim, oğlu İsmail’i Allah-u Teâlâ’ya kurban etmeye nezreder. -Bir koç gönderilir.-Bu koçu, Allah gönderir.-Bu koçun kurban edilmesi, İsmail’i kurban edilmekten kurtarır.   İlk önermede, “Hz. İbrahim oğlunu Allah-u Teâlâ’ya kurban etmeye nezreder.” Hz. İbrahim, peygamberdir. Peygamber olması hasebiyle, Allah’ın yardımına mazhar olmuş ve kan dökmek gibi beşerî vasıflardan kurtulmuş bulu&’ması icab eder. Fakat gerçek böyle olmamıştır. Hz. İbrahim, oğlunu kurban etmek istemiştir. Bu husus, bizleri şu noktada ikaz eder: Bir kimse, peygamber de olsa, beşerî vasıflar onda mevcut kalacaktır. Ancak bu iç-güdü, Hz. İbrahim’de, ulvî bir gayeye yönelmiş olarak tecellî etmiştir. Fakat sonuç yine aynıdır: “Kan ve Ölüm”.   Bu gerçek, bizleri şu noktaya götürür: İnsanlarda değişik miktarlarda bulunan kan...

Devamını Oku

Türkiye'de Savunma Sanayii ve Sorunları

Türkiyede Savunma Sanayii ve Sorunları   Türkiye’nin savunma sanayii altyapısı kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar olmak üzere iki grup halinde sınıflandırılabilir. Kamu kuruluşlarına örnek olarak askeri fabrikalar ve MKEK gösterilebilir. Özel kuruluşlar da genel olarak milli kuruluşlar (ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN vb.) ve yabancı ortaklı yerli kuruluşlar (TAI, TEI, FNSS, MKAŞ, THOMSON TEKFEN, NETAŞ, SİMKO vb.) olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Son yıllarda özel kuruluşların sayısında artma olmasına rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ana sistem bazındaki ihtiyaçları, %79 gibi çok yüksek bir oranda, halen yurtdışından karşılanmaktadır. Bu oranın düşürülmesi, diğer bir ifadeyle savunma ana sistemlerinin yurtiçinde üretim payının artırılabilmesi için savunma sanayimizin gelişmesini olumsuz yönde etkileyen sorunların doğru teşhis edilmesinde ve gereken düzeltici önlemlerin bir an önce alınmasında yarar görülmektedir.   Türkiye’de milli savunma sanayinin gelişmesinde sorun olarak görülen konuların başında, uygulanmakta olan bir savunma sanayii politika ve stratejisinin bulunmaması gelmektedir. 1976 yılında Bakanlar Kurulu Kararı olarak bir “Savunma Sanayiini Geliştirme Stratejisi” yayımlanmış, ancak uygulamaya girmemiştir. Gerek tedarik ve gerekse savunma sanayiini aynı amaç ve hedeflere yönlendirebilmek için, savunma sanayii ve tedarik konularını aynı anlayışla ele alan, uygulanabilir nitelikte bir politika ve strateji dokümanına ihtiyaç duyulmaktadır.   Milli savunma sanayiinin gelişmesine olumsuz yönde etki eden bir diğer faktör ise tedarik faaliyetlerinin Ar-Ge’ye dayalı olarak yapılmamasıdır. Bu konuda ülkemizde yapılması gereken işlerin başında, ana sistem ihtiyaçlarından milli olması zorunlu olanlarla kritik özelliğe sahip olanların mutlaka Ar-Ge’ye dayalı tedarik ile milli şirketlerden karşılanmasının...

Devamını Oku

Modern Üretimde Sayısal Kontrollü Cnc Takım Tezgahları

CNC Takım Tezgahları nedir? Teknolojisi Nasıldır? Üretimde CNC Tezgah Kullanımı ve Avantajları Nelerdir?   Modern Üretimde Sayısal  Kontrollü CNC Takım Tezgahları   Modern üretimin temelini sayısal kontrollü takım tezgahları oluşturmaktadır. Türk metal işleme endüstrisinde günümüzün en yaygın ve gelişmeye en açık teknolojik yeniliği olarak değerlendirilen bilgisayar destekli sayısal kontrol CNC (Computure  Numerical Control )  tezgahlarının kullanımı araştırılmıştır. CNC teknolojisini üretim süresince adapte etmiş veya etmekte olan firmalar sektörün genelini temsil etmektedir. Bu adaptasyon öncesinde ve sonrasında işletmelerin nasıl etkilendikleri ortaya konmuştur. CNC teknolojisinin imalat sektöründe firma performansı üzerindeki çeşitli etkileri incelenmiştir.   Uygulanan yeni teknoloji adaptasyonu firmaya ne gibi avantajlar...

Devamını Oku

SolidWorks

SolidWorks, yenilikçi, bilgisayar destekli ve 3 boyutlu tasarım (3D CAD) programıdır…   SolidWorks Bilgisayar yardımı ile Tasarım, bir tasarım probleminin girdi ve çıktılarının etkileşimi olarak sağlanmasını, problemin modelinin matematiksel veri tabanına dayalı olarak geliştirilmesini, seçilen tasarım kriterine göre modelin benzeşimini içerir.   Autocad, mimar, teknisyen, haritacı gibi daha bir çok alana hitap eden bir çizim programıyken; SolidWorks özellikle makina mühendisleri ya da teknik tasarımcılara yönelik tasarlanmış bir 3D Cad programıdır.   Bilgisayar Destekli Tasarım, Mühendislik ve Üretim sürecindeki ilk adım, üretilecek parçanın bilgisayar ortamında modelleşmesidir. Geometrik modelleme basit anlamda bir nesnenin bilgisayar ortamında tasvirinin yapılmasıdır. Geometrik modelleme sistemlerini kullanarak...

Devamını Oku

Hidrolik Sistemler

HİDROLİK SİSTEMLER   Tandem Pump Endüstride insanların işlerine yarayan, işlerin yapımını sağlayan makine, takım, araç ve gereçlerin hepsinin bir sistemi, yapısı, çalışma şekli vardır. Sıkıştırılmış akışkanın enerjisinden faydalanarak iş yapmaya yarayan ünitelerin hepsine hidrolik sistemler denir. Sıkıştırılmış akışkanlardaki iş yapabilme kabiliyetine hidrolik enerji denir. Hidrolik enerji, hidrolik akışkanlardaki potansiyel enerji, hidrostatik enerji ve hidrodinamik enerjiden meydana gelmiş olup bu üç enerjinin hepsine birden hidrolik enerji denir. Vane Pump Hidrolik sistemin deposunda bulunan hidrolik akışkan pompa tarafından emilerek sisteme gönderilir. Hidrolik sistemde bulunan hidrolik devre elemanları tarafından kontrol ve yönlendirilmesi yapılan akışkan devresini tamamlayarak tekrar depoya (tanka) döner. Bu arada...

Devamını Oku

Pnömatik Tanımı ve Kapsamı

Pnömatiğin Tanımı Ve Kapsamı  Pnömatik için birçok ‘tanım olmasına rağmen herkes tarafından kabul görmüş bir tanımlama yoktur. Pnömatik kelime olarak eski Yunancada rüzgar anlamına gelen “Pnöma” kelimesinden türetilmiştir. İçerik olarak basınçlı havanın davranışlar ile ilgilenir.   Havanın atmosferde sınırsız olması ve güç iletimindeki avantajları pnömatiğin endüstrideki uygulama alanlarını genişletmektedir. Pnömatik endüstriye çok hızlı bir şekil değişmiş ve endüstrinin , hemen hemen bütün sahalarında kullanılmaktadır. İlk etapta demir yollarında, otomobillerde ve madencilikte kullanılan basınçlı hava, endüstriyel alanlarda hızla yaygınlaşmıştır. Son yıllarda kontrol devrelerinde, robot endüstrisinde, dişçilik ekipmanlarında, cerrahi ekipmanlarda ve birçok kuvvet gerektiren endüstriyel işlemlerde kullanılmaktadır. Pnömatiğin endüstride uygulandığı bazı alanlar şunlardır: 1)      Otomasyon sistemlerinde   2)      Robot teknolojisinde   3)      Elektronik sanayinde   4)      Madencilik sanayinde   5)      Gıda ve ilaç sanayinde   6)      Kimya sanayinde   7)      Tekstil sanayinde   8)      Boya, vernik işlemlerinde   9)      Nükleer santrallerin kontrolünde   10)    Taşımacılık ( transport ) işlemlerinde   11)    Otomatik dolum...

Devamını Oku

Talaşlı İmalata Etki Eden Faktörler

Talaş Kaldırmaya Etki Eden Faktörler İmalat endüstrisindeki, yarış birçok şirketin ürünlerini daha kaliteli ve verimli üretmeye, aynı zamanda üretim maliyetlerini azaltmaya zorlamaktadır. Geçmiş yüzyıl boyunca, üretimde sağlanan artışlar, yüksek teknolojili otomasyon, sayısal kontrollü tezgahlar, esnek üretim sistemleri ve diğer yeni gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Bu yüksek güçlü sistemler ve daha rijit takım tezgahları geleneksel tezgahlardan daha çok verimli olmaktadır. Ancak, bunlarla hassas parçaların seri olarak tam uygulanabilirliği; güvenilir, yüksek randımanlı kesici takımların kullanılmasına bağlıdır.   Kesme şartları yönünden, verimliliği artırmak için yeni takım malzemelerinin gelişmesi bakımından sürekli araştırma-geliştirme çalışmaları üretici firmalar tarafından yapılmaktadır (SECO, ISCAR, SANDVIK, TUNGALOY, WALTER vb.). Günümüze kadar kullanıla gelen kesici takımları sınıflandıracak olursak; yüksek hız çelikleri, döküm alaşımları, karbürler, sermetler, seramikler, kübik boron nitrürlü kesici takımlar ve çok kristalli elmaslar olarak sınıflandırabiliriz. Çok kristalli elmaslar ve çok kristalli kübik boron nitrür gibi yüksek randımanlı, süper abrasivli kesici takımlar, son yıllarda imalat sanayisinde geniş olarak uygulama alanı bulmaktadır.   Bu yeni yüksek randımanlı kesici takımların verimliliği belirli uygulamalar için, diğer kesici takımlardan daha yüksektir. Parçaları verimli üretmek için, üretim esnasında optimum işleme şartlarının da sağlanması gerekmektedir. Talaş kaldırmada üç değişken olan, kesme hızı, ilerleme miktarı ve talaş derinliğinin takım ömrüne ve talaş kaldırma miktarına önemli etkisi vardır.   Talaş kaldırma işlemi, elastik ve plastik şekil değişikliğine dayanan, sürtünme ve ısı oluşumu, talaş oluşumu ve talaş kırılması, iş malzemesi yüzeyinin sertleştirilmesi, kesici takım ucunun aşınması ve kırılması gibi olayların...

Devamını Oku

ABD'nin Bilim ve Teknoloji Yönetim Sistemi

ABD’nin Bilim ve Teknoloji Yönetim Sistemi Amerikanın şu anki zirveye çıkmasında büyük bir rolü olan Bilim ve Teknoloji Yönetim Sistemi şöyledir. ABD’de AR-GE faaliyetine Federal Bütçe’den büyük ölçüde destek sağlanır. Destekleme için ayrılan fonlar, Federal Hükümet’e bağlı organlar (Federal Ajanslar) eliyle yönetilir. AR-GE faaliyetinin önemli bir bölümü de yine Federal Ajanslar tarafından gerçekleştirilir.   ABD’de bilim ve teknoloji alanı ile ilgili üst düzeydeki yetki ve sorumluluklar tek bir bakanlık ya da kuruluş bünyesinde toplanmamıştır. Federal AR-GE faaliyetinin büyük bölümünün nispeten az sayıda kuruluş tarafından yürütülmesine ve AR-GE’ye finansman desteğinin büyük bölümü yine az sayıda kuruluş eliyle sağlanmasına rağmen, neredeyse bütün...

Devamını Oku

Türkiye'de Teknoloji ve Mevcut Durum

Türkiye’deki Teknoloji ve Silahlı Kuvvetlerdeki durum ile ilgili bir değerlendirme.   Türkiye’de bilim ve teknoloji alanında belirli bir politika izleme arayışı ve ilk politika formülasyonları 1963 yılında Planlı Dönem’le birlikte başlamıştır. Bilim ve teknoloji faaliyetinin yönlendirilmesinde rol alacak ilk kurum da TÜBİTAK yine aynı dönemin ürünüdür (Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı).   1980’li yılların başında, dönemin ilgili Devlet Bakanı’nın eşgüdümünde, 300 kadar bilim adamı ve uzmanın katılımıyla hazırlanan Türk Bilim Politikası: 1983-2003 dokümanıyla, ilk kez, ayrıntılı bir bilim ve teknoloji politikası ortaya konmaya çalışılmıştır. Aynı dönemde BTYK kurulmuştur. Türk Bilim Politikası: 1983-2003 ne yazık ki hayata geçirilememiştir.   Türkiye’de hiçbir zaman uzun vadeli ve tutarlı bir milli teknoloji politikası uygulanmamıştır. Her hükümet zamanında politika değiştirilmiş ve öncekine nazaran farklı konulara ağırlık verilmiştir. Çeşitli bilim adamlarının ve uzmanların görüşlerinin alındığı konferanslar, bilim ve teknoloji şuraları tertiplenmiştir ama uygulamada pek birşey değişmemiştir. Çünki hala Türkiye’de teknoloji konusu bütün kurumlarıyla özümsenmiş değildir.   İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar’ın, hesap cetvelleri, logaritma tabloları gibi “ilkel” hesaplama yöntemleri kullanarak tasarımını yapıp İngiltere’ye karşı ürettiği, yaklaşık 350 km menzilli ve 1 ton harp başlığı taşıyan V-2 füzeleri, elektronik teknolojisi olmadığı için imalatı çok zor gerçekleştirilebilen mekanik ve elektrikli güdüm üniteleri kullanıyordu. 1. Dünya Savaşı sonrası küçük bir gemi bile yapması yasaklanmış bulunan Almanya, birçok fabrikalarını ve araştırma merkezlerini yeraltında inşa etmişti. Günümüzde ise Türkiye’nin elinde, 2. Dünya savaşı Almanya’sına kıyasla milyarlarca kat hızlı ve kapasiteli hesap...

Devamını Oku

Açsam Rüzgara

Kendini hayatın akışına bırakmak isteyen biri Orhan Veli Kanık AÇSAM RÜZGARA Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz… Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri...

Devamını Oku

Sevgilerde

Sevginizi hiçbir zaman saklamayın. Behçet Necatigil SEVGİLERDE   Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz...

Devamını Oku

Senin İçin Annem

Anne hasretini anlatan duygusal bir şiir. Ahmet Hamdi Tanpınar Anneler Günü İle İlgili Yazılar: Anne Tarifi Anneler Günü Annelerin Değeri Anneler Günü Sözler Anneler Günü Ne Zaman? Anneler Günü Mesajları Anneler Günü Tarihçesi Anneler Günü Resimleri Senin İçin Annem Şiiri Anneler Günü ile ilgili şiirler Anneler Günü İle İlgili Hikayeler   ANNEM İÇİN Bir günümüz bile sensiz geçmezken Şimdi mezarına hasretiz anne… Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer Gölgesinde ulu, loş bir mabedin Bir yığın toprakla bir parça mermer Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin. Bir yığın toprakla bir parça mermer, Üstünde yazılı yaşınla, adın; Baş ucunda matem renkli serviler Hüznüyle titreşir sanki hayatın. Seni gömdük anne yıllarca evvel Göz yaşlarımızla bu ıssız yere Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel Matem dağıtırken hasta kalblere. Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun Hüznüyle erirken Dicle de sessiz, Öksüzlük denilen acıyla vurgun Bir başka ölüydük bu toprakta biz. Anneler Günü İle İlgili Yazılar: Anne Tarifi Anneler Günü Annelerin Değeri Anneler Günü Sözler Anneler Günü Ne Zaman? Anneler Günü Mesajları Anneler Günü Tarihçesi Anneler Günü Resimleri Senin İçin Annem Şiiri Anneler Günü ile ilgili şiirler Anneler Günü İle İlgili...

Devamını Oku

Hayatın Son Senelerinde

Hayatın son senelerinde olan birinin anlamlı şiiri. Necati Cumalı SON İçimden hep iyilik geliyor Yaşadığımız dünyayı seviyorum Kin tutmak benim harcım değil Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum Parasız pulsuzum ne çıkar Gelecek güzel günlere inanıyorum Gelecek güzel günlere Sonunda galip geleceğine eminim İyiliğin, zekanın ve cesaretin İmanım var zaferine Aşkın, adaletin ve hürriyetin Yetiştiğim halkın içinde Bütün şiirini duydum Çalışmanın ve sefaletin Kulak verin işe gidenlerin türkülerine Yorgun argın dönüşlerini seyredin. Şairleri peygamberleri düşünüyorum Yaşamak o kadar tatlı ki Daimi bir sevgi içinde Galip sesini işitiyorum hakkın Asırlarca zulme ve işkenceye Gelecek güzel günlere inanıyorum İmanım var bereketine toprağın Ve makinenin kudretine Parasızım pulsuzum ne çıkar Huzuru içindeyim rahata kavuşanların Hayatının son...

Devamını Oku

Hasret İle İlgili Bir Şiir

Hasret duygusu sevgiliye bu kadar güzel anlatılabilir ancak. Ahmet Arif HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM    Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül gürül akan bir dünya…           Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana… Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni… Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama...

Devamını Oku

Asla Unutulmayanlar

Unutamadıklarımızı anlatan çok güzel bir şiir. Ümit Yaşar Oğuzcan ASLA UNUTULMAYANLAR Biliyorum, unutamayacaksın! Ağır ağır geçecek mevsimler, Bir bir ağıracak saçının telleri Solacak albümde eski resimler. Beni hatırladıkça için ürperecek, Boşanan gözyaşlarını tutamıyacaksın. Boşuna zorlama kendini, sevdiğim; Biliyorum, unutamayacaksın. Ve biliyorsun, ben de unutamayacağım, Eskimeyecek içimde sana ait ne varsa Şöhretmiş, servetmiş herşey geçiyor, inan Dostluklar ve sevgiler kalıyor, kalırsa. Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın, Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan İşte öyle imkansız birşey seni unutmak. Zannetme ki herşey bitti sevdiğim; Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar. Ve bundan sonra kim severse dünyada; Seni ve beni...

Devamını Oku

Çile Çile Çile

Çile duygusunu tema alan güzel bir şiir. Necip Fazıl Kısakürek ÇİLE ÇİLE ÇİLE Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde… Pencereye koştum: Kızıl kıyâmet! Dediklerin çıktı ihtiyar bacı! Sonsuzluk, elinde bir mâvi tülbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı. Ateşten zehrini tattım bu okun, Bir anda kül etti can elmasımı. Sanki burnum, değdi burnuna “yok”un, Kustum öz ağzımdan kafatasımı. Bir bardak su gibi çalkandı dünya; Söndü istikamet, yıkıldı boşluk. Al sana hakikat, al sana rüya! İşte akıllılık, işte sarhoşluk! Ensemin örsünde bir demir balyoz, Kapandım yatağa son çare...

Devamını Oku

Çayın Düşündürdükleri

Çay deyip geçmeyin, ne anlamlara geliyor öğrenin. Çayın Düşündürdükleri… Bir Dost’tan…Çay’ı çok sevdiğimi söyleyince, yaşlı bir teyze anlattı geçenlerde… ”Bak” diye başladı söze… Çayın alt demliği evdeki kaynanadır; devamlı kaynar durur… Üst demlik evdeki gelindir; alt demlik kaynadıkça o olgunlaşır, demlenir… Gelinin kocası ise bardaktır; biraz kaynana doldurur onu biraz da gelin… Çocuklar çayın şekeridir; tat verir… Görümce ise çay kaşığıdır; arada bir gelir ve karıştırır gider… Kaynataya gelince; o da bardak altıdır; dökülenleri bir araya toplar… Çay deyip te geçmemek lazım demekki… bi durmak, düsünmek...

Devamını Oku

Fanatizm, Fanatikleşme ve Kutuplaşma

Fanatizm, Fanatikleşme ve Kutuplaşma ile ilgili bilgiler. Fanatizm, Fanatikleşme ve Kutuplaşma Fanatikleşme ve kutuplaşma çağımızda insanların zorla itildikleri taraf olma sorunu ve zorunluluğu.Tuttuğunuz takımdan, oy verdiğiniz partiye, giydiğiniz kıyafetten, yediğiniz yemeğe dinlediğiniz müziğe kadar her konuda bilinçli bir şekilde taraf olmaya zorunlu bırakılıyoruz. Fenerbahçe atkınız yoksa fenerli değilsiniz, Galatasaray şapkanız yoksa taraftarımsınız, arabesk dinlemiyorsanız delikanlı değilsiniz, yabancı müzik cdleriniz yoksa entel olamazsınız, Atatürk rozetiniz yoksa Atatürkçü değilsiniz, başınız açıksa Müslümanlığınız tartışılır hale geldi. Fanatikleşme o kadar tehlikeli boyutlara ulaştı ki abi kardeşine tuttuğu takımdan, oy verdiği siyasi partiye kadar düşman olabilmekte ve kendisini bu kutuplara itenlere imaj göstergesi olarak kullanabilmekte. Ve öyle bir nesil yetişmekte ki kendisine oynanan bu oyunun farkında olmadan savundukları her ne olursa olsun kendi savunduklarının kati bir doğruluk çerçevesinde yargılamadan, araştırmadan bağlanan bir nesil. Ve ne yazık ki eğitim sistemimizin durumuyla ilgili olarak araştıran düşünen değil tamamen yanındakini veya televziyonda gördüğü starını taklit eden bir nesil yetişmekte. Teoman ne giydi, Tarkan ne yedi bilen gençlerimizin birçoğu maalesef en temel genel kültür sorularını bile içler acınacak bir şekilde alaya alarak üzülme gereği duymadan içinde bulundukları bu durumun farkında bile değiller. Fanatikleştikleri konuların bile en temel olgularından habersiz körü körüne bağlanan bir gençlik. Sorgulamayan araştırmayan interneti sadece sohbet odalarında arkadaş aramaktan ibaret sanan, bilgisayarın ekran kartını yüksek tutup oynayabileceği oyun sayısını arttırmak isteyen bir genç maalesef ülkeleri için gelecekte çokta faydalı olmayan bir birey haline geldiğinde ve ...

Devamını Oku

Tüketmek

Kendimizi tüketiyoruz, Mutluluk içimizde… Neden her şeyden bıkıyoruz! Bu soruyu çok defa sordum kendime neden her şeyden sıkılıyoruz! Genelde insanlar elde ettikleri şeylerden bir süre sonra bıkmaya başlarlar… İnsanlar ilk başlarda kendileri için çok zor imkansız gelen şeyler için uğraşırlar ama yavaş yavaş bıkmaya başlarlar.Tüketim toplumunda aldığımız yeni bir cep telefonu bir süre sonra bize zevksiz gelmeye başlar… Yada beğenerek aldığımız bir pantolon kazak için bunu nasıl almışım bu ne iğrenç bir şey demeye başlarız… İlişkilerde de bu durum böyledir… Karşımızdaki insan bize ilk başlarda kusursuz gelirken sonraları yavaş yavaş kusurlar aramaya başlarız… Bulduğumuz kusurlar ilk başlarda kendi içimizde olduğu için sadece bizi mutsuz eder ama yavaş yavaş bakarız ki artık karşı tarafa yansıtmaya başlarız bu kusurları ve karşımızda ki insanı da mutsuz etmeye başlamışız… İşte Türkiye’de ve Dünya’da son yıllarda artan boşanmaların nedenlerinden biri de budur. İnsanlar ilk başta çok mutlu huzurlu bir hayat geçirmek için seçtikleri kişileri beğenmemeye başlarlar zamanla bıkarlar… İlk başlarda çok sevimli gelen şakalar espriler oyunlar zamanla iğrenç gelmeye başlar… Mutluluk yeni oyunlarda aranmaya başlar… İşte tüketim toplumu olduğumuz bu dönemlerde elimizdekinin değerini bilmeli ona sahip çıkmalı elimizdekiyle yeni oyunlar aramalıyız. Mutluluğu hep yenilikte aramak yerine mutluluğu içimizde...

Devamını Oku

İş görüşmesi İle İlgili Tüyolar

İş Görüşmesi Esnasında Sizi Bir Adım Öne Çıkaracak Küçük Tüyolar… İŞ GÖRÜŞMESİNE GİDERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ Günümüzde sadece Türkiye’nin değil birçok Avrupalı ülkenin bile ilk sırdaki sorunu olan işsizlik. Bu çerçevede iş görüşmesine giderken dikkat edilecek bazı küçük detaylar sizi rakiplerinizden bir adım öne çıkaracaktır. İşte sizi bir adım öne çıkaracak küçük tüyolar: 1. İş görüşmesine gitmeden önce görüşmeye gideceğiniz firma hakkında mutlaka bilgi edinin.” Neden bizimle çalışmak istiyorsunuz?” şeklinde gelebilecek herhangi bir soruya şirketle alakalı anekdotlarla abartıya kaçmadan açıklama yapmak sizinle görüşen kişinin üzerinde olumlu bir iz bırakacaktır. 2. Kıyafet seçimi önemli başvurduğunuz pozisyona ve firmaya uygun renk ve tarzda kıyafetler seçmek karşıdaki kişinin sizin ciddiyetinizi anlaması açısından önemli olacaktır. Kıyafetleriniz mutlaka temiz ayakkabılarınız boyalı olmalı. 3. Görüşmeye giderken mutlaka yanınızda kalem küçük not defteri ve mendil bulundurun. Mülakatı yapan  kişi sırf sizi denemek için kalem vermekte yavaş davranıp hazırlıklı olup olmadığınızı test edebilir. Kayıt edilecek bir şey varsa cep telefonunuza değil deftere kayıt edin. Ajanda götürmek en uygunu olur. 4. Görüşmeye mutlaka zamanında gidin. Çünkü karşı taraf sizi beklemekten mutlu olmayabilir. Ve karşı tarafın mutsuzluğu size yansıyacaktır. 5. Görüşmeye firma için olduğu kadar  kendiniz içinde hazırlık yapın. Cvnizde  yazdığınız bilgiler mutlaka doğru olsun. Cvinizi gitmeden bir kez  gözden geçirin. Cvniz de yazılan hiç bir şey için cevap verirken tereddüt etmeyin. 6. Eğer cvnize İngilizce biliyorum diye yazdıysanız  özgeçmişinizi İngilizce olarak çalışın. Muhtemelen  İngilizce olarak  kendinizden bahsetmenizi isteyeceklerdir....

Devamını Oku

Osman Hamdi – Kaplumbağa Terbiyecisi

Osman Hamdi Bey’in 3 Boyutlu Şaheseri Terbiyecinin elinde tuttuğu ney’i, elinizi uzatıp alacağınız geliyor. Üç boyutlu bir resim bu. Özellikle bakacağınız öğeler, 1. Duvardaki dökülmüş sıvalar2. Size doğru uzanan ney3. Terbiyecinin çatlak topukları    Bu üç öğe, bu resmi nasıl dünyanın en beğenilen resmi yapmadı hayret…   Osman Hamdi Bey’in bu resminin biraz daha soluk ve küçük haline bakmak isterseniz:     30 cm’lik Mona Lisa bu payeyi alıyor, benim Osman Hamdi’mi Istanbul’lular bile tanımıyor. Bu da ezeli zayıflıklarımızdan biri olsa gerek… Yukarıdaki sorunun esasen cevabını biliyorum. Osman Hamdi Bey, zamanın baş kaldırıcılarından biridir de ondan. Kaplumbağa terbiye edilebilecek en zor hayvandır....

Devamını Oku

Bir Aşk Hikayesi

Dumlupınar Denizaltısı’nın İçinde Barındırdığı Aşk Hikayesi Ebediyete kadar sürecek bir aşk hikayesi..!  Heybeliada’daki deniz okulu’ndan mezun olan ismail türe, kendi gibi gelibolulu olan bir genç kıza kaptırır gönlünü. iki sevgili parmaklarına nişan yüzüğü taksalar da, birbirlerini çok seyrek görmektedirler. İsmail türe denizaltıda muhabere subayı olarak görevlidir çünkü. üsteğmenin aklına harika bir fikir gelir; nişanlısına ışıklı mors alfabesini öğretecek, çanakkale’den geçiş yapacakları geceyi planlı olduğu için önceden bildirecek ve böylelikle haberleşeceklerdir!.. Boğazı yüzeyden geçmekte olan denizaltının kulesindeki denizciler sigara içmekte, sohbet etmektedirler. aralarından birinin heyecanlı olduğu her halinden belli olmaktadır. gelibolu kıyılarına geldiklerinde, karanlık içindeki evlerden birinden bir el fenerinin yanıp söndüğü görülür: “seni seviyorum”… arkadaşları gülümseyerek ismail türe’ye bakarlarken, genç aşık elindeki fenerle sevgilisine karşılık vermektedir… Bu olaydan sonra iki sevgilinin aşkı düşmez olur denizaltıcıların dillerinden. herkes, haberleşmek için kurulan ışık yolunu konuşur. arkadaşları “evlen şu kızla da, buralardan her geçişimizde selamlaşmayı bırak artık” diye takılırlar ismail türe’ye. Denizaltının üstünün ve altının bir olduğu yağmurlu günlerde bile, çanakkale boğazı’ndan geçilirken, elindeki fenerle aşk nöbeti tutan yakışıklı denizci gözünü bir an olsun ayırmaz gelibolu kıyılarından. Yine bir gün, yirmiyedi yaşındaki üsteğmen, çanakkale’den geçecekleri gün ve saati, denizaltının uğradığı bir limandan telefonla haber verir nişanlısına. Ege denizi’nden boğaz’a giriş yapacaklarını ve en öndeki denizaltının kulesinde olacağını bildirir. genç kızın gözüne her zaman olduğu gibi, o gece de uyku girmez. büyük bir sabırla pencerenin önünde oturmakta ve gözünü hiç kırpmadan denize bakmaktadır....

Devamını Oku

Borsa Nasıl Yapılır?

Borsa nasıl yapılır? Borsa nasıl çalışır? Borsa nasıl öğrenilir? İşte size borsanın nasıl yapıldığını anlatan bir fıkra. Kesin öğreneceksiniz 🙂 Bir zamanlar köyün birine bir adam gelmiş ve tanesi 10$dan maymun alacağını söylemiş. Köyde çok maymun olduğu için köylüler sevinçle ormana koşup maymunları yakalamaya başlamışlar. Adam,binlerce maymunu 10$ dan satın alınca ortalıkta maymunlar azalmış, yakalaması zorlaşmış. Köylüler tam maymun yakalamak tan vazgeçecekken adam tanesine 20$ vereceğini söylemiş. Tekrar heveslenen köylüler tekrar maymunları yakalamaya başlamışlar. Bir süre sonra da fiyatı 25$a çıkarmış.Ancak bırak yakalamayı, maymuna rastlamak bile çok zorlaşmış. Bunun üzerine adam fiyatı 50$ a çıkardığını, ancak kendisinin işi olduğu...

Devamını Oku

Politika Nedir?

Politika Nedir? İşte budur : Çocuk babasına sorar: “baba politika nedir?” Baba söyle der: “bak oğlum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben kapitalistim. Annen parayı yönetir, öyleyse o hükümettir. Deden paranın doğru idare edilip edilmediğine dikkat eder, öyleyse oda sendikadır. Hizmetçi kız ise isçi sınıfıdır. Bizlerin ise tek hedefi vardır, senin rahatlığın. Dolayısıyla sen de halksın ve altında bezi ile yatan küçük kardeşin ise gelecektir. Söyle bakalım anlayabildin mi?” Çocuk düşünür ve o gece babasının anlattıklarını düşüneceğini söyler. Gece yarısı çocuk uyanır. Çünkü küçük kardeşi altını pisletmiştir ve ağlamaktadır. Ne yapacağını bilemeyen çocuk anne ve babasının yatak odasına gider. Annesi yalnız ve derin bir şekilde uyumaktadır, öyle ki onu uyandıramaz. Hizmetçi kızın odasına gider. Bakar ki babası hizmetçi kızla yatmaktadır. Dedesi de pencereden gizlice onları izlemektedir. Hepsi öyle meşguldürler ki çocuğun orada olduğunu fark etmezler bile. Çocuk hiçbir şey yapamadan yatağına geri döner. Ertesi sabah baba çocuğa kendince politikanın ne olduğunu anlatmasınıister. -“evet” der çocuk, “kapitalizm” isçi sınıfını kötüye kullanıyor. . Sendika bunu seyrediyor. . Bu arada hükümet uyuyor… Halk ise dikkate alınmıyor… Ve gelecek bokun içinde yatıyor! işte politika...

Devamını Oku

Atatürk İle İlgili Bilinmeyenler ve Duyulmayanlar

Atatürk ile ilgili bilinmeyenler ve duyulmayanlar   1.”Ata” lafını sevmezdi… “Atatürk” hitabını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış. Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. Kendisine “Ata” diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı. 2. En sevdiği yemek… Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama canı istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi. 3. En büyük hayali dünya turuna çıkmaktı… Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi. 4. Başucu kitabı “Çalıkuşu”ydu… Binlerce kitabı vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin’in ünlü “Çalıkuşu” romanını hep yanında taşır, her gün rasgele bir yerinden acar, birkaç sayfa okurdu. (Çalıkuşu Romanının Muhteşem bir özeti Edebiyat kategorisinde bulunmaktadır) 5. Kabul salonundaki at yavrusu… Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. “Fob” adını verdiği köpeği Gazi’nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti. 6. Tam bir salon adamı… En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi. 7. Gömleklerinin tümü beyazdı… Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli mali kullanma kampanyasına onculuk edebilmek için Beyoğlu’nda bir...

Devamını Oku

Tarkan Tevetoğlu İle İlgili Herşey

Tarkan hayatı, tarkan hayranları, tarkan resimleri, tarkan bounce, tarkan yeni, wallpaper, tarkan albümleri, metamorfoz, tarkan come closer, tarkan albüm, tarkan son albüm, tarkan konser, tarkan indir mp3, tarkan şarkı sözü, tarkan lyrics, tarkan yeni albümü, tarkan şarkısı… Yani kısaca Tarkan ile ilgili herşey   Tarkan’ın Çocukluk Yılları   Tarkan 17 Ekim 1972 yılında Almanya’nın Frankfurt yakınlarındaki Alzey kasabasında doğdu. Altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğuydu. Küçük yaşlarında bile sanatsal yetenekleri ön plana çıkan Tarkan’ı 13 yaşında babası Ali Tevetoğlu Karamürsel’de Klasik Türk Müziği eğitimi almaya gönderdi. Mütevazı bir geçmişe sahip olan ve çocukluğundan beri kendi kendine olmayı seven Tarkan...

Devamını Oku